..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir kuşum; uçtum yuvadan... Artık ben nerede, eve dönme isteği nerede?.. -Leyla ve Mecnun, Fuzuli
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Ahmet Zeytinci




20 Kasım 2022
Sonunda Koyunların Davranışı Anlaşıldı  
Ahmet Zeytinci
Tabi biz gittiğimizde koyunların dönmesi durmuş, ağıllarına çekilmişlerdi... İllaki koyunlardan birini sıkıştırıp bu konuyu açıklığa kavuşturmalıydım... Koyunların sahiplerinden de izin alıp ağıla daldım. İçlerinden en semiz olanını seçip mikrofon elimde ses kayıt cihazını da çalıştırdım. ''Ne iş bu, koyun dostum on iki gün durmadan dönmüşsünüz, başınız dönmedi mi, mideniz bulanmadı mı, küçük abdeste, büyük abdeste sıkışmadınız mı? deyin hele bakalım.'' Önce melül melül bana koyun gibi bir baktı, sonrada ''Benim adım bile yok daha, oysa ki duyuyoruz ta ileride Anadolu diye bir yer varmış, orada bütün koyunların kınalı, sevimli, can kız gibi isimleri varmış. Şimdi biz bir yerde işte bunu protesto etmek için, sahiplerimizi, çobanımızı protesto etmek için, böyle döndük durduk, ama bir işe de yaramadı gibi sanki, aynı tas aynı hamam, devam ediyor her şey, hiç bir değişiklik yok hayatımızda.''


:GHH:
''Çin'de çekilen görüntülerde çember oluşturan koyunların 12 gün boyunca döndüğü anlar kameralara böyle yansıdı.'' BASINDAN

''12 gün boyunca durmaksızın döndüler'' BASINDAN

''Çin İç Moğolistan Özerk Bölgesi'ne bağlı Baotou'da bir koyun sürüsü yaklaşık 12 gün boyunca daire şeklinde dönerken görüntülendi. Sağlıklı olan koyunların neden böyle bir davranış sergilediklerinin ise bir açıklamasını kimse yapamadı...'' BASINDAN

Evet, evet yanlış duymadınız, bu hikaye değil, rivayet değil, bizzat görüntüsü de var İnternet Haber Sitelerinde... Biz de araştırmacı gazetecilerden aldığımız ilham ile ta Çine kadar gittik ve konuyu bir araştıralım dedik.

Tabi biz gittiğimizde koyunların dönmesi durmuş, ağıllarına çekilmişlerdi... İllaki koyunlardan birini sıkıştırıp bu konuyu açıklığa kavuşturmalıydım... Koyunların sahiplerinden de izin alıp ağıla daldım. İçlerinden en semiz olanını seçip mikrofon elimde ses kayıt cihazını da çalıştırdım. ''Ne iş bu, koyun dostum on iki gün durmadan dönmüşsünüz, başınız dönmedi mi, mideniz bulanmadı mı, küçük abdeste, büyük abdeste sıkışmadınız mı? deyin hele bakalım.'' Önce melül melül bana koyun gibi bir baktı, sonrada ''Benim adım bile yok daha, oysa ki duyuyoruz ta ileride Anadolu diye bir yer varmış, orada bütün koyunların kınalı, sevimli, can kız gibi isimleri varmış. Şimdi biz bir yerde işte bunu protesto etmek için, sahiplerimizi, çobanımızı protesto etmek için, böyle döndük durduk, ama bir işe de yaramadı gibi sanki, aynı tas aynı hamam, devam ediyor her şey, hiç bir değişiklik yok hayatımızda.''

Başka başka koyunlar ile de konuşup daha başka başka dertleri var mıydı, onları da en ince ayrıntısı ile öğrenmeliydim. Başka bir koyuna yanaştım ''Sen söyle bakalım niye on iki gün döndünüz? Derdiniz neydi, sevgilileriniz mi terk etti, önünüze koyulan yemler mi eksik geldi onu mu protesto ediyordunuz, söyle bakalım.'' O da bir kısa me iki de uzun meeeeeeee çektikten sonra, bana döndü '' Yok yok, ben niye döndük bilmiyorum, herkes dönüyordu, onlar dönüyor da ben niye dönmeyeyim dedim, ben de döndüm. O arada da nereden bulmuşsa bizim çoban bulmuş ta Türkiye'den getirtmiş, bir sanatçı varmış Cem Karaca diye onun kasetini sesli sesli dinliyordu ''Dön baba dönelim rep rep.'' diye de bir şarkı çalıyordu biz de döndük.''

Belli ki koyunlar çok dertliydi... Biraz daha araştırmalıydım bu konuyu. Evet, dile kolay on iki gün, durmadan dönmek, buna can mı dayanır. Başka bir sevimli koyuna yanaştım ''Sen söyle bakalım derdiniz sıkıntınız nedir arkadaş? Çobanlarla mı bir derdiniz var, yoksa başka bir sıkıntı mı, anlayalım.'' Tabi bu da iki kısa me ve de dört uzun meeeeeeeeeeee den sonra döndü bana ''Yahu usta bizim yavrularımız var, bunlar var ya bunlar, hiç merhamet yok bunlarda, daha yavrularımız doğar doğmaz, dünyadan bir gram zevk alamadan, bizlere doyamadan, alıp kesiyorlar, zenginlerin sofralarına pazarlıyorlar. Biz demiyoruz ki kesilmeyelim, bizim kaderimiz bu, ama kırk günlük koyun yavrularımızda kesilmez ki biz daha onları sütten kesmeden, mezbahada kıyıyorlar yavrularımıza, biz dönmeyelim de ne yapalım?''

Vallahi sizi bilmem ama, ben koyunları dinleyince bayağı hüzünlendim. Tamam anladık, isimleri olmayabilir, belki Çin de koyunlara isim koyma geleneği yoktur, ama kırk günlük koyunlara da kıyılır mı? Ha unutmadan, o sırada başka bir tanesi yavaşça yanıma sokuldu çaktırmadan hem de bana dönerek ''Kimse görmesin duymasın abi ama bunu da mutlaka yaz bütün dünya insanları bilsin de bunların ne mal olduğunu anlasın, bizim yavrularımızı da bizi de bazen hayvanat bahçelerinde canlı canlı aslanlara atıyorlar, onlarda bizimkileri vahşice parçalıyor, siz yine insaflısınız, hiç olmazsa kurban bayramlarında incitmeden kesip yiyorsunuz, bunlardan bıktık işte biz de hep beraber karar aldık, on iki gün boyunca döndük durduk, mesele budur.''



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın gülmece (mizah) kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sonra Bir Gün
İtinayla Kahve Falına Bakılmaz
Muz Kabuğu ve Merdiven
Onunla Çok Güzel Günlerimiz Geçti
Buradan Sesleniyorum
Böyle İdam Görülmedi
Nenişti O Bizim Gözümüzde Senelerce
Patlıcan Oturtma
Gece Kuşu
Geel Geel Geel

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir İki Gazete
Yedi Paket Birinci
Ay Em Ef Biraderler
Karınca Kararınca
Biri Baharat mı Dedi
Çay Kaşıkları
Güzel Bir İnsan Patates Kızartması ve Gazoz
Ben de Saadet Zinciri Kuruyorum
Limited Şirket Ortağı Bile Değiliz Abi Ne Stratejik Ortağı
Maaşını Soruyorum Söylemiyor

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bak Bakalım Arkadaş [Şiir]
Pazarola [Şiir]
9. 15 Şemsiyesi [Şiir]
Bağışlayın Bizi [Şiir]
İlahi Adalet Bu Mutlak Gerçekleşecek [Şiir]
Gökyüzü [Şiir]
Hiç Tanımadığım Çocuklar [Şiir]
Bu Kadar mı [Şiir]
Bir Papatyaya [Şiir]
Melek Halamın Evi [Şiir]


Ahmet Zeytinci kimdir?

1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.