İçine koyabileceğin bir karanlığın olmadan, bir ışığın olamaz. -Arlo Guthrie |
|
||||||||||
|
Şimdi odamda dinlendiriyorum bu yaşta bu kadar heyecanı kaldıramayan bedenimi. Hala hayretler içerisindeyim, dün gece rüyaydı, bgün ise gerçek. Yavaş yavaş kalkmalıyım, o mükemmel kadını bulmalıyım, adını öğrenmeliyuim. Acaba evli mi? Kocasıyla mı geldi yoksa. Yok canım, evli değildir, yok ya sanmam. Sanırım en iyisi gidip öğrenmek, ya pat diye de sorulmaz ki. Bir duş alayım da sonra düşünürüm nasıl öğrenebileceğimi. Yorgun bir vücudun duş alması gibi yok, vakit kaybetmemeliyim hemen giyinip akşam yemeğine inmeliyim, kesin karşılaşıcaz... Şu gri takımı giyim diyorum, kol düğmeleri mi de takarım, kadınlar hep onlara çok çekici geldiğini söyler. Beyazlamış ama yakışıklılığıma artı katan saçlarımı da geriye doğru tarayayım bari bugün. Hadi yaşlı kurt güzel siyah gözler çapkın bakmalı, traş da olmalıyım. Kadınlar beni hep Kevin Costner'in biraz yaşlanmış haline benzetirler, eee o da sakalsız daha yakışıklı, yoksa kirli sakallı mı? En iyisi sakalsız, beni daha toy gösteriyor sanki. Parfümümü de sıktı mı bu çekici erkek tamamlanmış olucak. Tanrım çok heyecanlıyım, şu kol düğmelerimi düzelteyim, son halim, hmmm evet mükemmelim. Bakışlar, unutmamalıyım... Şu asansör bazen ne kadar yavaş iniyor, Yemek salonunu önce bir turlasam mı? Yok canım, ne gerek var.. İşte orda inanamıyorum, yanında yirmi yaşlarında bir genç var bu durumda gidip onunla konuşamam. O zaman hemen arkalarına oturayım ki konuşmalarını dinliyim. - Buyurun efendim , bu akşam ki mönümüz ve isterseniz extra yemeklerimiz de var. ... - Bu akşam ki mönü olsun ama mümkünse tavuğu portakalsız istiyorum, curry solu olsun, içecek olarak da kırmızı şarap istiyorum. - Peki efendim hemen getiriyorum. Kadının yanına bir adam yaklaşıyor, yaklaşırken çapkın bir yarım gülüş etıyor, yakışıklı bir adam, belki de kocası, kahretsiiin! Bir de elini uzanıp öptü. o zaman kocası değil, kocası olsa öpmezdi, aralarında o kadar mesafe olamaz, belki de yeni aşığı. O da ne adam oturduğu masaya davet ediyor, parmağıyla oturduğu masayı gösteriyor. Masada başka bir kadın daha var ve adamın sol yüzük parmağında da bir yüzük, sanırım masasına oturan hanım da eşi. Derin bir ooooh çekmeliyim bunun üzerine. O da ne adam kadının yanındaki genç adamı alarak uzaklaşıyor, sanırım o çiftin oğluydu. Kadına çok ısrar ediyor ama sanırım o yanlız kalmak istiyor. Ne olur gitmesiiin anrııım! Eveet, gitmiyor şimdi tek başına ve hemen önümdeki masada. Şarabımı alıp yanına gitsem çok mu kaba bir davranış olur. Ama bir bahanem var, bugün olanlardan dolayı özür dileyebilirim diye düşünürken elimde kadehim çoktan bayanın yanındaydım. - İyi akşamlar.... - Bovary, (gülümsüyor, o kadar içten ki, gülerken gözleri zümrüt gibi parlıyor.) Esquate Bovary. - Break, Hardmen Break, çapkınca bakışımı yapıp, yumuşacık elini öpüyorum, ne kadar da güzel kokuyor elleri.. - Size bu akşam eşlik edebilir miyim Mrs. Bovary? - Bana sadece Bovary diyebilirsiniz ve tabii bana eşlik etmenizden onur duyarım Mr. Break. _ Sadece Break, güzel bayan. ( 'acaba bakışlarım işe yaradı mı Sarı saçlarını tepesinden topuz yapmış, ama güzel boynundan bir kaç tel saç dökülüyor, bakışları çok keskin, uzun kirpikleri var, gözleri mavi-yeşil, burnu o kadar muntazam ki hafif kalkık, yüzü çok düzgün, ince yüz hatları var. Tanrım hala olanlara inanamıyorum, daha önce böylesine garip bir olay yaşamamıştım, tamam hep garip şeyler yaşarım ama bu benim için bile çok şaşırtıcıydı. Hani insanın bir an şaşkınlık ve heyecan dan genzi açıklır ya, garip bir duygudur o , sıcak soğuk şok gibi birşey. Şimdi odamda dinlendiriyorum bu yaşta bu kadar heyecanı kaldıramayan bedenimi. Hala hayretler içerisindeyim, dün gece rüyaydı, bgün ise gerçek. Yavaş yavaş kalkmalıyım, o mükemmel kadını bulmalıyım, adını öğrenmeliyuim. Acaba evli mi? Kocasıyla mı geldi yoksa. Yok canım, evli değildir, yok ya sanmam. Sanırım en iyisi gidip öğrenmek, ya pat diye de sorulmaz ki. Bir duş alayım da sonra düşünürüm nasıl öğrenebileceğimi. Yorgun bir vücudun duş alması gibi yok, vakit kaybetmemeliyim hemen giyinip akşam yemeğine inmeliyim, kesin karşılaşıcaz... Şu gri takımı giyim diyorum, kol düğmeleri mi de takarım, kadınlar hep onlara çok çekici geldiğini söyler. Beyazlamış ama yakışıklılığıma artı katan saçlarımı da geriye doğru tarayayım bari bugün. Hadi yaşlı kurt güzel siyah gözler çapkın bakmalı, traş da olmalıyım. Kadınlar beni hep Kevin Costner'in biraz yaşlanmış haline benzetirler, eee o da sakalsız daha yakışıklı, yoksa kirli sakallı mı? En iyisi sakalsız, beni daha toy gösteriyor sanki. Parfümümü de sıktı mı bu çekici erkek tamamlanmış olucak. Tanrım çok heyecanlıyım, şu kol düğmelerimi düzelteyim, son halim, hmmm evet mükemmelim. Bakışlar, unutmamalıyım... Şu asansör bazen ne kadar yavaş iniyor, Yemek salonunu önce bir turlasam mı? Yok canım, ne gerek var.. İşte orda inanamıyorum, yanında yirmi yaşlarında bir genç var bu durumda gidip onunla konuşamam. O zaman hemen arkalarına oturayım ki konuşmalarını dinliyim. - Buyurun efendim , bu akşam ki mönümüz ve isterseniz extra yemeklerimiz de var. ... - Bu akşam ki mönü olsun ama mümkünse tavuğu portakalsız istiyorum, curry solu olsun, içecek olarak da kırmızı şarap istiyorum. - Peki efendim hemen getiriyorum. Kadının yanına bir adam yaklaşıyor, yaklaşırken çapkın bir yarım gülüş etıyor, yakışıklı bir adam, belki de kocası, kahretsiiin! Bir de elini uzanıp öptü. o zaman kocası değil, kocası olsa öpmezdi, aralarında o kadar mesafe olamaz, belki de yeni aşığı. O da ne adam oturduğu masaya davet ediyor, parmağıyla oturduğu masayı gösteriyor. Masada başka bir kadın daha var ve adamın sol yüzük parmağında da bir yüzük, sanırım masasına oturan hanım da eşi. Derin bir ooooh çekmeliyim bunun üzerine. O da ne adam kadının yanındaki genç adamı alarak uzaklaşıyor, sanırım o çiftin oğluydu. Kadına çok ısrar ediyor ama sanırım o yanlız kalmak istiyor. Ne olur gitmesiiin anrııım! Eveet, gitmiyor şimdi tek başına ve hemen önümdeki masada. Şarabımı alıp yanına gitsem çok mu kaba bir davranış olur. Ama bir bahanem var, bugün olanlardan dolayı özür dileyebilirim diye düşünürken elimde kadehim çoktan bayanın yanındaydım. - İyi akşamlar.... - Bovary, (gülümsüyor, o kadar içten ki, gülerken gözleri zümrüt gibi parlıyor.) Esquate Bovary. - Break, Hardmen Break, çapkınca bakışımı yapıp, yumuşacık elini öpüyorum, ne kadar da güzel kokuyor elleri.. - Size bu akşam eşlik edebilir miyim Mrs. Bovary? - Bana sadece Bovary diyebilirsiniz ve tabii bana eşlik etmenizden onur duyarım Mr. Break. _ Sadece Break, güzel bayan. ( 'acaba bakışlarım işe yaradı mı Sarı saçlarını tepesinden topuz yapmış, ama güzel boynundan bir kaç tel saç dökülüyor, bakışları çok keskin, uzun kirpikleri var, gözleri mavi-yeşil, burnu o kadar muntazam ki hafif kalkık, yüzü çok düzgün, ince yüz hatları var. Tanrım hala olanlara inanamıyorum, daha önce böylesine garip bir olay yaşamamıştım, tamam hep garip şeyler yaşarım ama bu benim için bile çok şaşırtıcıydı. Hani insanın bir an şaşkınlık ve heyecan dan genzi açıklır ya, garip bir duygudur o , sıcak soğuk şok gibi birşey. Şimdi odamda dinlendiriyorum bu yaşta bu kadar heyecanı kaldıramayan bedenimi. Hala hayretler içerisindeyim, dün gece rüyaydı, bgün ise gerçek. Yavaş yavaş kalkmalıyım, o mükemmel kadını bulmalıyım, adını öğrenmeliyuim. Acaba evli mi? Kocasıyla mı geldi yoksa. Yok canım, evli değildir, yok ya sanmam. Sanırım en iyisi gidip öğrenmek, ya pat diye de sorulmaz ki. Bir duş alayım da sonra düşünürüm nasıl öğrenebileceğimi. Yorgun bir vücudun duş alması gibi yok, vakit kaybetmemeliyim hemen giyinip akşam yemeğine inmeliyim, kesin karşılaşıcaz... Şu gri takımı giyim diyorum, kol düğmeleri mi de takarım, kadınlar hep onlara çok çekici geldiğini söyler. Beyazlamış ama yakışıklılığıma artı katan saçlarımı da geriye doğru tarayayım bari bugün. Hadi yaşlı kurt güzel siyah gözler çapkın bakmalı, traş da olmalıyım. Kadınlar beni hep Kevin Costner'in biraz yaşlanmış haline benzetirler, eee o da sakalsız daha yakışıklı, yoksa kirli sakallı mı? En iyisi sakalsız, beni daha toy gösteriyor sanki. Parfümümü de sıktı mı bu çekici erkek tamamlanmış olucak. Tanrım çok heyecanlıyım, şu kol düğmelerimi düzelteyim, son halim, hmmm evet mükemmelim. Bakışlar, unutmamalıyım... Şu asansör bazen ne kadar yavaş iniyor, Yemek salonunu önce bir turlasam mı? Yok canım, ne gerek var.. İşte orda inanamıyorum, yanında yirmi yaşlarında bir genç var bu durumda gidip onunla konuşamam. O zaman hemen arkalarına oturayım ki konuşmalarını dinliyim. - Buyurun efendim , bu akşam ki mönümüz ve isterseniz extra yemeklerimiz de var. ... - Bu akşam ki mönü olsun ama mümkünse tavuğu portakalsız istiyorum, curry solu olsun, içecek olarak da kırmızı şarap istiyorum. - Peki efendim hemen getiriyorum. Kadının yanına bir adam yaklaşıyor, yaklaşırken çapkın bir yarım gülüş etıyor, yakışıklı bir adam, belki de kocası, kahretsiiin! Bir de elini uzanıp öptü. o zaman kocası değil, kocası olsa öpmezdi, aralarında o kadar mesafe olamaz, belki de yeni aşığı. O da ne adam oturduğu masaya davet ediyor, parmağıyla oturduğu masayı gösteriyor. Masada başka bir kadın daha var ve adamın sol yüzük parmağında da bir yüzük, sanırım masasına oturan hanım da eşi. Derin bir ooooh çekmeliyim bunun üzerine. O da ne adam kadının yanındaki genç adamı alarak uzaklaşıyor, sanırım o çiftin oğluydu. Kadına çok ısrar ediyor ama sanırım o yanlız kalmak istiyor. Ne olur gitmesiiin anrııım! Eveet, gitmiyor şimdi tek başına ve hemen önümdeki masada. Şarabımı alıp yanına gitsem çok mu kaba bir davranış olur. Ama bir bahanem var, bugün olanlardan dolayı özür dileyebilirim diye düşünürken elimde kadehim çoktan bayanın yanındaydım. - İyi akşamlar.... - Bovary, (gülümsüyor, o kadar içten ki, gülerken gözleri zümrüt gibi parlıyor.) Esquate Bovary. - Break, Hardmen Break, çapkınca bakışımı yapıp, yumuşacık elini öpüyorum, ne kadar da güzel kokuyor elleri.. - Size bu akşam eşlik edebilir miyim Mrs. Bovary? - Bana sadece Bovary diyebilirsiniz ve tabii bana eşlik etmenizden onur duyarım Mr. Break. _ Sadece Break, güzel bayan. ( 'acaba bakışlarım işe yaradı mı Sarı saçlarını tepesinden topuz yapmış, ama güzel boynundan bir kaç tel saç dökülüyor, bakışları çok keskin, uzun kirpikleri var, gözleri mavi-yeşil, burnu o kadar muntazam ki hafif kalkık, yüzü çok düzgün, ince yüz hatları var. Tanrım hala olanlara inanamıyorum, daha önce böylesine garip bir olay yaşamamıştım, tamam hep garip şeyler yaşarım ama bu benim için bile çok şaşırtıcıydı. Hani insanın bir an şaşkınlık ve heyecan dan genzi açıklır ya, garip bir duygudur o , sıcak soğuk şok gibi birşey. Şimdi odamda dinlendiriyorum bu yaşta bu kadar heyecanı kaldıramayan bedenimi. Hala hayretler içerisindeyim, dün gece rüyaydı, bgün ise gerçek. Yavaş yavaş kalkmalıyım, o mükemmel kadını bulmalıyım, adını öğrenmeliyuim. Acaba evli mi? Kocasıyla mı geldi yoksa. Yok canım, evli değildir, yok ya sanmam. Sanırım en iyisi gidip öğrenmek, ya pat diye de sorulmaz ki. Bir duş alayım da sonra düşünürüm nasıl öğrenebileceğimi. Yorgun bir vücudun duş alması gibi yok, vakit kaybetmemeliyim hemen giyinip akşam yemeğine inmeliyim, kesin karşılaşıcaz... Şu gri takımı giyim diyorum, kol düğmeleri mi de takarım, kadınlar hep onlara çok çekici geldiğini söyler. Beyazlamış ama yakışıklılığıma artı katan saçlarımı da geriye doğru tarayayım bari bugün. Hadi yaşlı kurt güzel siyah gözler çapkın bakmalı, traş da olmalıyım. Kadınlar beni hep Kevin Costner'in biraz yaşlanmış haline benzetirler, eee o da sakalsız daha yakışıklı, yoksa kirli sakallı mı? En iyisi sakalsız, beni daha toy gösteriyor sanki. Parfümümü de sıktı mı bu çekici erkek tamamlanmış olucak. Tanrım çok heyecanlıyım, şu kol düğmelerimi düzelteyim, son halim, hmmm evet mükemmelim. Bakışlar, unutmamalıyım... Şu asansör bazen ne kadar yavaş iniyor, Yemek salonunu önce bir turlasam mı? Yok canım, ne gerek var.. İşte orda inanamıyorum, yanında yirmi yaşlarında bir genç var bu durumda gidip onunla konuşamam. O zaman hemen arkalarına oturayım ki konuşmalarını dinliyim. - Buyurun efendim , bu akşam ki mönümüz ve isterseniz extra yemeklerimiz de var. ... - Bu akşam ki mönü olsun ama mümkünse tavuğu portakalsız istiyorum, curry solu olsun, içecek olarak da kırmızı şarap istiyorum. - Peki efendim hemen getiriyorum. Kadının yanına bir adam yaklaşıyor, yaklaşırken çapkın bir yarım gülüş etıyor, yakışıklı bir adam, belki de kocası, kahretsiiin! Bir de elini uzanıp öptü. o zaman kocası değil, kocası olsa öpmezdi, aralarında o kadar mesafe olamaz, belki de yeni aşığı. O da ne adam oturduğu masaya davet ediyor, parmağıyla oturduğu masayı gösteriyor. Masada başka bir kadın daha var ve adamın sol yüzük parmağında da bir yüzük, sanırım masasına oturan hanım da eşi. Derin bir ooooh çekmeliyim bunun üzerine. O da ne adam kadının yanındaki genç adamı alarak uzaklaşıyor, sanırım o çiftin oğluydu. Kadına çok ısrar ediyor ama sanırım o yanlız kalmak istiyor. Ne olur gitmesiiin anrııım! Eveet, gitmiyor şimdi tek başına ve hemen önümdeki masada. Şarabımı alıp yanına gitsem çok mu kaba bir davranış olur. Ama bir bahanem var, bugün olanlardan dolayı özür dileyebilirim diye düşünürken elimde kadehim çoktan bayanın yanındaydım. - İyi akşamlar.... - Bovary, (gülümsüyor, o kadar içten ki, gülerken gözleri zümrüt gibi parlıyor.) Esquate Bovary. - Break, Hardmen Break, çapkınca bakışımı yapıp, yumuşacık elini öpüyorum, ne kadar da güzel kokuyor elleri.. - Size bu akşam eşlik edebilir miyim Mrs. Bovary? - Bana sadece Bovary diyebilirsiniz ve tabii bana eşlik etmenizden onur duyarım Mr. Break. _ Sadece Break, güzel bayan. ( 'acaba bakışlarım işe yaradı mı Sarı saçlarını tepesinden topuz yapmış, ama güzel boynundan bir kaç tel saç dökülüyor, bakışları çok keskin, uzun kirpikleri var, gözleri mavi-yeşil, burnu o kadar muntazam ki hafif kalkık, yüzü çok düzgün, ince yüz hatları var.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ayça Yıldıran, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |