|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
20 Kasım 2003
Güllerin Hikayesi 2
Gülbahar Okumus
Bir zaman bir yerlerde yasanmis yada yasanabilir bir hikayeden sadece bir bölüm |
|
Güllerin Hikaysesi 2
Mektup bir yakarisla son bulmustu ki sanki onun yüreginde o acilar, o caresizlikler yine taptaze kanamaya baslamisti. Tipki mazohist bir tutumla hep ayni seyi yapiyordu. Önce yasadigi acilari kagida döküyor daha sonra her firsatta okuyor ve okuyusunda kapanmaya yüz tutmus yaralarini kanatiyordu. Cünkü o da icten ice biliyordu kaderini degistiremeyecegini, icine düstügü girdaptan kurtulamayacagini. Yinede bazen akli karismiyor degildi. Acaba karsi mi koymaliydi kaderine yazgisina, en azindan haksizliga dirense olmazmiydi. Yine bu gelgitler icinde geceyi epey ilerletmisti. Belki yarin her sey degisir umuduyla kücük de olsa yatagina yatmaya hazirlandi.
Yine bir gece yarisi ve yine kendi iciyle hesaplasmaktaydi Gül, yine sattlerce bir seyler yazip cizdi. Gecmisini düsündü yine , bir ara lise yillarina dönmüstü, tebessümle hatirladigi bir Bioloji ögretmeni vardi aklina birden o geldi, Ismail Bey .... Ismail Bey hep erkek ögrencilerini tutardi onlara hep evlatlarim diye seslenirdi. Ama kizlarlada o kadar ters düsmezdi. Özellikle Gülün her ögretmenle oldugu gibi Ismail Beylede arasi iyiydi.I. Beyin bir huyu vardi kiz yada erkek hemen herkese bir isim takardi. Kimine Mukadderat, kimine Derya ,colombo, edebali….. Gül aylarca israr etmisti bana da bir isim takin diye ama ismail bey her seferinde ertelemisti. Cok severdi ismail beyin taktigi isimleri cunku taktigi her isime edebi, derin bir mana yükler ve dakikalarca anlatirdi, insan etkilenmeden edemezdi. Nihayet aylar sonra derste sohbet ettikleri bir sirada Güle dönmüs ve o sihirli kelimeleri söylemisti “ Siyah Gül “ gül biraz sevinmis birazda saskin bir sekilde sordu “askolsun hocam niye böyle bir isim
Cok ic karartici degilmi, halbuki digerlerine ne güzel isimler taktiniz “. Ama ismail hoca kendinden emin bir sekilde acikamisti nedenini. “ Siyah Gül sana yakisir, dünyada sadece 3 tane var ve cok ender rastlanan bir cicek “ demisti. Gülün birden simasi degismisti bu cevap cok hosuna gitmisti. Siyah Gül…… Yillar sonra aslinda daha iyi anlamisti bu ismin manasini simdi yasadiklarina bakinca bu ismin ne kadar dogru bir secim oldugunu anlamisti. Evet o siyah bir güldü esi az bulunur bir gül, ama digerlerinden cok farkli. Tipki yasadiklari ve kendi gibi.......
Bir kac gündür aylardir aldigi sinir haplarini almiyordu, artik pisikologa da gitmiyordu ..
Cünkü onun düsüncelerini uyusturmaktan baska ne yapiyorduki ilaclar. Bu yüzden
Artik vaz gecmisti tek dayanma gücü olan ilaclardan. Her seyi zamana birakmisti
Yine bir gece daha son bulmustu ve yine yarin neler yasayacagim korkusuyla yatagina uzandi biraz dua biraz gözyasi ve yine uykuya teslim etmisti kendini…..
Günler hatta haftalar dan sonra ilk kez aldi kalemi eline, son günlerde yasadigi belkide en büyük aciyi kagida dökmeliydi. Evet kaderi artik onun bas edemiyecegi büyük oyunlar oynuyordu ona en kötüsüde kendini bunlarin icinde masum göremiyordu. Kendini suclayacak hep bir seyler buluyordu. Önceleri hep aylardir issizlik yüzünden girdigi bunalima bagliyordu esinin yaptiklarini kolay degil yarim milyon mark ev borcu ve issizlik. Ama taki agir hakaretlerle karsilasana kadar , o zaman bir seyler oldugunu anladi hemen cocuklarini yatirdi cunkü onlarin bu tür seylerden etkilenmelerini istemiyordu. Cocuklar yattiktan sonra gecti esinin karsisina ve ne derdin var benimle diye sordu. Evlilikleri boyunca hep kendi sikayet ederdi kocasindan cünkü hic bir zaman güle ihtiyac duydugu sevgiyi ilgiyi göstermezdi, gülün duygusalligi kadar eside okadar soguktu……Artik olanlar olmus yasanmamasi gereken seyler yasanmisti. Ve ….. esyalarini topladi artik tek konu bosanma idi esinin hic bir özrünü kabul etmiyordu, cünkü bu defa kendinin dahi unutamayacagi affedemiyecegi kadar agirdi yasananlar, o an anlamisti kontrolünü kaybeden bir insanin nasil bir canavara dönüsebilecegini, yapabilecegi tek sey vardi ayrilmak. Ve tek istedigi cocuklariydi
Esinden hic bir maddi talepte bulunmamaisti. Ama esi onun cocuklarla birlikte evden ayrilmasina izin vermemisti. Üstelik onu 3 gün eve hapsetmisti telefonlarida koparmisti.
Ve sonunda eside biktigini ve aile avukatlarina davayi verecegini söyledi. Ama malesef
Hepsi bir oyunmus aslinda hic bir dava acilmadi günlerce süren konusmalardan sonra esi yalvar yakar onu ikna etmis ve gülün tüm sartlarini kabul etmisti tek istedigi cocuklar icinde olsa br kez daha denemek . Gülü en cok oglunun sözleri yikmisti. Cünkü oglu olanlari anlamisti ve annesini koruyordu am yinede ayrilmalarini istmiyordu cünkü babasinida cokseviyordu. Ve bir kez daha her zaman yaptigi gibi ona yapilanlari affetmisti….
Günler haftalar böylece bir birini kovalamisti. Dilekolay 4 ay o aci günlerin üzerinden gecmisti. Bir bitki gibi yasanilan 4 ay………….Kendi kendine her defasinda düzelecek desede……………
Bir gün vücüdunda yolunda gitmeyen bir seyler oldugunu farketti ve doktora gitti. Aslinda
Havalara ucmasi gereken bir habere sevinemedi bile. Kendinin istemedigi bir hayata , onun icin bir cehennem azabi olan bu yuvaya yeni bir can vermek. Ölecekmis gibi oldu bu can gelmemeliydi diye karar verdi ve sadece bir saatte sona eren ufak bir müdahaleyle bu cana kiydi……………
Delircek gibiydi bir kez daha anladiki hic bir seyi affetmemis hic bir seyi unutmamisti.
Cok pismandi herseyden, yasadiklarimi haketmedim diyordu, yol boyu bu gelgitlerli
Icindeki kararsizliklari, ve aklinda yasdiklarini düsüne düsüne arbayi sürüyordu. Bir ara olsun hayat her seye ragmen yasamaya deger dedi. Umursamaz oldugu sürece mutluluk hep onunla olacakti. Bu defa son kez kararliyim diyordu. Cocuklarini ve esyalarini alip cok uzaklara gidecekti. Anlamisti bu evlilik ona cehennem azabi yasatiyordu. Her seyini hazirlamisti zaten. Kapinin önüne varmisti. Sakin bir sekilde evinin kapisini acti.Esinin evde olmamasi icin dua ediyordu ki evde kimsecikler yoktu ne esi ne cocuklari nede cocuklarina bakan komsu kizi. Salona girdi ve bir sigara yakti henüz sigarasi bitmeden telefon caldi….
Telefonu merakla acti bir kac saniye gecmemistiki, birden elleri titremeye basladi. Ne zaman sok bir haber alsa elleri titrer, nefesi tikanirdi, bu yüzden nefes almaya calisiyordu, ama ne mümkün bu defa cok zordu ne kadar ugrassada nefes alip vermesi düzene girmiyordu.
Neydi onu bu denli kendinden geciren haber……….O ara zil caldi, birisi kapiyi kiracakmis gibi vuruyordu. Ama ne nafile gülün kapiyi acmaya hic gücü kalmamisti. Sadece nefes almaya calisiyordu ve ve Olamaz, olamaz, Allahim bu kadar olamaz diyordu………………
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
|
Aglamayi seviyorum, anneligide,yasamayi seviyorum, hayal kurmayida. Yazmak istiyorum hep yazmak , bir gün bu yazdiklarimla sesimi duyurmak istiyorum. Ama yazarlik adina , ama insanlik. . . . . . .
|
|
|