..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Şiir, seçmek ve gizlemek sanatıdır. -Chateaubriand
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Fizik > Mehmet Sinan Gür




21 Aralık 2001
Dört Güç  
Mehmet Sinan Gür
Ben mimarım. Bir mimar böyle konulara neden ilgi duyar ve yazılar yazar diye sorabilirsiniz. Yanıtı çok basit. Ben mimar olmadan önce insanım ve nasıl bir dünyada yaşadığımı anlamak istiyorum. Anladığım şeyleri başkalarıyla paylaşmak istiyorum.


:EDCJ:
Maddeler ve parçacıklar birbirleriyle etkileşim içindedirler. Bu etkileşimler evrende bulunan güçlerdir ve evreni şekillendirirler. Evrende dört güç vardır. Birleşik alan kuramına göre bu dört güç gerçekte tek bir güçtür. Fakat ayrı güçlermiş gibi görünürler. Ne olduklarını anlamak için de onları öyle kabul etmek olasıdır. Bu güçler:

1-     Kütlelerin çekim gücü
2-     Elektromanyetik güç
3-     Zayıf çekirdek gücü
4-     Güçlü çekirdek gücü

1-     Popüler olarak bildiğimiz ilk üç güçtür. Birincisi, kütlelerin birbirini çekim gücü, dünyanın güneş tarafından çekimini sağlayan güçtür. Varlığını pek normal karşıladığımız yerçekimi de bu güç kapsamı içindedir. Gezegenler bu nedenle güneş çevresinde, uydular da gezegenler çevresinde ayrılmadan dönerler. Dünyadan atılan yapay uyduların da dünya çevresinden ayrılmama nedeni budur. Uydunun dairesel bir hareket yapmasıyla oluşan merkezkaç güç ve dünyanın çekim gücü aynı dünya ile güneş arasındaki ilişkide olduğu gibi birbirini dengeler. Gökadalar da aynı nedenle oluşurlar. Ayrıca gezegenler ve yıldızların oluşma nedeni de bu güçtür. Çünkü maddeler birbirlerini çekme ve bir araya toplanma eğilimindedirler. Bu güç olmasaydı ne yıldızlar olurdu ne de gezegenler. Dünya da güneş çevresinde dönmezdi. Kütle ne kadar büyükse çekim gücü o kadar fazladır. Bu müthiş olarak nitelenebilecek güç, gerçekte dört gücün en zayıf olanıdır.

2-     Elektromanyetik güç, bizim en görünür biçimiyle mıknatıslanma diye bildiğimiz güçtür. Atomların çekirdeklerinde bulunan protonların artı yük, çekirdek yörüngesinde dönen elektronların eksi yük yüklü olması ve birbirlerini çekmesi nedeniyle olur. Elektrik enerjisi bu sınıftandır. Bu güç sayesinde elektronlar arada az bir boşluk bırakarak atom çekirdekleri çevresinde dönerler. Maddelerin kendi başlarına oluşmalarından başka basit atomlardan moleküllere ve yararlı maddelere dönüşmelerinin nedeni de bu güçtür. İki oksijen atomu bu yüzden birbirini çeker ve soluduğumuz oksijen oluşur. İki hidrojen atomu ve bir oksijen atomu birbirini çeker ve içtiğimiz su oluşur. Dünyada gördüğümüz bütün maddeler bu gücün ortaya çıkardığı çeşitli atom ve molekül kombinasyonları nedeniyle oluşmuştur. Kimyasal reaksiyonların, canlı hücreler içindeki hareketin nedeni bu güçtür.

3-     Zayıf çekirdek gücü, nükleer enerji diye bildiğimiz, atom ve hidrojen bombalarının patlamasına neden olan güçtür. Bir atom çekirdeğinde ne kadar proton varsa o kadar veya ona yakın sayıda nötron vardır. Bu güç atom çekirdeğini bir arada tutar. İçinde korkunç bir enerji gizlidir. Atom çekirdeği ve atomun yapısı bozulursa, yani çekirdek parçalanırsa bu güç açığa çıkar ve bir kenti (Hiroşima ve Nagazaki gibi) yok edebilir. Hatta bugün bilindiği ve üretildiği kadarı dünyayı yörüngesinden oynatabilir. Güneşin yanmasına neden olan enerji bu sınıftan sayılmakla birlikte orada işler biraz farklıdır. Orada enerji çekirdeğin parçalanmasıyla değil başka bir çekirdekle bütünleşmesiyle ortaya çıkar. Güneşin merkezinde, basınç altında iki hidrojen atomu birleşerek helyum atomuna dönüşürler. Bu arada enerji açığa çıkar ve güneş çevresini aydınlatır. Dünyada yaşam için gerekli olan enerji oradan gelir. Bu enerji olmasaydı kimyasal reaksiyonlar yani yaşam olmazdı.

4-     Önceki güçsüzüydü. Varın bu gücün büyüklüğünü düşünün. Güçlü çekirdek gücünün varlığı daha yeni anlaşılmıştır. Bir atom, bir çekirdek ve elektron(lar)dan, bir çekirdek, proton(lar) ve nötron(lar)dan oluşur. Proton ve nötronlar da kuvark denen daha küçük elemanlardan oluşurlar. Bilimsel dilde buna parçacık deniyor. Kuvarktan başka parçacıklar da vardır. Bunlar atomların temelini oluştururlar. Bir proton üç kuvarktan oluşur. Dördüncü güç kuvarkları bir arada tutar. Kuramsal olarak kuvarkların birbirlerinden ayrılması ile inanılmaz bir güç açığa çıkacaktır. Henüz insanoğlu kuvarkları birbirinden ayıracak bir yöntem bulamamıştır. Kişisel olarak bulmasa daha iyi olur diye düşünüyorum. Bulursa eğer bu dünyanın sonu olabilir.

Son zamanlarda kuvarkların da daha küçük parçacıklardan oluştuğu söyleniyorsa da bugünkü bilgilere göre evrende yalnızca bu dört güç vardır. Bütün bu güçler sayesinde evren ve madde, yani biz oluşuruz. İnsanlar da maddelerden, atomlardan nötron, proton, elektronlardan ve kuvarklardan oluşmuştur.


.Eleştiriler & Yorumlar

:: ilgi
Gönderen: oğuzkan bölükbaşı / ankara
16 Eylül 2003
sevgili arkadaşım, fizik bilimine duyduğun ilgi çok sevindirici. burada yazdığınızı bilgileri nereden edindiniz bilmiyorum ama bir şeyi öğrenmek istiyorum, niçin güç terimini kullandınız, çünkü güç birim zamanda harcanan enerjidir, biz fizikçiler kütle çekim gücü yerine kütle çekim kuvveti terimini kullanırız. ayrıca "b"irleşik alanlar" henüz bir kuram ve bu kuram ispat edilemedi Einstein bu kuram üzerinde çok uğraştı. Bu vesileyle sizinle bir düşüncemi paylaşmak istiyorum" hayatı anlamak için fizik, matematik ve tabiata bakmak yeterlidir" ne dersiniz sevgiyle




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın fizik kümesinde bulunan diğer yazıları...
Film - Zamanda Yolculuk ve Filmleri
de - Ja - Vu - Yeni Nesil Zamanda Yolculuk Filmi

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Görünen Madde Kuramı
Görünen Madde Görüntülendi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nazım Hikmet'ten Çanakkale Şiiri [Şiir]
Ateş ve Ölüm (Bütün Şiirler 16. 07. 2009) [Şiir]
Seni Seviyorum Bunalımı [Şiir]
İncir Ağacı [Şiir]
Bir Dosta E - Mektup [Şiir]
10 Ağustos 1915 Anafarta Ovası [Şiir]
Sevgisizlik [Şiir]
Mor Çiçekler [Şiir]
Eskiden [Şiir]
Bir Ruh Çağırma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayı seviyorum. Bir tümce, bir satır, bir sözcük yazıp altına tarihi atınca onu zaman içine hapsetmiş gibi oluyorum. Ya da akıp giden zamanı durdurmuş gibi. . . Bir fotoğraf, dondurulmuş bir film karesi gibi. Her okuduğunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman aynı tadı veriyorlar. Siz de yazın, zamanı durdurun, göreceksiniz, başaracaksınız. . . . Savaş cinayettir. Savaş olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanları ölenlerin ardından ağıt yakmayı edebiyat olarak kabullenmiş. Yazgımız bu olmasın. Biz demiştik demeyelim. Yaşam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceğimiz, dolarla, altınla ölçülemeyecek bir değer. (Ancak başkaları için değeri olmayabilir. ) Nazım Hikmet’in 25 Cent şiiri gerçek olmasın. Yaşamı ıskalamayın ve onun hakkını verin. Başkalarının da sizin yaşamınızı harcamasına izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karşımıza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldırmamak, bazen savaşa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çıkar. Nasıl oluyor da çoğunlukla siyasi yazılar yazarken bakıyorsunuz bir kedi yavrusu için şiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranışımı yadırgıyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her şey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarını çırpan bir kelebek İtalya’da bir fırtınaya neden olur. Ya da tam tersi. İtalya’daki bir fırtınanın nedeni Çin’de kantlarını çırpan bir kelebek olabilir. Bu düşünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaşır, kaynağına geri gelir. "Düşünüyorum, peki neden yazmıyorum?" dedim, işte böyle oldu. .

Etkilendiği Yazarlar:
Herşeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanık, Tolstoy ilk aklıma gelenler.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.