İnsandaki gerçek güzelliği ancak yaşlandıkça görebilirsiniz. -Anouk Aimee |
|
||||||||||
|
Kaplumbağa uzakta yükselen dumanları hemen fark etti. Yüz yılı geride bırakmanın kazandırdığı deneyimle rüzgarın yönüne baktı. Rüzgar bir hayli sertti. Rüzgarın yönü dumana neden olan ateşin bulunduğu yere hızla yayılacağını gösteriyordu. Bulunduğu yerden hızla uzaklaşması gerekiyordu. Rüzgara arkasını dönerek var gücüyle yürümeye başladı. Doğa ona iltimas geçmiş inini sırtına yamamıştı. O ini sayesinde yabana yem olmaktan kurtuluyordu. Oysa şu anda içinde bulunduğu durum sırtındaki ini yüzünden çok sıkıntı veriyordu. Çok, çok daha hızlı gitmesi gerekiyordu ama gidemiyordu. Üstünü kaplayan duman etrafını çevreleyen ateş çemberinin gittikçe daraldığını gösteriyordu. Can derdine düşmüş nice hayvan yanından hızla geçerken, o sanki yerinde sayıyordu. Ateşlere neden olanlarla birlikte iyi koşamayan ayaklarını lanetledi. Ateşin amansız sıcaklığı bedenini sardığında düşmanlarına yaptığı gibi kabuğunun içine büzüldü. Sıcak dayanılacak gibi değildi. Başını dışarı çıkardığında yapabileceği hiçbir şey kalmamıştı. Üç yüz yıllık ömür yalnızca yüz yıla sığdırılmıştı. Yangın güzelim çam ağaçlarını cayır cayır yakarken orman içindeki canlıların yok olmasına neden olarak doğa dengesini de alt üst ediyordu. Gözümüz aydın!!!. Cumhurbaşkanımızın veto ettiği yasa mecliste görüşülüp tekrar yasalaştırıldı. Ülkesini sevenler, doğa dengesinden yana olanlar gözlerini yine Cumhurbaşkanımıza çevirdiler. Büyük bir olasılıkla bu yasa için referanduma gidilmesi gerekecek. Orman bir ülkenin yalnızca akciğerleri değil, aynı zamanda doğanın dengesini sağlar. Yağan yağmurun suyunu regüle ederek sellenmeyi önler. Sıcağı emer ve gölgesiyle serinletir. Yanan ormanların tekrar orman vasfı kazanması için en az otuz yıl gerekmektedir. Eğer yanan ormanların arazilerine yeni fidanlar dikilip o harika yeşili yeniden kazanamazsak bu güzel ülke çöl olur. Tarım yok olur. Zaten fakir bir ülkeyiz. Ormansızlık bizi daha da fakirleştirir. Buna rağmen yanan yerlere hemen ağaç dikileceği konusunda doyurucu bir açıklama yok. *** Kaç gündür Büyükçekmece?de satın almak için bir ev arıyorum. Dört buçuk yaşındaki torunum sık sık telefon açarak, ?dede, sen evi Büyükçekmece?de al. Babam bizi getirmezse, annemle otobüse biner geliriz? diyor. Oğullarım da aynı şekilde Büyükçekmece?ye yerleşmemizi isteyince, önce Büyükçekmece?yi alıcı gözle gezmeye karar verdik. İçinden çok geçmiştik ama sahiline hiç gitmemiştik. Dikili sahili gibi düzenli bir sahille karşılaşınca hemen ev aramaya başladık. Sabah gazetesinin ev ilanlarından aldığımız bir telefon numarasını aradım. Telefonu açan hanım bulunduğum yeri sordu. Arabamı park ettiğim yerin yakınındaki bir emlakçıyı önerdi. Onunla beraber çalışıyoruz dedi. Adını verdiği emlakçı bulunduğumuz yere çok yakındı. Emlakçı taktik gereği olsa gerek, önce hapishaneden farkı olmayan berbat bir ev gösterdi. Beğenmediğimizi söyleyince başka bir eve götürdü. Havuzlu bir sitede geniş bir evdi gösterdiği. Otuz milyar ama yirmi sekize bitiririz dedi. Ben de yirmi altı vereceğimi söyledim. Olmaz deyince mal sahibine sorun, belki verir dediğimde bir yere telefon açtı. Kelimelerin üzerine basa basa, ?ben sizin yirmi sekizden aşağıya vermeyeceğinizi söyledim ama, telefon açmam için ısrar ettiler bu yüzden sizi aradım? dedi. Yani bir hacı baba geldi. Sakın fiyat kırma diye karşısındakini uyardı. Kalsın deyip çıktık. Başka bir emlakçıyla başka bir eve bakmaya giderken telefonum çaldı. Biraz önceki emlakçı arıyordu. Şimdi bir ev geldi. Yirmi altı milyar ama yirmi beşe bitiririz dedi. Aslında bu kişiye sormak gerekirdi. Sen karşındaki kişiyi neden bu denli aptal yerine koymaya çalışıyorsun? Onun çevirdiği fırıldağa alet olacak adam mıyım ben? Karar verdim. Aracısız, sahibinden satılık bir ev arayacağım. Sevgili okurlarım bu konuda bana yardımcı olurlarsa çok memnun olurum. Çok yakında Büyükçekmeceli olmamız dileğiyle Özcan Nevres ozcannevres@hotmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |