..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Olgular görmezden gelindikleri için var olmaya son vermiyorlar. -Huxley
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Merve Yıldırım




3 Mayıs 2004
Kadınları Kategorize Ettim  
Merve Yıldırım
Bence evli kadınları eşlerini nasıl gördükleri bakımından üç kategoriye ayırabiliriz.


:BFIB:
Yıllardır çevremdeki evli kadınların eşlerine bakışları ve tavırları üzerinde yaptığım gözlemlerden bazı sonuçlar çıkardım. Bunlar hiçbir araştırma, inceleme, belge vesaireye filan dayanmayıp tamamen kendi görüşlerimdir. Bence evli kadınları eşlerini nasıl gördükleri bakımından üç kategoriye ayırabiliriz.

1. Kocasını bankamatik olarak gören kadınlar. Bu kadınların ta bekarlık günlerinden itibaren en büyük hayali kariyer sahibi ve cebindeki yüksek limitli kredi kartlarının sayısını kendisi bile bilmeyen bir koca bulup yaşamının geri kalan dönemini adamcağızın banka hesaplarını fare misali günbegün kemirerek geçirmektir. Çevrelerinde kendilerine yeşil ışık yakan bu tip erkekleri fark ettikleri anda da avının yaklaştığını hissetmiş bir aslan misali gardını alır ve adamı kafalamak için ellerinden gelen şirinliği artlarına koymazlar. Temel düşünce tarzları şöyledir “Elde edene kadar pohpohlayayım da imzayı bastıktan sonra dize getirir kendime kul köle ederim, sonra da o çalışır kazanır, ben hayatımı yaşarım. Zaten erkeğin başka işi var mı ki? Karısına bakmak, o ne derse yapmak ve ne isterse almak zorunda, di mi ama?” O insanla kafaca anlaşabilmek, iyi arkadaş olabilmek ve ortak noktalar bulabilmek filan hiiiç önemli değildir. Zaten evde de normal bir evlilik hayatı olmayacaktır. Adam her gün saatlerce çalışıp kendini paralarken kadın ya arkadaş davetleri, ya bitmek bilmeyen alışverişler, ya da güzellik ve spor salonu ziyaretleri ile vakit geçirecek ve bunları yaparken de kocasının kazancını “itina ile hüpletecektir”. Karşılığında kocasına pek fazla şey sunmaya da çalışmaz. Bu tür kadınların tamamı olmasa da büyük bölümü ortalamanın üstünde güzeldir ve bu kadarcık bedelin de erkeğe yeterli olacağını düşünürler “aman canım işte fıstık gibi karısı var ya, daha ne istiyo ki?” Ortalamanın altında olan kesim de bir şekilde cinsel cazibesiyle adamı elinde tutmaya çalışır. Tabi her şeye rağmen neredeyse yüzde yüz mantık (daha doğrusu koca yolma mantığı) üzerine kurulu bu tür evlilikler de yıllar boyu sadık kalınması da pek beklenemez. Arada gerçek anlamda sevgi ve saygı olmadığı için kadının ya da adamın gözü arada başka taraflara da fırtabilir ama ev sınırları içinde herkes hayatından memnun olduğundan kimse boynuzlanmayı fazla umursamaz. Özellikle de kadın “aman canım nikahı bende ya, dönüp dolaşıp yine bana gelecek, onu bıraksam bi daha öyle zengin kocayı nerden bulacam bu yaştan sonra, zor iş” diye düşünür ve her mevsim gardırobunu yenilemeye ve her sene alıp başını Amerika senin Uzakdoğu benim tatillere gitmeye devam eder. Tabi bu tatiller sırasında adam da özgürlüğün tadını boool bol çıkarır.

2. Kocasını ev arkadaşı olarak gören kadınlar. Bu gruptaki hatunların büyük bölümü bir altın bilezik edinmiş, ayakları üstünde durabilen ve öyle çok büyük ve çılgın aşk, derin ve yüce sevgi adamı olmayıp yine de hayatlarında ve evlerinde arada iki laf edecekleri ve koluna girip sağa sola gidebilecekleri bir erkeğin varlığını isteyen, kısaca tek başına yaşlanıp gitmekten korkan kadınlardır. Bunlar genellikle sakin yapılı, iyi bir ev arkadaşı olacak, ona sadık kalacak ve evde hır çıkarmayacak bir koca ararlar. Genel anlamda özgürlüklerine düşkündürler aslında, öyle kocasının “nereye gittin, kimle gittin, kaçta gittin, kaçta gelecen” filan gibi detektifvari soru silsilelerine muhatap olmaktan, giyimlerine kuşamlarına karışılmasından ve eşlerine hesap vermekten pek hoşlanmazlar. Bir taraftan evli olma fikri hoşlarına gider, yani eşlerinin onlar için bir şeyler yapmasından ve bu hoşlukları bir ömür boyu garantiye almış olmaktan zevk alır ama diğer yandan kendileri onlar için pek fazla yorulmak istemezler. Temizlik, yemek, cinsellik gibi konularda ancak eşlerinin isyan etmemesine yetecek düzeyde “kadınlık” yapar ama eşlerinden her alanda dolu dolu “erkeklik” beklerler. Sırf eşlerini mutlu edebilmek adına, içinden gelerek ufak ya da büyük bir şeyler yapmak pek onların harcı değildir, eşleri bu konuda son derece anlayışlı ve iyi niyetli olsa ve onlar için dağları delse bile…”Evlendim, karısı oldum diye onun için kendimi paralamak zorunda değilim, o eskidenmiş” diye düşünürler. Kısaca ortada bir evlilik varmış gibi görünmesine ve aslında arada bir derece sevgi olmasına rağmen gerçek anlamda hayat paylaşılmamakta, kadın kocasının kendine sunduğu maddi manevi her şeyin tadını son damlasına kadar çıkarmasına karşılık, ona çoğu zaman “tek aşkı” değil de sadece arkadaşıymış muamelesi yapmaktadır.

3. Kocasını hayat arkadaşı olarak gören kadınlar. Bunlar evlilik çağına, evliliğin özünü kavrayarak gelmiş hatunlardır. Sevgi, saygı, sadakat ve anlayış bunlar için çok önemlidir. Düşünce tarzı ve hayat felsefesi olarak kendilerine yakın duran ya da en azından aradaki saygı ve anlayış sayesinde ortak bir noktanın kolayca bulunabileceği erkekleri tercih ederler. Adamın işi, kariyeri ve cebinin şişkinliği burada da önemli kriterler olmakla beraber, aradaki ruh uyumunun şaşılacak derecede mükemmel olduğu hallerde o kişi ile beraberliğini her koşul altında sürdürebileceğine, kısaca “onunla yaşlanmak istediğine” inanan bir kadın için maddiyat çok da belirleyici olmaz çünkü sonuçta hayatın tüm yükü erkeğin omuzlarında değildir ve karı koca birbirine daima destek olmalıdır. Bu kadınlar eşleriyle bir şeyler yapmaktan büyük zevk alırlar. Baş başa yenen bir yemekten tutun da her şeyi boş vererek hayattan “kaçılan” üç beş günlük bir tatile kadar, eşiyle birlikte attığı her adım kadın için mükemmel bir deneyimdir. Eşi onda öyle bir saygı ve güven uyandırmıştır ve arada öyle güçlü bir aşk vardır ki, kadın bu dünyaya o adamın eşi olmak için geldiğini düşünür. Hayatından da evliliğinden de büyük keyif almaktadır ve evi ve yuvası için birşeyler yapmaktan çok hoşlanır çünkü hayat ve hayatın içindeki her şey paylaşıldığı zaman ve özellikle de, bilinen deyimle “birlikte aynı yönde bakabildiğiniz” bir insanla paylaşıldığı zaman bambaşka bir anlam kazanmaktadır.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hatırla Sevgili 2 - Böyle Aşk Olmaz...
Hatırla Sevgili
Asker Yolu Gözlemek
Anne Değilim Ama...
Protestoya davet
Arkadaşlık Öldü, Başımız Sağolsun...
Giden ormanlar ve gelen kuraklık
Gelinimizi de Seçtik Çok Şükür!
Hayat çok kısa...
Antalya'nın bir köyünden sinir krizi manzaraları

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Garip Şiir [Şiir]
Hoşgeldin Bebek! [Şiir]
Öldürdüler Güvercini [Şiir]
Hayat dediğin nedir ki... [Şiir]
Anti - Alkolik Şiir [Şiir]
Hasret şiiri [Şiir]
Dosta çağrı [Şiir]
Yoksa aşık mı oluyorum.. [Şiir]
Devir Değişti Dostum [Şiir]
Hadi canım sen de [Şiir]


Merve Yıldırım kimdir?

Kendini bile bileli aklına gelen her konuda irili ifaklı kağıt parçalarına, defterlere ve bilgisayar ekranına yazıp durmuş bir amatör.

Etkilendiği Yazarlar:
Hayat...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Merve Yıldırım, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.