"Gülün dikene katlanması onu güzel kokulu yaptı." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Mutluluğun ve acının tanımı, dünyanın her köşesinde aynıdır. Sadece bu iki durumun yaşattığı yoğun duygunun insanlar üzerindeki tesiri ayrıdır. Biraz farklı boyuttan gireceğim konuya müsadenizle. Pek çok biber çeşidi vardır. Acı biber, tatlı biber, kıl biber, cin biber vs. bazıları daha kokusuyla göz yaşartıp, genzi yakarken bazıları sadece tadınca acıdır. Peki dilin üstünden geçerken, çiğneyip yutarken bu tabiri caizse zehir gibi olan acı biber nasıl oluyor da birini yerinden hoplatırken, sürahi dolu su içirtirken diğerine hiç bir etki göstermiyor hatta sakinleştirip, zevk veriyor ve midesine dokunmuyor, anlamak mümkün değil. Midem sağlamdır acı bana dokunmaz diyene midesi rahatsız olan imrenerek bakar. Çünkü azıcık acılı bir şeyler yedikten sonra ilaca sarılan çoktur. Acı ve tatlı biber misali mutluluğu ve üzüntüyü de herkes başka türlü yaşar kimi içinde kimi de dışında. Mutlu olduğunda kahkahalar atan, sevinçten havalara uçan, dans eden, şarkı söyleyen normal karşılanır da hiç bir reaksiyon göstermeyen yadırganır. Herkesin kara toprağa teslim ettiği yakınları olmuştur yıllar içinde veya yakın bir zamanda. Feryatlar, ağıtlar, gözyaşları ile sevdiklerinden ayrılanlar normal karşılanır da mutlak sonun gerçekliğini soğukkanlılık, dirayet ve sükunetle karşılayan, ağlamayan; duygusuz, taş kalpli, merhametsiz damgasını yiyiverir. Oysa kimse kimsenin iç dünyasını tam anlamıyla bilemez. Kimi yüreğine akıtır olup biteni, haykırışları, hıçkırıkları ruhunun duvarlarına hızla çarpar da biz o çığlığı işitemeyiz, sarsıntıyı hissedemeyiz. Herkesin tabağındaki acı biber aynıdır, ağızdaki dil, damak da öyledir gelgelelim az önce bahsettiğim gibi yükü taşıması, boşaltması, sindirmesi başka başkadır. Kişileri eleştirmek, önyargılı davranmak, kötülemek, aşağılamak, dışlamak kolaydır asıl zor olan empati kurmayı denemek, anlamaya çalışmak ve dinlemektir. Faydası dokunmayanın bari zararı olmasın temennisiyle herkese mutlu, sağlıklı bir ömür diliyorum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |