Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez. -Joe Louis |
|
||||||||||
|
İlişki diye bişey yok galiba ? Modern çağda ilişki denen şey bir tarafın ilgisini ve beğenisini karşıdakine itiraf edebilme safhasıyla başlayıp sonra ballandıra ballandıra anlatıp karşısındakini kandırmasıyla gelişip nihayetinde ise taraflardan birin diğerine tahammülü tükendiğinde biten zaman dilimine ilişki denir. Ama asıl yanılgı şudur ki ? Biz arada geçen bu zamana aşk deyip Ferhat ile Şirin’in Aslı ile Kerem’in hayatı pahasına yücelttiği o kavramı da arada piç ediyoruz sanırım. Neden bunları söylüyor olduğumla ilgilenmeyeceğim bu sefer. Aşka değil ki lafımda zaten. Aşka öykünülen bilinçaltı (televole) destekli beraberlikler var günümüzde sadece. Ve iki yabancıyken daha tanışıldığında o gece sevişmeyi denemek denen erdemden de muaf tutmak gibi bir extra gerzeklik hakim günümüz ilişkilerinde nedense ? Bedensel hazlar güzel tamam ! Ama uydurmadık kendimizi batının modern deneysel tattaki ilişkilerinin cinsel formatına bir türlü. Bunu itiraftan kaçınma nedenimiz her ne kadar partnerimiz adına ahlakçı davranmak gibi gösterilmeye çalışılsa da tarafımızdan sanırım asıl korumaya çalıştığımız kendim iziz ! Kendi özgür cinselliğimizi vaftiz edemediğimizden olsa gerek bir türlü isim koyup yetiştiremiyoruz ki ? Bu nedenle de asla olgunlaşmayacak. Zira aşk süsü verilmiş bi sürü ilişkinin nasır bağlamasına yol açtığı beyin hücrelerimiz sevda şehvet arasında gidip gelmekte. Bilinçaltımıza yüklenmiş ayıplar , prensipler ve yetişkin bedenimizin en doğal halini bile ruhumuza yabancı kılan evcil bana göre değil fenomenlerimiz var hepimizin. Toplumsal mirasın bize kalması için toplumun ölmesi gerekmiyor ne yazık ki ! Ve nedendir bilinmez desem de bal gibi bildiğimiz nedenler yüzünden kendi yaptığımızda mazur gördüğümüz bir sürü kuramsal ayıbı başka bedenler ve ruhları günahkar diye teşhis ederek kendimizi arındırdığımız araçlar olarak kullanmaktayız günümüzde . Asıl ve salt ayıp olan şey bu aslında. Kendini mazur görmek adına düpedüz çifte standart uygulamak. Hem de kime kendine. Tanrı kimseye kendisiyle yüzleşecek zaman vermemeli bence !!! Gültekin BAYIR 08 Mayıs 2003 Perşembe
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gültekin BAYIR, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |