..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Materyalist bir dünyada yaşıyoruz, ve ben de materyalist bir kızım -Madonna
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > Sihem Tachouli




18 Mart 2004
Aşk mı Yoksa Uygunluk Mu?  
Aşk mı yoksa uygunluk mu?

Sihem Tachouli


Aşk mı yoksa uygunluk mu?


:BBGI:
Aşk mı yoksa uygunluk mu?

Kimilerimizin karşısına gerçek aşk denen o müthiş hazine pat diye hiç ummadığı bir yerde ve zamanda çıkabiliyor.. Gerçekten değer vermesini ,birisine bağlı olarak hareket etme duygusunu belki de o kadar gerçekçi bir şekilde yaşıyorlar ki , kişiyle geçirdikleri her saniye altın değerinde oluyor.. Fakat o güzel anlar gelip geçtiğinde ve geriye sadece bakmak için albümlerde zaman geçirmeye mahkum edilmiş anısal değerdeki fotoğraflar kaldığında insanın delicesine istediği tek şey o anlara geri dönebilmekten ibaret oluyor...

Ama biliyor ki o onun gerçek aşkı belki de hayat içerisinde onu asla unutamayacak.. Sürekli doğru kişinin o olduğu sancısı vurup duracak yüreğine..

Kimisinin oyunu farklı sona erer.. Sevgiyi gerçek aşkı bulmuştur…Ama gerçekten ummadığı kadar uzak bir yerlerde ve ummadığı bir zaman dilimi içerisinde.. Fakat zaman gelmiş çatmış ve mecburi ayrılık onu arkasından vurmuştur.. İlk günler iki kişi de birbirlerine deli gibi bağlıdır ve her fırsatta vefakarlıklarını sergilerler birbirlerine karşı.. Sürekli iletişim içerisindedirler.. Belki de gelecek hakkında plan yaparlar.. Kısacası onlar henüz ayrılığın farkına varamamış ve oyunu ellerinden geldiğince devam ettirmek için uğraşmaktadırlar… Mutludurlar çünkü her gece yatarken kalp atışlarında bir düzensizlikle ve sevdikleri insanların hayalleri eşliğinde uykuya dalarlar..
Uyandıklarında da mutludurlar çünkü en azından bir önceki gün sevdikleri insanla haberleşmiş yine bir paylaşımda bulunmuşlardır ve kısa bir süre sonra sabahın ilk ışıklarında bunu tekrarlarlar.. Biri diğerine orada yaşadıklarını bir rapor halinde sunar, diğeri de kendi hayatından kesitlerle sevdiği insana varlığını hissettirmeye çalışır.
Güzel günler geçer gider, her iki insan da kendi hayatlarının akışına kapılırlar ve artık haberleşmeler iletişimler seyrekleşir belki de bir önceki gün onu her an düşünen sevgili bir diğer gün günde onu hatırlatacak noktaların yardımı olmadığında ya iki defa ya bir defa hatırlar.. Artık meşguliyetler sevginin önüne geçmeye başlar.. Aslında sevgi geride kalmaz sadece izlemeyi tercih eder bu sonu belli aşk hikayesini.. Zaman geçer geçer geçer.. İlgisizlik diz boyunu aşar.. Sorumluluklar en güzel bahaneler haline gelir..

Kişilerde şüphe başlar çünkü onlar daha çok taze olan bu ilişki içerisindeki bu ani değişime kendilerinin değil de başka faktörlerin sebep olduğunu düşünmeye başlarlar..
Artık hayatlarında onları birbirinden uzaklaştıran o akış da monotonlaşmaya başlar.. O meşguliyetlere verdikleri önemde gücünü yitirmeye başlar ve o andan itibaren sorgulama dönemleri baş gösterir.. Neden böyle oldu? Sorun neydi? Hatayı hangi taraf yaptı? Bu sevgi bu durumlara gelecek bir nitelikte miydi? Paylaşılan anlar hatırlanır bu sorgulamalardan sonra .. Gözyaşları istemsizce boşalır.. Hissedilir ki o kişi her şeyden daha değerlidir … Onsuz alınan bunca nefesin bile bir kayıp olduğu ta derinlerde hissedilir.. Dinlenen şarkılarda , yaşanan pek çok anda artık belki de daha önceleri olduğundan da çok girer hayatımıza sevdiğimiz kişi… Ama anlarız ki bu film bir yerlerde kopmuştur..

Zaman bu aşamaları da beraberinde sürükleyip götürdüğünde artık hiçbir anlam ve tat kalmaz günlerimizde..

Derken günlerden biri gelir … Karşımıza bir insan çıkar.. Aslında ona o gözle bakmayız çünkü asıl sevdiğimiz insanın acısı hep içimizdedir.. Fakat hayatın en acı tarafı da budur ki, karşımıza çıkan bu kişi bize o kadar uygun ve tamamlayıcıdır ki… Uzaklarda bir yerlerde kalan parçamızı unutmaya başlarız.. Elbette tamamıyla olması mümkün olmasa da artık ilgilendiğimiz en azından tanımaya çalıştığımız başka bir insan vardır hayatımızda… Tanıdıkça keşfettikçe anlarız ki bu gerçekten uygun insandır.. Şartlar sonuna kadar uymuştur içinde bulunduğumuz şartlara.. Ama bir eksiklik vardır hep… Biz o insana aşık olamayız bir türlü.. Evet alışabiliriz, sevebiliriz de hatta.. Ama aşkın yerini alacak kavramlar değildir bunlar..

İp ince bir köprüde gider geliriz… Aşk mı yoksa uygunluk mu? Çünkü biliyoruz ki aşkın olduğu yerde de şartlar uygun değildir.. Şartların uygun olduğu yerde de aşk yoktur.. Bu çok yorar ruhumuzu … Çünkü uygun şartların içinde tam mutlu olmaya başlarken içten gelen bir sancı böler mutluluğumuzu.. Aşkımız ağlar ta derinlerden bir yerlerden.. Üstelik suçluluk duygusu da cabası.. İhanet etme hissi kaplar yüreğimizi simsiyah bir örtü misali.. Aslında ihanet etmediğimizi düşünürüz de aynı zamanda çünkü duygularımızla benliğimizle içimizde ki bütün ümitle gerçek aşkımıza bağlıyızdır.. Ama zaman durduğu gibi durmaz.. Geçer geçer ve geçtikçe de verilmesi gereken bir karar bize doğru yaklaşır , soğuk nefesini ensemizde hissederiz.

Şimdi ne yapabilir bu çaresiz insan?
Aşk mı yoksa uygunluk mu?
Tam kendisini uygunluk şıkkına alıştırmaya çalışırken aşkından bir adım gelir ve bütün sinir dengesi mahvolur.. Şimdi ne yapsın bu insan? Tercihi nerden yana olsun? Bu onu çıldırma noktasına kadar taşır.. Çünkü aşk öyle güçlü bir duygudur ki karşı taraf kesmedikçe bizden de kolay kolay uzaklaşmaz.. Halbuki artık uygun kişiye de alışmıştır.. Belki de zamanın çoğunu ona vermektedir.. Güzel anlar geçirmekte hatta kimi zaman o uygun kişiye bile hafif kıpırdanmalar hissetmektedir. Fakat yerini tutar mı?

İnsanoğlu yaşar bu çaresizlikleri .. Belki de nicelerini…

Ama ben bir kere de sizlere sormak istiyorum:

Sizce önce ne gelir ?

“AŞK MI YOKSA UYGUNLUK MU?”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gerçek Aşk Fedakarlıktır…
Ahmet Mehmet Süreyya Hepsi Boş Hepsi Rüya...
Tuttum Sıkıca Ellerini…
Sevdiğim Erkeğe
Kaybetmiyorum, Kaybediyorsunuz...
Bıkmıyor Yüreklerimiz Risk Almaktan...
Sözün Bittiği, Gücün Tükendiği An...
Binler Bir Olsun, Binlerin Boynunu Büken Kahrolsun!
Uzaktakilere Mektuplar - 1 -
Hikayenin Devamı...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dostluğum Düşmüş Gamzelerine... [Şiir]
Gülüşünü Özledim… [Şiir]
Senden Uzak Olmak Kolay Değil [Şiir]
Ben Her Zaman Seninleyim... [Şiir]
Hayatımsın... [Şiir]
Nerdesin? [Şiir]
Canımsın Benim! [Şiir]
Bir Yürek ki Yürekler Katında Kral [Şiir]
Devam Etmiş Hayat [Şiir]
Sevdaya İhanet Haram [Şiir]


Sihem Tachouli kimdir?

Tüm duygularımı gerçek olarak üzerine perdeler çekmeden yansıtmasını bildiğimi düşünüyorum zaten asıl olması gerekende bu değil mi ?

Etkilendiği Yazarlar:
Hayatın ta kendisinden...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Sihem Tachouli, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.