"...öyküyü yazan bilge, beşinci ya da altıncı göbekten kral torunu olduğumu ortaya çıkaracak şekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote |
|
||||||||||
|
Biz de Asya birliği oluştururuz ve Avrupalılara sorarız. Avrupa ülkesi olan Yunanistan’ın Asya topraklarında ne işi var? Ege adasındaki adaların nerdeyse tümü ve Kıbrıs Asya kıtasının parçaları değil mi? Yalan, dolan ve entrikalarla Türkiye’nin olması gereken adalar, Kıbrıs adası ve Musul ile Kerkük ülkemizin sınırları dışında kalmadı mı? Kıbrıs ile ilgili Avrupa birliği sözcülerine bir CHP milletvekili en güzel yanıtı veriyor. Sıkıysa gelin ve Kıbrıs’ı alın. Hele bir denesinler. Globalleşme yanlısı üç beş yüz kişinin ver kurtul söylemlerinin nasıl havada kaldığını çok acı bir şekilde öğrenirler. Bu ülkenin insanı kadınıyla, genciyle, ihtiyarıyla bir karış vatan toprağı için nasıl bir bütün olduğunu gördüklerinde, oturup dizlerini dövmekten başka seçenekleri kalmaz. İnsaf!!!!! Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi otuz bin insanımızın katledilmesinden sorumlu Abdullah Öcalan’ın adil yargılanmadığına karar vermiş. Öcalan’ı yargılayan yargıçsa tepkilerini şöyle dile getiriyor. Öcalan oldukça adil yargılanmıştır. Ne yazık ki ülke yöneticileri bu İnsan Hakları Mahkemesine çok yüz veriyor. Sayın hakim çok yanılıyor. Gerçekten de Öcalan adil yargılanmamıştır. O yargılamanın adil olması için onu şehit ailelerine teslim edilmesi gerekirdi. Şehit aileleri onu hak ettiği şekilde yargılar ve bir daha sorun olmayacak şekilde yargılamayı sona erdirirdi. Bir daha da hiçbir kimse ya da kurum bu konuda tek söz edemezdi. Şehit ailelerini çileden çıkaran o ceza evi saltanatı da yaşanmazdı. Bu durumda meclisimizin Öcalan’ın yeniden yargılanması için yasada değişiklik yapıp Amerika’nın bu tip olaylarda uyguladığı yasayı kabul etmesi gerekir. Her halde bu ülkeyi bir elektrikli sandalye satın almak için harcayacağı para yıkmaz. Ülkeler başta savunma olmak üzere tüm stratejilerini çok uzun zaman dilimlerine göre yapmalıdırlar. Amerika’nın petrol için Irak’a yerleşmek istediğini sananlar çok yanılıyorlar. Çevik Bir paşanın dediği gibi Amerika’yla komşu olacağız. Peki ama neden. Neden olarak Irak petrolüne yerleşmek istediğini söylüyorlar. Otuz beş yıl sonra tüm dünyada petrolün biteceğine kesin gözle bakılıyor. O halde otuz beş yıl sonra bitecek petrol için bu kavgaya değer mi? Amerika’nın beş yüz bin askerini görevlendireceği bu savaşta, can kaybında ödeyeceği tazminatlar, silah ve cephanelerin taşınmasının maliyeti ne olacak? Elbette ki inanılmaz boyutlarda olacak. Savaş için yapılacak harcamalar madalyonun görünen yüzü. Ya görünmeyen yüzünde neler var. Savaş yaralarının sarılması için gereken para belki de savaş için harcanandan çok fazla olacak. Amerika’nın orada en fazla iki yıl kalacağı söylemine ben katılmıyorum. Amerika’nın Ortadoğu’da yapacağı yeni düzenlemeler için iki yıl kesinlikle yetmez. Ortadoğu insanlarının Amerika’ya tabi olması için bölgede olağan üstü bir refah sağlaması gerekir. Bu düzenlemeler de Amerikan bütçesine çok ağır yük olur. Öyleyse Amerika bu denli büyük harcamaları neden göze alıyor? Nedeni gayet basit. Otuz beş yıl sonra bitecek olan petrol enerjisinin alternatifi Bor madenleridir. Bor madenlerinin yüzde yetmişten fazlasının Türkiye’de, yüzde yirmisinin Amerika’da kalanının ise diğer dünya ülkelerinde olduğu bilinmektedir. Ulu önder Atatürk’ün bir sözü vardı. Bir Türk dünyaya bedeldir. Ulu önderimizin bu söylemine eklenecek çok önemli bir söylem de Türkiye’nin Bor madeni tüm dünyaya bedeldir. İşte Amerika’nın hedefi tüm dünyaya bedel olan Türk Bor madenine komşu olmaktır. Amerika’nın kendine hedef aldığı dünya jandarmalığı için Bor madeni olağan üstü değer taşımaktadır. Avrupa Birliğinin de, Amerika’nın da Türkiye’ye karşı nasıl oynak bir strateji uyguladığı gözler önündedir. Kıbrıs’ta işgalci duruma düşersiniz. Abdullah Öcalan’ın yargılanması adil değildir. Irak’a saldırıda topraklarınızı kullandırmazsanız Ortadoğu’daki yeni şekillenmede söz sahibi olamazsınız. Tüm bunlar yöneticilerimizle birlikte insanlarımız için de şaşırtmaca oyunlarıdır. Ülke olarak bu konuda çok uyanık olmamız gerekir. Türkiye’nin fakirlikten kurtulması için yeniden yapılanması gerekir. Yeni yapılanmada geriye dönüp nerede yanlış yaptım diye kendisini sorgulamalıdır. Ergani Bakır İşletmeleri, Seydişehir Alüminyum tesislerinin yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Tütün, şeker pancarı ve haşhaş ekimindeki sınırlamalar kontrollü olarak kaldırılmalıdır. Hele şeker fabrikalarının kapatılması, pancar ekiminin sınırlandırılması akıl almaz bir uygulamadır. Madenlerimize ve tarımımıza hak ettikleri değeri vermek kaçınılmazdır. İMF nin vereceği borç karşılığındaki dayatmalarına rest çekmenin zamanı gelmiştir. Aksi halde fakirleşme bir yazgı olarak Türk insanının alnına kazınılacaktır. Özcan NEVRES ozcannevres@portakalofis.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |