|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
15 Kasım 2003
Bir Bebeğim Olsa, Naylon!
Tayyibe Atay
demek seven birisin, demek takvim yapraklarını saymayı unutan kişisin...bir naylon bebekle s.......... |
|
ruhumun derinliklerinde ne vardı?..
ne çok sordum bu soruyu kendime!..her seferinde dipsiz bir kuyuya düştü düşüncelerim...gün yüzüne çıkmak istedikçe dibe vurdum!..uzaklaşıp gitti ışıklar...
özlediğim tek şey değildi elbet geçmişe tutunmak. gene de aradığım, özlemine düştüğüm bir şeylerin orada olduğunu biliyordum. kurcaladığım zaman, bir yığın objeler çıkıp geliyordu pas tutmuş ama hepsi çocuk yüzlü...
demek yaşayamadığım, tadına varamadığım, dokunmak isteyip de dokunamadığım eksiklerim vardı o çağlara dair...ben bunun için yarım insandım!..
öznesi olmayan cümle gibi anlamsızdım bulunduğum zaman içinde...yüklemimde yer bulamayan 'nelerin' özlemine düşerek yaşamıştım bunca yıl...dile kolay, tam yarım asır!..ya şimdi?
şimdi ise çocuk olmak istiyordum yeniden...ne garip! yeniden çocuk olunabilir miydi hiç! dönüşü mümkün olmayan bir zamanla yarışmamış mıydık oysa...ne katmıştı üstümüzden geçen zamanlar ömrümüze; hiçlik ve toplanan takvim yaprakları...
doğdum, büyüdüm, üredim, öldümden oluşan bir serüvenin kahramanı değil miydik hepimiz...o halde neydi beni bunca çıkmazlara iten şey? buldum!..sevgisizlik...
evet sevgisizlik!..merhabasız yüzleşmelerin ağlayan yüzü...gitgide uzaklaşmamız birbirimizden...ne zaman, nerede bıraktığımızı bilmediğimiz sıcaklığımız...dokunmayan parmaklarımız, değmeyen bakışlarımız...halsiz-hatırsız geçen insan yanımız...sürtünerek soğuk duvarlara...
aslında yanlış yada doğru oluşu değildi saptadığım şey!..saptadığım şey; neden sevgisiz yaşadığımdı...
işte burada çıkmaz bir denklem oluyordum...x’ler y’lere, y’ler z’lere karışıyordu..işte burada geleceği bana karanlık kılan bulgular sıralanıyordu...yarının yok olma korkusu!..savaş, açlık, ölüm...
dokunamadan sevgilinin eline..”hey” diyemeden gökyüzünün mavisine, ağacın yeşiline, suyun dalgalısına...kapanıvermesi gözlerin!..”yok ya! ben onlar’ sız olamam” diyebilmenin mutluluğunu duyabilmek içinse hayat; ne güzel!..
demek seven birisin, demek takvim yapraklarını saymayı unutan kişisin...bir naylon bebekle saatlerce oynayan kişisin...çocuk umutlar çiçeklenmiş yüreğinde...sen onları koparmadan koklayan kişisin...
boş ver ellerinin boş kaldığını...
ya o umut çiçekler duruyor mu yerinde aynı güzellikte! menekşeler mor mu hala, çiğdemler sarı, papatyalar beyaz mı?..hani dudaklarının renginden almıştı şeftali çiçekleri boyasını!..şaş ve gör!..değilmiş değil mi?
bunu anladığın an, büyüdün güzelim!
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
|
Yeni şiirin,uzun yıllar yazmama rağmen yeni şairiyim. İnternet ortamı sayesinde okuyucu önüne çıktım henüz. Ne kadar şair olduğumun yanıtını ise okuyucuya bırakıyorum. Bayan yazarların çok az olduğu bir ülkede,duygu ve düşüncelerimi,şiirin ruhu okşayan ,elleyen tarafıyla anlatmaya çalışıyorum.
Etkilendiği Yazarlar:
Ahmet Arif,Behçet Necatigil,Nihat Behram...
|
|
|