|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
7 Ekim 2003
TV ve Ben -2-
Tayyibe Atay
Hadi bakalım Gültekin! “kayma” diyecek misin bana da!J))))
|
|
Ben genelde TRT kanallarını izliyorum. bir yığın nedenim var bu kanalları izlemek için...bir kere öteki kanallar bana hitap etmiyor; yaşıma, sesime, ahlakıma, kültürüme uymadıklarından ötürü...sonu gelmeyen Brezilya dizilerini de izlemeye sabrım yetmiyor...bu yetmiyormuş gibi, son zamanlarda konaklı, ağalı diziler de başlamadı mı, kahroluyorum inanın!..”konaklarda ağalar yaşarken halkın nerelerde yaşadığı unutulan devirlere doğru mu gidiyoruz demekten” kendimi alamıyorum...(gerçi her devirde ağalarımız olmuştur ya, neyse!..) düpedüz özendiriyorlar ağalar gibi yaşamaya insanımızı...söyleyin allahaşkına!.. bu memleket kimden çekti ağalardan çektiği kadar?..
TRT-3 ü izlemeyi çok seviyorum. hımbıl bir toplumun spor yapan yanını gösterdiği için...İzedebiyat’ta Gültekin Bayır (bey mi desem, bayan mı, anlayamadım resminden, özür!..) “Koşma Süreyya” adlı bir yazı girmiş, okudum ve çok beğendim. nasıl da eleştirmiş bizim spor alanındaki noksanlarımızı...aşk olsun Gültekin’e!...bir yakalarsam alnından öpeceğim, bilesiniz...
Dün akşam işlerimi bitirdim, geçtim gene televizyon karşısına...elimde bir bardak soğuk su!..bilgisayarımı açıp yeni yazıları okumaktı asıl amacım ama orası çok pahalı geliyor; cüzdan yakıyor...www.soygun.net koymuşlar bu yüzden internetin adınıJ))ne kadar doğru, ne kadar gerçek!..bizim insanımızın yakıştırmalarına, durumlara çözüm getiren aklına, elastikiyetine bayılıyorum!..ama sadece bunu yapıyoruz biz, başka türlü çıkmıyor sesimiz(!) inim inim inliyoruz yalnızca!..bacaklarımız gitgide inceliyor, yükümüz gitgide büyüyor...”adım atacak halim var” diyene aşk olsun!..TV ucuz hiç değilse!..neredeyse yemin edecektim bilgisayar kullanmayacağıma dair, lakin duramıyorum ki bu İzedebiyatsız!..o mıknatıs, ben çivi!...bir çivi de TRT-3, ben mıknatıs bu kez...çektim gözlerime TV-3 ekranını, bakıyorum ve yaşıyorum gördüklerimi...
bir bayan, bir de erkek patenci..buz üstünde kayıyorlar..kadın o kadar minicik ki; tam ben kadar!..erkekse ikiye katlar kadını, hayır beniJ))dalyan gibi mübarek!..hangi toprağın bitek-sulak tarlasında büyüdüğünü düşünmeden aşık oluyorum ona...sarı, dalgalı saçları, mavi gözleri, atletik vücudu var; incecik üstelik...yanında kayan patenci bayandan izin bile almaya gerek duymadan onunla kaymaya başlıyorum...ayaklarım altında yatan buza öyle bir basıyorum ki, düşmeme imkan yok!..minicik, sarı, etek uçları gül desenli, tafta elbisemin göğüslerimi açıkta bırakan dekoltesine hiç aldırmıyorum; kayıyor kayıyorum...saçlarıma dolan rüzgarın okşayışı, tarayışı, diplerinde biriken terlerimi silip temizlemesi mutluluk veriyor bana...tribünlerde bulunan onlarca insan gözünün bana dikilen bakışlarına aldırmaksızın kendimden geçiyorum...gözüm, dans ettiğim, birlikte kaydığım, adeta erotik bir şova dönen gösterime ortak olan kişiden başkasını görmüyor artık...o da memnun ki bu durumdan bana ayak uyduruyor...işte çevresinde fır dönüp boynuna sarılıyorum ve ta gözlerinin içine bakıyorum; “beni öp!” dercesine...canına minnet ama o utanıyor ve beni itiyor pistin ortasına doğru; kırılıyorum ve kapanıyorum buzun üstüne...dayanamıyor bu halime, gelip kollarımdan tutuyor ve kaldırıyor beni olduğum yerden...taaa başının üzerine kadar!. avuç içine saklanan kuş misali titriyorum ama belli etmiyorum korktuğumu; öylece duruyorum...onun yorulduğu aklıma gelene kadar duruyorum avuçları içinde...özellikle yorulmasını istiyorum; “cezasını çekmeli” diyorum...yine de kıyamayıp vazgeçiyorum bu inadımdan; önce omuzlarına basıyorum, sonra kalçalarından aşağı süzülüyorum...kaçmak istiyorum ama o elimi sımsıkı tutmuş, bırakmıyor...birlikte, el ele kayıyoruz pistin her yerini...kaç helezon çizdik kim bilir, sayamadım!..duran müzikle birlikte bitiyor kayışımız... pistin tam ortasındayız şimdi. O, dizinin birini kıvırıp oturmuş yere; kucağında ben!..kollarım gene boynunda, gözlerim gene gözlerinde...derken başım düşüveriyor sol omzuna..alkışlarla kendime geliyorum...dünya şampiyonuyum artık!...
Hadi bakalım Gültekin! “kayma” diyecek misin bana da!J))))
(devam edecek)
:: Slm! |
Gönderen: Duygu Kubat / Ankara/Türkiye
|
3 Şubat 2005 |
|
| Merhaba! Ufak ufak da olsa bu tv sektörüne girmeye çalışan biri olarak tebrikler. Ayağın sağlam yere basıyordur ama bu kayma işi de güzel oldu :))) |
:: Kay kaymasına da !!! Ben pesimist günlerin sonları |
Gönderen: Gültekin / İstanbul
|
15 Ekim 2003 |
|
| Eylem olan kaymanın iki ana türünü bilirim (biri daha varda onun yeri değil) biri istemli biri istemsiz. Buzun üstünde istemli bir şekilde kayan bir çifte bakıp yarı erotik masalımsı fikirlere gark olan yüreciğinizi kutsarım haddim olmayarak. Lakin birde buzun vesairenin üstünde istem dışı kayma vardır ki insanı en iyimser tahminle rezil eden bir durum olup sakat bırakmaya kadar götürebilir aslında. Ama ben bardağın yarısı boş diyeceğim pek sayın TAYYİBE hanım :) Kaymayın. Ayağınız yere sağlam bassın emi ? Ayağınız kaymasın kimse kaydırmasın. Haa unutmadan Testesteron dur kanımda çokça olan horman. Yani sen saçlarımın kusura bakma onlar çirkin yüzümü gizlemeye yaramaktalar ...
|
:: J""" |
Gönderen: nida / ist
|
9 Ekim 2003 |
|
| E, kay be Tayyibe... |
|
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
|
Yeni şiirin,uzun yıllar yazmama rağmen yeni şairiyim. İnternet ortamı sayesinde okuyucu önüne çıktım henüz. Ne kadar şair olduğumun yanıtını ise okuyucuya bırakıyorum. Bayan yazarların çok az olduğu bir ülkede,duygu ve düşüncelerimi,şiirin ruhu okşayan ,elleyen tarafıyla anlatmaya çalışıyorum.
Etkilendiği Yazarlar:
Ahmet Arif,Behçet Necatigil,Nihat Behram...
|
|
bu
yazının yer aldığı
kütüphaneler |
|
|
|