Yazar yazı yazmayı başka insanlara göre daha zor yapan insandır. -Thomas Mann |
|
||||||||||
|
. İlk ayrılışı değildi sevdiklerinden...Daha öncesi olmuştu tabi ki bu kez bir başkaydı... Belki biraz isteği dışında ayrılış olduğundan ya da, zorunluluğundan böyleydi. Babasının görevi nedeniyle çok ayrılmıştı sevdiklerinden. O diğer çocuklar gibi ne yazık ki aynı resimde anımsayamıyordu çocukluğunu, Çocukluğunun geçtiği yerlere, evlere ait o kadar çok resimler vardı ki zihninde, kiminin zaman içinde renkleri bile atmıştı.. Arkadaşları ilkokul öğretmenim dediklerinde O’ nun ne çok ilkokul öğretmeni olduğunu anımsardı, bazısının ismi bile kalmamıştı şimdi... Vatan görevi dediklerinde anlayamıyordu. Önünde bu görevi engelmişce yorumluyordu. İş için nereye gitse bu sorun gündeme gelmişti. Hatta sevdiğiyle resmi bir bağ kurmaya kalktığında bile kızın babası ”önce askerliğini yapsın” diye haber salmıştı.... Nihayet yapacaktı işte, gelmişti, öğrenecekti vatanına görevinin ne olduğunu..... İlk gün herkes kendi gibiydi, herkesin içinde belli ememeye çalıştığı gizle sarılmış korku yatıyordu....Birkaç kişiyle öylesine tanışıp, konuşmuştu. İyice tanımadan oldum olası içli, dışlı olamıyordu insanlara, hep bir sınır çizme gereği duymuştu... Ama burası? ? ? ? Hepsinin diğerinden farkı olmadığının aksine farklıydı sanki.... Geldiğinin ikinci günü olmuştu, gün bitmek üzereydi... “Geçen yılki bugün ile şimdiki bugün ne kadar farklı” diye düşündü, daldı gitti geçmişe.... Yanına gelen biriyle irkildi, evet bu dün tanıştığı bir arkadaşıydı. “ Ne o tertip dalıp gitmişin ya” dedi arkadaşı.... Yutkundu, yanıt vermek ne kadar zordu, aslında ağlamak isityordu ama akıtamazdı yaşlarını erkek adam ağlamazdı hele asker adam hiç ağlamazdı.... Yüzünde acı bir gülümseme belirdi, kısık bir sesle “ bugün benim doğum günüm” diyebildi.... Arkadaşı şaşırdı, böyle bir yanıt beklemdiği her halinden belliydi “ yaaa öyle mi” dedi... Bir süre düşündükten sonra gözleri parladı beni bekle, sakın bir yere ayrılma “ dedi, aceleyle koşarak gitti arkadaşı. .Yalnız kalınca akıtamamalıyım dediği yaşları istemese de süzüldü yanaklarına alelacele cebinden çıkardığı buruşuk bir mendille sildi.... Hiçbir şey olmamış gibi görünmeliydi, arkadaşı gülümseyerek elinde bir şeylerle kendisine yaklaşıyordu... Gülümseyerek “ tertip doğum günün kutlu olsun, iyi ki doğdun” dedi ve avcuna bir gofret, bir kutu kibrit bıraktı “ Bunlar ne dedi” şaşkınca “ elimden gelen bu kadar, üzgünüm, şimdi yaş gününü kutlayacağız” Gofreti açtı, üzerine 3 tek kibriti sapladı, başka bir kibritle yaktı hepsini “ hadi tertip, dilek tut ve üfle “ dedi Dediğini yaptı arkadaşının, kibritler sönünce gorfreti oratadan bölüp yemeye başladılar..... Yıllar geçti, kaç yıl olduğunu saymakta zorlanıyordu belki şimdi Fakat en güzel pastalarla, gerçek mumlarla kutlanılan yaş günlerinin değil bu yaş gününün resmi o günkü renkleriye hala pırıl, pırıl karşısında duruyordu.... . 24/09/2003 Nesrin Göçmen . Bu anısını benimle paylaşan sevgili Güner’e teşekkür ediyorum.......
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nesrin Gocmen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |