..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Şahin bakışlı, ahu gözlü, şirin davranışlı ve tatlı sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Necat Dilaver




18 Kasım 2004
Yalnızlık Ne Zaman Fark Edilir?  
Necat Dilaver
Dostluklar kurarız, ihtiyaca binaen-öyle ya insan toplumsal olmalı- Kabullenmekle başlar aslında dostluklar , yalnızlık farkındalığı ile biter. Ya da her dostluk başarısız bir sortidir yalnızlığa. Dostluk biter, şartlar değişir, yalnızlık geri gelmiştir


:CJIE:
Aslında insan her zaman yalnızdır kimin daha yalnız olduğunu kimin daha önce yalnızlığını fark ettiği belirler. Peki insana yalnızlığını fark ettiren nedir? Çaresizlik, bilgi, anne, beslenme ihtiyacı vb . Yani aslında herkesin yalnızlığının farkına varma nedeni farklıdır ama sonuç aynı, o güzelim yalnızlık.

Yeni doğan bir bebeği düşündüğümüzde ne kadar yardıma muhtaç ve aynı oranda yalnız bir varlık gelmiyor mu aklımıza. Bebekler yalnızlıklarının farkına varabilirler mi? Bir çocuğum olsaydı buna daha rahat cevap verebilirdim ama sanırım yalnızca şanslı bebekler yalnızlıklarını fark ederler ve böylece hayatlarını sonu olmayan bir arayıştan kurtarırlar.

Bence yalnızlık en çok anne karnında hissedilir belki de çocuklar bunu kabullenemediklerinden yani arayışın bir parçası olarak doğarlar. Öyleyse anne karnında ölen bebeklere ne mutu ve onlar aslında dünyanın en büyük kayıpları. Çünkü onlar insanın en büyük bireysel sorununu çözmüşler.

Belki de bazılarımız hiç fark etmez yalnızlıklarını. Yaşayıp giderler; salakça ve ölürler; şereflice. Ne acı değil mi bütün bir ömür boyunca yalnız olduğunu bilmeden yaşamak. Sanırım bu tür insanlar en çok sıkı bir tanrı inancı olanlarımız arasından çıkıyor. Ama bu kişiler daha çok tanrıya apriori olarak inanlardan oluşuyor. Buradan yola çıkarak ilk yalnızlık farkındalığı yaratanın varlığından şüphe etmekle mi başlar? Diye bir soru sorulabilir.

Anne ya da ebeveynlerimizin yalnızlığımızı keşfetmemizde ki rolü nedir? Bebek ilk düş kırıklığını annesi onu duymadığında yaşamaz mı? Ya da gece bir vakit ağlayarak karanlık bir odada uyandığında annesinin geç gelmesini nasıl yorumlar? Böyle böyle biriktirir insanoğlu yalnızlığı fark etme nedenlerini. Rastlantısal. Bu rastlantısallık belirler yalnızlığı fark etme zamanımızı.

Dostluklar kurarız, ihtiyaca binaen-öyle ya insan toplumsal olmalı- Kabullenmekle başlar aslında dostluklar , yalnızlık farkındalığı ile biter. Ya da her dostluk başarısız bir sortidir yalnızlığa. Dostluk biter, şartlar değişir, yalnızlık geri gelmiştir yeni bir kabullenmeye kadar.

Her yardım istediğimizde-tanrı ,anne,sevgili,dost vb gibi bir sürü gereksizlikten- yalnızlığımızın farkına varmaz mıyız? Çare bizim dışımızdadır ve yalnızlıkla beraber gelir. Çaresizlikle fark eder büyük bir kısmımız yalnızlığı.

Geniş halk yığınlarının bilgisizliğini de yalnızlığa götürür bireyi. Çünkü herkes aslında azınlıktır kişiliğinin bir yerinden ve aslında herkes aslında birer aydındır.

Genetik de yalnızlığa götürmez mi bizi. Var mı aynı genetik koda sahip iki insan.

Şöyle de düşünülebilir; aslında herkes her an yalnızlığının farkında çünkü yaşamlarını sürdürebiliyorlar. Yani yaşayan herkes doğduğu andan itibaren biliyor yalnız olduğunu, kabulleniyor, çelişmiyor kaderiyle ki yaşayabiliyor. Aslında bunun herkes apriori farkında ama aptal olanlarımız bunu deneyle yenmeye veya ispatlamaya çalışıyor. Ne büyük ve salakça bir uğraş değil mi! Yalnızlığı yenmek! Ne komik değil mi. Büyük sanatçılar da aslında bunlar arasından çıkıyor galiba.

Bir gece -bu herhangi bir gece olabilir veya toplumun anlamlar yüklediği bir gece olabilir, fark etmez- bir de bakmışsınız paylaşacak bir şey yok; yani neyi kiminle paylaşacaksınız ki. Belki de zaman fark ettirecek size yalnızlığınızı. İlk önce nefret edeceksiniz sonra kabullenme ve en gerçek ve sonsuz mutluluk; Yalnızlık.


.Eleştiriler & Yorumlar

:: Yaratıcı güç yalnızlık !
Gönderen: s.aylin antmen / İstanbul/Türkiye
28 Kasım 2004
Yalnızlık varlığın oluşudur. Ve bu yüzdendir kalabalıklardaki yalnızlıklar ..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yalnızlık ve Ölüm
Yalnızlık ve Mutluluk
Dene - Me
Yalnızlık ve Kent
Yalnızlık ve İnsan ve Daha İnsanlar
Öylesine...
Yalnızlık ve Portakal Kabuğu
Değişim...
Yalnızlık ve Aşk
Açlık...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aforizmalar - Aşka
Seni Seviyorum: Dünyanın En Saçma Cümlesi.
Ben...
An'sal Yaklaşımlar
Sevemeyen Üşür...
Aforizmalar - Hayata
Sevmediğim Kelimeler
Hey Hayat...
İnsan/ Mutlak İnsan...
Yapılacaklar...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Umut Var... [Şiir]
Aç Aşk... [Şiir]
Umut Yok... [Şiir]
Melanin [Şiir]
Yaş ve Aşk... [Şiir]
Hüzün [Şiir]
2022, Prozac [Şiir]
Yaşlı... [Şiir]
Gülüş... [Şiir]
Aşkın İspatı Hüzün [Şiir]


Necat Dilaver kimdir?

Ara-yış. . . Şiirde, öyküde ve yaşamda; 'ara' da kalma ederi: Arayış. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Umut, ekmek, sömürü, tanrı, insan, hayat, hüzün...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Necat Dilaver, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.