Yaşam başlangıcı olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Bedeli yine Millet ödeyecek nasıl olsa! Pazarlığı iyice uzattıkça uzatıp sonunda eli boş kalmış hükümete verip veriştirmek serbest artık. Bakıyorum da, düne kadar barış havarisi kesilmiş olanlar bile durumdan şikayetçi. Daha bugünden, tüm TV kanallarında eleştiri bombardımanına başlamışlar. Halbuki onlar değil miydi; birkaç gün öncesine kadar tezkerenin çıkması gerek diyen sorumluluk ve basiret sahibi insanları, savaş yanlısı olmakla suçlayan! Gerçekte sorun savaş yanlısı olmak veya olmamak kadar basit değildi. Devletin kutsal menfaatlerini bilmek sorunu idi. Hükümetlerin varlık sebebinin, öncelikle kendi halkının refahını yükseltmek olmasıyla ilgiliydi. Her şeyin temelinin ekonomi ile bağlantılı olduğunun farkında olmaktı. Borsanın düşüşü ile, döviz fiyatlarının artışı ile, dış borcumuzun artması ile, Euro Bond faizleri ile, TL iç borçlanma faizlerinin artması ile, ticaretin durması ile, sonuçta ekonominin küçülmesi ve işsizlik ile, artan yoksulluk ile ödeneceğini görmek istemedik nasılsa! Bir hafta öncesi bunları söyleyenlere savaş yanlısı diyenler, bir süre sonra ödenecek bedeller ortaya çıkmaya başladığında, (kendilerinin dışında)suçlu aramaya devam edecekler bildiğiniz gibi. Bugünden başlayan suçlamalarda; acemilik, Şark kurnazlığı, kararsızlık gibi sıfatlar yanında, pazarlık yapacağım derken, karşı tarafı bıktırıp insiyatifi kaybetmiş olması ve iktidar partisinin sayısal olarak güçlü olmasına karşın, içindeki bölgeci, etnik ve siyasal İslamcı kesime söz geçirememesi ile, açıklanmaya çalışılıyor. Arada parti içi liderlik yarışında olan meclis başkanının oturduğu makam ile pek uyuşmayan çıkışları, bakanlar kurulunun kendi içinden yükselen sert muhalefetinin yarattığı çelişki gibi faktörlerinde olduğu söyleniyor. Bütün bunlar doğrudur, yanlıştır veya daha doğrusu hepsinde biraz gerçeklik payı vardır ama savaşın fiilen başladığı bu değişken, belirsiz 20 Mart gününde vurgulamak istediğim değişmeyecek bir gerçek var ki, onu not olarak düşmeden, bu gün geçsin istemedim: Büyük olayların yaşandığı o zor günlerde, devletin adına pazarlıklar yapan yöneticinin; özellikle o kritik anlarda, ‘idealistlerle’ iş yapmaktan kaçınması gerekirmiş. Anonim bilinç daha antik çağda böyle söylemiş! Mutlak bir hikmeti vardır! İdealizm normal zamanlarda kötü bir şey değildir. Ama böyle kritik anlarda, gerçekleri bütün olarak kavrayamadığı için, uyumsuz inatçı direnci ile konuya zarar verir. Kimlerimi kastediyorum? Söylemem, arif olan anlar! Şahingöz 20/03/2003
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şahingöz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |