..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Bilmezlik ile ne hoştum; hayalimde ne güzellik, ne de aşk vardı." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




11 Mayıs 2023
Kolektif Alan 45  
Bayram Kaya
Kolektif alan, öznelerle birlikte giderilmesi gereken temel kaygıların karşılanması içinde sinerjini bir durumdu. Sadaka verme işi köleci paylaşımlı yansımaydı. Sadaka verme, lütufta bulunma tarzı köleci alan içine açılan nişlerdi. Nişlerin içi istendiği gibi eylem, söylem ve düşüncelerle doldurulacaktı. Nişler bu tarz inancı düşünce ve eylemlerin kullanım alanlarıydılar. Sadaka birçok parça bileşenli düşüncelerdi.


:CAJ:
Kolektif bir alan kişilerin günlük kaygılarını gidericidir. Kolektif bir alan kişilerin kaygılarına denk düşücü bir sinerjin programlama ya da yakınsama ile de kayıtlıdırlar. Oysa köleci anlayış, köleci alan içindeki kişilere ürettirdikten sonra; kişileri kolektif emeğin tüketim ve kullanım tasarrufunda yoksun bırakırlar.

Köleci anlayış içindeki mülk sahibi söylemi, alan içine tuzaklanmış söylemdi. Bu tarz söylemler alanı enfekte eden düşüncelerdi. Viral ve yapay düşüncelerdi. Böylece kişiler yapay tutulmuş bir aksama içindeydi. Her şey bu aksaklığa göre açıklamaydı.

Yapay aksağa göre olan açıklamalar bulaşıcı bir iman ve inancın etkisi altındadırlar. Viral etki altındaki kişinin tutumları genel olarak kolektif bilince göre değildir. İman ve inançlar giderilmesi gereken güdüler üzerinde eşletilmekle modüle edilir. Kişiler itaat ve teslimiyetler içindeki iman inanç gibi modüle edilmiş izahların etkisiyle yönlendirilirler. Artık sistem içinde viral sayıklamalar vardı.

Yani kişiler üzerine, kişiler etrafındaki kolektif sinerjini alan üzerine kolektif bilinç yerine inancı bir iman, bilinci konur. İnanç ve imanın etkisi her düşünce ve eylemin koşutunda belirir. Bu belirme kişiyi kontrol eden baskıdır. Köleci eylem alanı içindeki kişilerin yine günlük olarak giderilmesi gereken kaygıları vardı. Ortamda seçilmiş kişilere mülk kılınan kolektif kapasiteyi kullanamamaktan doğan, muhtaçlıklar vardı.

Kişinin kaygı ve muhtaçlıkları “rızkın sahibi El ve rızkı veren El” gibi büyü sel sözlerle şartlandırırlar. Açıklamalar bu koşullanmayı yansıtan söylemlerle kontrol edilirler. Bu izahlar çözülmesi gereken köleci aksamanın salınımlarını daha da büyütürler.

Kişiler köleci sistem içinde üretirken kolektif tabanlı girişmeleri içindedirler. Mülkün sahibi söylemiyle kolektif emekten ve kolektif bilinçten koparılırlar. Kişiler kolektif bilinçten eksiltilen eksiği tamamlayacak kadar inancı imanın düşünme muhtaçlıkları içinde tutulurlar. Oysa kolektif alanlar inayet eden yapılar değildiler. Kolektif alan kişilere sadaka gibi yardımlarda bulunmanın, dayanışma etkileşimleri değildi.

Kolektif alan, öznelerle birlikte giderilmesi gereken temel kaygıların karşılanması içinde sinerjini bir durumdu. Sadaka verme işi köleci paylaşımlı yansımaydı. Sadaka verme, lütufta bulunma tarzı köleci alan içine açılan nişlerdi. Nişlerin içi istendiği gibi eylem, söylem ve düşüncelerle doldurulacaktı. Nişler bu tarz inancı düşünce ve eylemlerin kullanım alanlarıydılar. Sadaka birçok parça bileşenli düşüncelerdi.

Sadaka ve ihsanda bulunma vs. kolektif kapasitenin kullanım ve tüketim karşılanmaları içinde yapılan kasıtlı eksiltmelerden doğmuştu. Sadakanın diğer parça bileşeni hak gasplarıydı. Hakları gasp edilen mülksüzlerin mülk sahibine doğru olan öfkesini minnete dönüştürme amacından da sadaka doğmuştu.

Sadaka boyun eğdirme işiydi. Kişinin yarın yeniden çalışması için ve ölmeyecek kadar hayatta kalması için alması gereken asgari bir enerji miktarı vardır. Köleci deyimle kölenin asgari bir geçim şartı vardır. Kölenin asgari geçim şartından da bile bile eksiltme yapan mülk sahibi buyurucular; sadaka ile bu eksiltmeyi tamamlamakla; köle gözünde daha da büyümekle, veren ele dönüşürler.

Efendilerin köleye verdiği sadaka, ihsan, lütuf, zekât vs. köleye “bak seni ben doyuruyorum” demeye getirmeydi. Gaspla yapılan eksiltme içindeki yardımlaşma, acıma, şefkat, sadaka gibi absürtlükler ilk sel inşanın kolektif alanı içinde bulunmazlar. Bunlar köleci alan içindeki mülklü, mülksüz oluşla vardırlar.

Yani ilk inşacı özneler avından bir parça et koparıp sadaka niyetine, mağara komşusuna acıyan şefkatle, merhamet ve iyilikle pay vermemişti. Kolektif inşa temelinde bu tür soyut yardım ve dayanışma yoktur.

Aksine kolektif paydaşlı özneler sadakaya giden yolun başında; köleci bir mülk sahipliğinin anlayışı içinde tutulmakla kolektif yoksunluklara muhtaç bırakılmıştılar. Mülk sahipli alan içinde sadaka ve inayetlerle kölenin muhtaçlıkları kontrol edilmişti.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölçü 2
Ölçü 3
Ölçü 1
Ölçü 4
Hemcinslerin Tarihi 11
Hemcinslerin Tarihi 14
Hemcinslerin Tarihi 6
Hemcinslerin Tarihi 12
Hemcinslerin Tarihi 13
Hemcinslerin Tarihi 9

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bildin mi? III [Şiir]
Ayrılık Nedir? [Şiir]
Bildin mi? [Şiir]
Bildin mi? II [Şiir]
Bülbülü Öldürmek [Şiir]
Hata Yapmak [Şiir]
Asuman [Şiir]
Ne Devletsun Ne Devletlu [Şiir]
Köle 2 [Şiir]
İçimizdeki Yabancı [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Emekli eğitimci. 1950 Mucur / Kırşehir doğumlu.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Bayram Kaya, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.