"Leyla'nın işi naz ve işve; Mecnun'un gözü yaşı çeşme çeşme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
Hayatım boyunca hiç sigara içmedim dersem yalan olur. Üniversite yıllarında iki üç kez arkadaşların paketinden alıp yakmışlığım ve birkaç nefes çekmeye çalıştıktan sonra da söndürmüşlüğüm vardır, sırf bana da aynı oyunu oynayamayacağını, kendisine kul köle ederek ciğerlerimi zehirleyemeyeceğini, irademin onun gücünden kuvvetli olduğunu sigaraya göstermek ve onunla alay etmek için. İnsanlar neden sigara içer, daha doğrusu sigaraya nasıl başlar? Kimileri daha ergenlik çağında takılır bu merete, hani ben artık büyüdüm ve bakın sigara bile içiyorum diye hava atmak için. Attığı o havaların ileride nefes darlığı, bilumum kanser türleri ve belki de uzuv kaybı olarak kendisine döneceğini bilerek ya da bilmeden. Kimisi üniversite sıralarında tanışır bu sarı saçlı, beyaz elbiseli ve içi tütün kılığına girmiş kötülükle dolu arkadaşla. Derslerdi, sınavlardı, okul stresiydi derken önce arkadaşlardan otlanma, sonra paket taşıma ve sonunda da belki sevgilisine bile bağlanmadığı kadar bağlanma düzeyine erişir aralarındaki ölümcül sevda. Kimi de hayatın belli dönemlerinde yaşadığı sıkıntılara, acılara tek başına dayanamaz ve günün birinde yakar bir sigara, bir iki derin nefes çeker, sonra da stresini mantığıyla yenemediği her durumda eli kendiliğinden uzanıverir o hain dosta. Benim de hayatımda dış dünyadan neredeyse koptuğum, hiçbir şeyin beni gülümsetemediği, yemeden içmeden kesildiğim zamanlar oldu, ama hiçbir zaman, hiçbir zaman aklımın köşesinden bile geçmedi, ihtiyacım olan sükunu sigarada aramak. Biliyordum ki sigara hep böyle anları kollar bir insanı daha avuçlarına alabilmek, onun ciğerlerine, damarlarına ve tüm vücuduna yerleşebilmek, ve gecenin bir vakti aç susuz kalsa boşver deyip yatabilecek ama sigarasız kalsa çıkıp üşenmeden sokak sokak dolaşarak açık büfe arayacak kadar bağımlı hale getirmek için. İnsanlara “Sigara kullanıyor musunuz?” ve “Sizin için en önemli şey nedir, sağlık mı mutluluk mu, zenginlik mi?” diye iki soru sorsanız, ikinci soruya sağlık diye cevap verenlerin yüzdesi birinci soruya evet diyenlerin yüzdesinden fazla çıkar belki de. Ne yaman çelişki: “Sağlığım çok önemli bu yüzden günde en az 10-15 sigara içmeden duramıyorum, bütün organlarımı günden güne zehirliyorum, akciğerimi katranla boğuyorum, damarlarımı nikotinle dolduruyorum. İleride kansere yakalanma, uzuvlarımı kaybetme, kalp krizi geçirme riskim tiryaki olmayanlara göre çok daha yüksek ama olsun.” Bir insanın sağlığıyla bile bile böyle oynamasının, kendi ölümünü her gün iki buçuk üç milyon taksitle satın almasının nedeni, mazereti ne olabilir ki? “Sigara rahatlık veriyor, onun keyfi başka…” diyenlere acırım, hayattaki onca keyfi görmeyip, göremeyip de hem kendilerini hem sevdiklerini zehirlemeye “keyif” dedikleri için. İşin diğer korkunç yanı da ölüme yapılan bu yatırımın maddi boyutları. Ülkemizde kaç tiryaki var şu an bilmiyorum ama on milyon kişinin sigara için günde iki milyon ayırdığını düşünün ve bu iki sayıyı çarpın.. on milyon …çarpı … iki milyon … eşittir … neee? Aman Allahım … yirmi trilyon !!… yanlış görmediniz tam 20.000.000.000.000! Bu rakamı ayla yılla çarpamayacağım, zira sinirden kalbim duracak. Ülkede on milyon kişi on beş yirmi sene sonra gelip kendisini çatır çatır öldürsün diye birer kiralık katil tutmuş ve bu adama her gün yirmi trilyon veriyor. Ben şahsen karıncayı bile ezemeyenlerdenim ama para karşılığı her şeyi yapabilecek cani biri olsaydım, günde yirmi trilyondan yılda yedi katrilyon, yirmi sene sonra da yüz katrilyonlarla ifade edilen bir miktar karşılığında tüm dünyayı seve seve öbür tarafa postalardım herhalde. Sigaranın yararının dokunduğu bir tek kesim var, o da sigara üreticileri, piyasadaki markaları yapan fabrikaların sahipleri. Tabi insanların hem sağlığını hem cebini bu derece tehdit eden bir şeyi üretip satarak kazanılan para ne derece hak edilmiştir ve o parayla yaşamını sürdürmek nasıl bir vicdan gerektirir, o da ayrı bir mesele. Üreticilerin klasik bir mazereti var “arz talep meselesi kardeşim, insanlar sağlığını filan düşünmeden alıp içiyor, e biz de üretiyoruz.” Tiryakilerin toplumdaki oranını sıfıra ya da en azından yok denecek kadar az seviyeye indirme ve ardından da bu “alındığı için üretiyoruz” zihniyetini saf dışı bırakma ütopyasının gerçeğe dönüşmesi için daha on yıllar gerek ne yazık ki. Ben sigara kullanmıyorum ve kullananların da bu bağımlılık için öne süreceği tüm mazeretlere karnım tok. Hiçbir yararı olmayan ve içerdiği binlerce zehirli madde nedeniyle sayılamayacak kadar çok zararı olan sigaraya bağımlılığı tam bir zaaf, iradesizlik ve hem kendine hem çevresindekilere saygısızlık olarak değerlendiriyorum. Keşke okunanlardan büyülenme gibi bir şey olsaydı ve keşke benim de böyle bir gücüm olsaydı, o zaman belki bu yazıyı okuyan birkaç tiryaki birdenbire sigaradan nefret ederdi. Keşke…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Merve Yıldırım, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |