..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bilinç ruhun sesidir, tutkular ise bedenin. -Rousseau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Düşler > seyfullah ÇALIŞKAN




16 Ekim 2004
Dudaklarının Kırmızısını Gelincikler Kıskansın  
seyfullah ÇALIŞKAN
Gelincikler varsın kıskansın dudaklarının kırmızısını. Rüzgarlar saçlarında rüyaya dalsın. Varsın ay geceye yaslanıp, altından elleriyle denizleri okşasın. İlk defa bütün kitaplar yalan, rüyalar gerçek olsun.


:BFHI:
Dudaklarının Kırmızısını Gelincikler Kıskansın



Her şey küçük bir tomurcuğun yaprağa dönüşmesi gibi sabırla ve renginde kendi sihrini gizleyen o parlak yeşilin mucizesi gibi kendi deviniminde olsun istiyorum.

Zaman hiç eskimesin, hatta her sabah kendini tazelesin. Seninle paylaştıklarımızı biriktirmeden, alışkanlığa dönüştürmeden yaşayalım. Her şey hep aynı, seninle ilk tanıştığımız günkü gibi kalsın. İçli dışlı, yapış yapış olmadan, üzerimize kokusu sinmeden ve sıradanlaştırmadan geceleri paylaşalım istiyorum.

Aklım hep tetikte ve yaşadıklarımızın rehaveti üzerimize ölü toprağı serpmeden tazecik kalsın istiyorum. Sana hep ilk günkü gibi çiçek alayım örneğin. Her akşam iş çıkışında sevdiğin sütlü çikolatalardan, çilekli dondurmadan alayım.

Sen benim sığınağım ol elbette. İş saatlerimi, dakikaları yolup geçmişe attığımda koşa koşa sana geleyim. Ne olur yorgun bedenimi sakla koynuna ama beni sahiplenme. Benim için endişelenme ve uykularının celladı yapma. Rüyalarına çağır beni ama korkularına yaklaştırma.

İçimde çok tanıdık bir his var. Bütün yolları, bütün sınırlarımız yıkıp attığımızda sanki her şeyin rengi solacak. “Bir kez daha yanıldım. Aradığım bu değil ki.” demek istemiyorum. Evet, sen de biliyorsun ki beni sevmeni istiyorum. Kelimeler duvarlardan sekmeden, yerlerde yuvarlanmadan eski bin ninni tadında kucağıma kıvrılsın. Keyifli mırıldanan bir kedi kadar yumuşak ve sevecen olsunlar istiyorum. Kocaman cümleler etrafımı kuşatır, elimi kolumu bağlayıp beni çaresiz eder diye korkuyorum. Ve ben seni işte o zaman sevmeye mecbur, çaresiz kalır… Bakmaya doyamadığım o yeşim rengi gözlerinde boğulurum.

Her sabah seninle buluştuğum o otobüs durağına senden erken geleyim. Evden çıkmadan önce aynada uzun uzun kendime bakayım. “Sakalım ne kadar çabuk gelmiş. Daha tıraş olalı bir saat bile olmadı.” deyip kaygılanayım. Saçlarımı özenle tarayayım. Pantolonumu uygun gömleği seçerken kararsızlıktan deliye döneyim. Evden çıkmadan önce çok sevdiğim tıraş kolonyamdan kolonyadan sürüneyim. Ayakkabılarımı pırıl pırıl parlatayım. Ayakkabılarım tozlanacak, pantolonumun ütüsü bozulacak diye endişeleneyim. Seninle her buluşmamızın heyecanı ilk günün tadında, heyecanında kalsın istiyorum. Ve seni her gördüğümde aklım dursun, yüreğim yerinden fırlasın. Acemi ve utangaç yeni yetme delikanlılar gibi olayım.

Bana eski aşklarını ve çocukluk anılarını sakın anlatma. Benden önce yaşadıklarını, kazandıklarını ve yitirdiklerini, başarılarını ve hatalarını, acılarını ve sevinçlerini hiç olmamış saymak istiyorum. Sen de bilirsin ki, eski defterler ön yargılarımızın da kapılarını açar. Farkında bile olmadan eski temellerin üzerine kocaman duvarlar öreriz. Bırak, geçmiş kilitli sandıklarda, karanlıklar içinde kalsın. Her şey seni gördüğüm o akşamla başlasın.

İlk defa her şey başka türlü olsun istiyorum. İlk kez bencilliğimiz, aç gözlülüğümüz, kıskançlıklarımız, hırslarımız yani insan zayıflılığımız yolumuzu kesmesin istiyorum. “Hiçbir aşk sonsuza kadar sürmez. Her yeni gün sona giden yolu kısaltan yeni bir adımdır. Zaten aşk diye bir şey yoktur. “diyen herkes yanılsın.

Gelincikler varsın kıskansın dudaklarının kırmızısını. Rüzgarlar saçlarında rüyaya dalsın. Varsın ay geceye yaslanıp, altından elleriyle denizleri okşasın. İlk defa bütün kitaplar yalan, rüyalar gerçek olsun. Sevdamız ırmaklarda yıkanıp, yıldızlara asılsın. Her şey başka türlü olsun…

Not: Yazımı Gelincikler kadar Kırmızı Dudakları olan bir arkadaşıma ithaf ediyorum.




.Eleştiriler & Yorumlar

:: Yanılgı olmasın..
Gönderen: ÖRSAN BAYDAR / İSTANBUL/Türkiye
27 Ekim 2004
İşte budur arkadaş..Karşımıza çıkan artık yanılgı olmasın..Ve inandığımız tüm değerler onunla var olsun ve ortaya çıksın..Sevgiler..Örsan..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın düşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Zaman Sen Yalansın
Öylesine Bir Akşam İşte

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Başka Türlü Bir Şey
Canan
Aşkı Anlatmak Haksızlıktır
Nisan"ın Şuçu
Bahar, Badem, Çocuk
Sonbaharı Hüznün Rekleri Boyar
Mevsim Türlüsü 2
Bir Fırtına Tuttu Bizi
Delikanlıyı Bozan Yazılar
Romantizm Delikanlıyı Bozar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Tabanca [Öykü]
Saman Altından Aşk Yürürse [Öykü]
Rakı Şişesine Ejderha Olduk [Öykü]
Gökçeada 3 [Öykü]
Ben İşin Kitabını Yazmıştım [Öykü]
Sokarım Seni Şalvarıma Çıkarırım Tozpembe [Öykü]
Nataşa, Mavra ve Rakı [Öykü]
Öyle Pat Diye de Ölünmez ki [Öykü]
Güvercinli Yazı - 1 [Öykü]
Emekleye Emekleye Emekli [Öykü]


seyfullah ÇALIŞKAN kimdir?

Ben yazar falan değilim. Yazma eğilimli biriyim. Durumum henüz tedavi gerektirecek kadar kronik hale gelmedi. .

Etkilendiği Yazarlar:
Bilmiyorum,


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © seyfullah ÇALIŞKAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.