İnsanlığı tanımak insanları teker teker tanımaktan kolaydır. -La Rochefoucauld |
|
||||||||||
|
üretimden vaz geçip, ya da kısarak Uzakdoğu ülkelerinin ürettiği malları satmaya başladılar. Uzakdoğu ülkelerinin imal ettiği oyuncak, bilgisayar malzemeleri beyaz eşya ve tüm ev gereçlerinde akıl almaz fiyatlarla dünya piyasalarına hakim olmaya başardılar. Bir milyar iki yüz milyon nüfuslu Çin ulusal gelirinde yüzde onluk büyüme ile tüm gelişmiş ülkelerin korkulu rüyası oldu. Çin’in komşu ülkeleri de bu büyüme trendini yakalamış durumda. Bu ülkelerde ki insanlarının hiçbir lüks tutkuları yok. Çalıştıkları işlerde karınları doysun yeter. Halkların bu yaşantısı tüm sanayi ürünlerinin çok ucuza mal edilmesinde en büyük etken. Yeğenim, Antalya’da ki gümüş fabrikasını çalıştırmaktansa kapatmayı, daha sonra da satmayı yeğledi. Şimdilerde üretim yaparken mal ettiği fiyatın çok altında Uzakdoğu’dan bijuteri ithalatı yapıp toptan pazarlıyor. Hayatından çok memnun. Üretim yaparken çektiğim çile çok şükür sona erdi diyor. Uzakdoğu ülkelerinde ki insanların yaşantısını şöyle anlatıyor. “Ev sorunu yok. Tenekeden yaptıkları minicik barakalarda yaşıyorlar. Barakanın önünde bir ocak ve bir tencere. Barakanın önünde pişiriyor ve pişirdiklerini orada yiyor. Aylık gelirleri otuz beş kırk dolar. Lüks yaşantıları olmadığından onlara yetiyor.” Bu aylık kazançla ülkemizde gece kondu bile kiralanamaz. Oysa Uzakdoğu insanları bu para ile bir ay geçinebiliyorlar. Bu denli ucuza çalışan insanların ürettikleri ürünlerle hangi ülke rekabet edebilir? Ulusal gelirleri ile birlikte teknolojilerini de geliştiren bu ülkeler elbette gelişmiş ülkelerin korkulu rüyası olacak. Eğer bu ülkelerin bu hızlı gelişmeleri bir noktada durdurulamazsa, başta Amerika olmak üzere ekonomileri dış satımlarla ayakta duran ülkeler sonunda büyük bir çöküşe mahkum olacaklar. Peki bu ülkeler nasıl durdurulacak? Irak’a Amerika ve müttefiklerinin yaptıklarını bu ülkelere yapmaları olası mı? Çok zor. O halde kesinlikle durdurulması gereken bu ülkeler nasıl durdurulacak? Akla SARS geliyor. Sars bu ülkeleri öyle bir sarstı ki, artık o ülkelerden her türlü ithalat yasaklanmış durumda. Bu hastalığın önüne geçilemediği sürece ithalat yasağının sürdürüleceği kesin. Ürettiğini satamaz hale gelen bu ülkeleri ağır bir ekonomik krizin tehdit ettiğini ve etkilerinin ne olacağını anlamak için ekonomist olmaya gerek yok. İMF reçeteleriyle ülkemizin ekonomisinin nasıl çöktüğünü hepimiz yaşayarak öğrendik. Bizde İMF hastalığı, Uzakdoğu’da ise SARS hastalığı ülkelerin ekonomisini amansızca çökertiyor. Bizim İMF hastalığından akılcı girişimlerle kurtulma şansımız var. Ya bu SARS hastalığının önü alınamazsa sarsılan ülkelerin hali ne olacak? Çöküşlerini hangi güç durduracak? Yoksa SARS gelişmiş ülkelerin Uzakdoğu ülkelerine bir oyunu mu? Neden olmasın? Çok ucuza üretip sattıklarıyla gelişmiş ülkelerin ekonomisini sarsarlarsa gelişmiş ülkeler de onları böyle SARS ar. Bakalım gelişmeler neler gösterecek? Özcan Nevres
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |