..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Aysel AKSÜMER




10 Ocak 2024
Yaralı Ben Ama Kan Yok  
Aysel AKSÜMER
13 Aralık'ta bir kaza geçirdim şükür iyiyim. Korkusu bende kaldı acısı çoktan geçti.


:FJE:




"Olacağın önüne geçilmezmiş" derler ben de diyorum ki öldürmeyen Allah bir şans daha veriyor yaşama daha sıkı tutunmak için. Doğum günüme dört gün kala yani 13 Aralık 2023 neredeyse hayata, tüm sevdiklerime veda ediyordum.

Evden işe gitmek üzere yola çıkmıştım. Bindiğim belediye otobüsü son durağa yakın bir yerde ani ve çok hızlı bir fren yaptı. O esnada en arkada iniş kapısının tam önünde ayakta idim. Direğe ne kadar sıkı tutunsam da savrulmanın şiddetiyle iki elim tamamen boşta kaldı. Rüzgar nereye uçurursa misali kontrolsüz, korunaksız düştüm. Bacağımın biri yukarıda, diğeri aşağıda, kafam dipte kaldı. Kabul ediyorum saçma bir teknik ama plansız anca bu kadar oluyor. Tuzla buz olan camın kulağımdaki sesini unutmam mümkün değil.

Otobüs durduğunda şükür kalbim atıyor, kafam aldığı darbeye rağmen çalışıyor, bilincim de yerindeydi. Gözlerim bana el uzatan insanlarla buluştu. Yaralı bir kişi var ambulans çağırın diye telaşla bağıranlar, beni sıkıştığım basamaktan kaldırıp koltuğa oturttular. Şoför yanıma kadar gelip telefonda konuştuğu kişiye sanırım trafik polisi, "önüne aniden özel bir araç çıktığını, bir yaralı yolcusu olduğunu ve ambulans çağırdığını" anlatıyordu.

Yaralı diye bahsigeçen ben, üstümde, sağımda solumda kan arıyor ama göremiyordum. Başım zonkluyor, boynum feci ötesi ağrıyordu bu arada. Şoka girmiştim resmen. "Sakin olun yüzünüzde ufak bir çizik dışı bir şey yok", diyorlardı. Malum herkes gibi ben de iç kanamadan korkuyordum. Bir bayan kendisinin hemşire olduğunu ve boynumu hiç kıpırdatmamam gerektiğini söylüyordu.

Bir bayan daha hatırlıyorum bana çok ağlayan "ilk kazam, affedin ne olur" gibi sözler söylüyordu ben ise anlamsızca bakıyordum yüzüne ne diyor diye. Aynı bayan ambulansa bindirilirken de gözyaşları içinde benden özür diliyordu. Meğer kazaya sebep olan kişi oymuş. Yoksa neden bir tek o gözyaşı döksün. İnsan kazanın sersemliğiyle çok da seri düşünemiyor işte.

Herkesin sabah sabah tabi ki yetişeceği bir işi gücü, okulu, randevusu vs var ama 4 ya da 5 kişi benimle bayağı ilgilendi. Sonra onlar da gitti gencecik bir kız kaldı gemiyi terketmeyen "Çocuklarınız ya da ambulans gelene kadar sizi asla bırakamam" dedi. Su getirdi ve içirdi. Telefonuma ismini kaydedip "Herhangi bir şey lazım olursa beni mutlaka arayın. Gerekirse şahit de olurum" dedi. Ne kadar iyi bir insanmış Allah bin kere razı olsun. Onu yetiştiren anaya, babaya da çok teşekkür ederim. Bir otobüs dolusu yolcudan bir tanesi gerçek bir melek çıktı.

Kızım ve oğlum hastaneye geldiklerinde henüz tomografim çekilmemişti. Damar yolum açılmış, önlem maksatlı boyunluk takılmıştı. İstemezdim onları korkutmayı, üzmeyi ama kaza işte. Evlatlarım beni, ben ise onları teskin etmeye çalışıyordum. Kolay değil ani haberle hastaneye ulaşmak. Onlar bana otobüs çarptı sanmışlar.

Allah beni çocuklarıma, tüm sevdiklerime bağışladı. O kadar kötü düşmeme, kafamı cama vurmama ve o cam kırıklarının saçlarımda parlamasına rağmen şükür kafamda kırık ve kanama olmamış. Vücudumda çarpma, vurmanın etkisiyle hala rengi solmayan çürükler, morluklar dışında kalıcı bir hasarım yok.

Olay trafik kazası sonucu geliştiği için karakola ifade vermem istendi. Otobüs şoförü ve kazaya sebep olan bayan özel oto sürücüsü hakkında şikayetçi olup, olmadığım soruldu. Hastaneden sonuçlarım temiz olarak taburcu olduğum için uğraşmak istemedim. Sadece bundan sonra daha dikkatli olmaları konusunda uyarın başka bir şey istemiyorum dedim.

Bana otobüs, yolcuları indirirken mi indirmeden mi kaza oldu gibi sorular sordular biraz trajikomik ama otobüsün önünde olmadığım için hiç bir şey görmedim. Anlayacağınız otobüs önde kaza yapmış ben ise en arkada kendi bireysel kazamı yapmışım frenden kaynaklı. "Savrulmak ve kötü düşmekti" benim payıma düşen. Artık içinde "düşen" geçen cümleler bile benim için oldukça rahatsız edici, ürkütücü. Sevdiklerim üstüme düşüyor diyeceğim yok başka cümle kuracağım: "Yoğun ilgi, alaka gösteriyorlar" gibi.

Yazıma başlarken hayata sıkı tutunmak için bir şans daha tanıdı Allah demiştim. Evet şükürler olsun ki böyle kötü bir çarpmadan mucize eseri kurtuldum. Artık hem hayata hem de olası fren, kaza ihtimaline karşı daha emniyetli alanlar seçeceğim kendime ve daha sıkı tutunmaya çalışacağım. Şans her zaman bizlerden yana olmayabilir.

Herkese kazasız, belasız günler dilerim. Allah sevdiklerimizin acısını göstermesin.












Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dokunmak Dokunuyor
Nereden Başlasam?
Sıradışı Tarzlar
İlhan İrem
Ulaşamama
En Kötü İhtimalle
Kazasız Belasız
Yok Artık

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dünya İyilik Günü
Keşke
Taksiler Kan Kırmızısı
Ajda Pekkan
Bir Daha ki Sefere
Ruhumun İçi
İnsan Profili
İçimizdeki Yangın Merdiveni
Fırça Günlüğüm
Bakış Acısı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hayat Bu Ölüm Bu [Şiir]
Global Yalnızlık [Şiir]
Deliksiz Suskunluk [Şiir]
Gelişi Güzel [Şiir]
Kırık Bir Aşk [Şiir]
Yürekten Dökülen Dostluk Tanesi [Şiir]
Doğaya Karışmak İstiyorum [Şiir]
İstanbul Düşü [Şiir]
Bohçadaki Sözler [Şiir]
Erik Ağaçları [Şiir]


Aysel AKSÜMER kimdir?

Halkla İlişkiler mezunuyum. Devlet memuru emeklisiyim. 2 evlat sahibiyim. Ankara'da yasiyorum. Bir Oyku Kadar Kisa Bir Roman Kadar Derin Hayatlar isimli oyku kitabinin yazariyim.

Etkilendiği Yazarlar:
Orhan Veli KANIK, Reşat Nuri GÜLTEKİN, Anton Çehov


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.