Mermere sıkışmış bir melek gördüm ve onu özgürlüğüne kavuştuncaya dek mermeri oydum -Mikelanjelo |
|
||||||||||
|
"İhtiyaç çok, kaynak az" felsefesinden yola çıkar iktisat kavramı. Diyeceksiniz ki şimdi bana "ulaşım dedin, iktisada girdin, hayırdır" Çok haklısınız. Dilerseniz bağladığım noktaya da bir köprü kurayım. Bu köprüden alınacak herhangi bir geçiş bedeli de yok üstelik. İşime gidiş-dönüşte her gün 6 kez vasıta kullanmak zorundayım. Binmediğim bir uçak, gemi ve teleferik kalıyor. Allah'tan onlar yok hayatımda. Yoksa ne yapardım? Birinci turda otobüs, ikinci turda metro, üçüncü turda dolmuş kullanıyorum. Yazacaklarım biraz eleştiri içerecek ama bu konuyu masaya yatırmazsak sorunlarımız nasıl düzelecek? Ankara'da adını çok az kişinin bildiği ama oturan kişinin oldukça fazla olduğu, günbegün de nüfusunun arttığı bir yerde oturuyorum. Adı : Yapracık. Etimesgut ilçesine bağlıyız. Şehirden bayağı uzaktayız. Yüksekte bir bölge burası. Tertemiz havası var. Evler ferah. Yavaş yavaş gelişiyor. Karda, kışta belediye güzel hizmet veriyor yollar mutlaka açılıyor ulaşıma. Sadede geleyim; 14 bölgeden oluşan bu mahalle halkına tahsis edilen otobüs sayısı yeterli değil. "İnsan çok, otobüs az". Yeni hizmete giren otobüslerin koltuk sayısı çok az ve küçük. Körüklü verseler sabahları mesela ne kadar güzel olur. Şimdi iktisat kavramına göre düşünelim. Mevcut imkanlar, belediye bütçesi kısıtlı diye otobüslerin sayısını sabit tutup insan sayısını mı kısalım yani. Açık ve net söylüyorum otobüslere sığamıyoruz artık. İçi tıklım tıklım dolu diye şoförler duraklardan transit geçiyor. Beklemeye devam ediyoruz umutla, sabırla. İkinci otobüs de almadan geçince öfke büyüyor haliyle. Durağa yaklaşan üçüncü otobüsü görünce daha da biriken yolcu kitlesi, gelin arabası önü keser gibi yola atlıyor. Yolcular "yanaş bizi de al insaf" diye ellerini sallıyor, şoförler de direksiyon başında el sallıyor "ben ne yapayım yer mi var" dercesine. İçerdeki yolcular dışardaki potansiyel yolcuyu istemiyor. Dışarıdakiler de işe, derse geç kaldık, birer adım ilerleyin diyor. Şöför çaresizce orta ve arka kapıyı açıyor çünkü dışarda bekleyenin sabrı tükenmiş halde. "Misafir misafiri istemezmiş, evsahibi ise hiçbirini". O misal dalıyoruz içeri yurdum insanı sırt sırta, omuz omuza, yapışık ikizler gibi mi dersiniz, sığınmacı mülteciler gibi mi yoksa patates, soğal çuvalı gibi mi dersiniz vatandaş ulaşıyor ineceği yere lakin canı da çıkıyor. Şahsen ayakta gitmekten, kalabalıktan, havasızlıktan ve tutunacak yer bulamamaktan şikayetçiyim. Her seferinde hiç insani olmayan bu yolculuklardan insanlık adına utanç duyuyorum. Önümüz kış yine böyle kalabalık olacak, yağmur, kar, fırtına olunca kimse cam açtırmayacak, maske takacağız malum corona hala var. Bu ızdıraba bir çözüm bulunması şart. Bir sıkıntımız da Yapracık'tan Kızılay ve Ulus'a giden hiç bir vasıtanın olmayışı. Herkes Koru'da inip metro kullanmak zorunda. O da ayrı bir sıkıntı. Eskiden aktarma ücreti alınmıyordu. Şimdi maalesef alınıyor. Çoğumuz metro kullanmak istemiyoruz ki. Bize verilemeyen, sunulmayan bir hizmet için neden metro zorunlu ki. Başka türlü gidemediğimiz için mecbur metroya binip, mecburen ektra ücret ödüyoruz. Bu yıl artan mazot ücretleri nedeniyle çoğu insan artık özel aracını kullanmıyor, servis ücretleri de yüksek diye otobüslere yönelen öğrenci sayısında da bir hayli artma var. Sonuç olarak yetkililerden yardım istiyoruz. Çünkü; gerçekten hayat çok zorlaştı maddi, manevi. Birazcık nefes alsak,diyorum. Oturamıyoruz uzun yolculuk süresince bari ayakta rahat gidelim bir zahmet.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |