Bilim şaşkınlıkla başlar. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Nükleer bir savaş yaşamadım. Yaşamak ta istemem. Mamak Muhabere Okulunda elektrik, elektronik ve telsiz esasları dersleri görürken okulun sinemasında bizlere görsel eğitim de veriyorlardı. Bu görsel eğitim sırasında bizlere Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan on kilo tonluk atom bombalarının yaptıkları fiziki yıkımın film çekimlerini göstermişlerdi. Bombaların düştüğü noktada, iki kilo metre çapındaki alanda, canlı, cansız, bina ve ağaç ne varsa bu iki kilometre çapındaki alanın dışına sürükleniyor. Ardından o alan içinde oluşan hava boşluğu nedeniyle itilenler tekrar geri sürüklenerek patlama noktasında bir dağ oluşturuyorlardı. Bu iki kilo metrelik halkanın dışında ikinci on kilometrelik halkada canlı kalma olasılığı yoktu. Bu iki halkanın dışında da korkunç boyutlarda etkilenmeler oluyordu. Daha sonra oluşan radyasyon rüzgarın ve bulutların etkisiyle, savaşla ilgisi olmayan ülkeleri bile etkisi altına alıyordu. Savaşın üzerinden elli beş yıl geçmesine rağmen, Japonya halen bu bombaların neden olduğu yıkımlarla boğuşmaya devam ediyor. Rusya’nın dağılması, komünizmin sonu geldi diye irdelenmişti. Komünizm düşmanları bu yıkılışa yürekten alkış tutmuşlardı. Oysa komünizm derin izler bırakmış bir ideoloji idi ve iz bırakmadan silinip gitmesi olası değildi. Komünizmin bıraktığı en derin iz Küba’dadır. Küba bu ideolojiyi var gücüyle yaşatmaya çabalamaktadır. Almanya, İngiltere Fransa, İtalya ve diğer ileri ülkelerde Komünist partiler halen varlıklarını sürdürmektedir. İki süper devletin varlığı dünya barışında güvenilir bir sigorta özelliği taşıyordu. Rusya dağılınca, bölünmeler sırasında ortada kalanlar kapanın elinde kaldı. İşin en korkunç yanı, Japonya’ya atılan bombalara eş değer onlarca nükleer bombanın kayıp olduğu ve kimin elinde bulunduğu bilinmemesi. Bazı otoritelere göre bu bombalardan bazıları Bin Ladin’in elinde olabilir. Amerikan yetkililer, açıkça gerektiğinde nükleer silah kullanacağız demiyorlar ama, kullanmayacağız da demiyorlar. Tüm dünya bir çılgınlığın beklentisi ve korkusu içinde yaşıyor. Bu dünyayı fani, (geçici) ölümden sonrasının da ebedi olduğuna inanan ve kendilerine vaat edilen cennete bir an önce kavuşmak isteyen kara cahillerin eline geçen nükleer bombalarla ne tür çılgınlıklar yapa bileceklerini düşünmek bile istemiyorum. Bir tarafta adlarını dünya var oldukça yaşatacak buluşlar peşinde olan büyük insanlar. Mucitler, edebiyatçılar, ressamlar, heykeltıraşlar ve daha niceleri yoğun uğraşlar verirlerken, diğer tarafta kendilerine vaat edilen cennete bir an önce kavuşmak için ele geçirdikleri uçaklardaki günahsız ve hiç te ölümü hak etmeyen insanları da intiharlarına ortak eden geri kafalılar. Bu geri kafalılar ellerine geçirecekleri nükleer bombalarla bir anda dünyayı cehenneme çevirmekten çekinirler mi? Parmaklar tetiklere gitmeyi görsün. Tüm insani duygular bir anda yiter gider. Savaşın yasası bu. Ölmemek için öldüreceksin. Tüm yaşam geleceğin tetiğin üzerindeyken saniyeler değil, belki de saliseler bile yetersiz kalır. Tetiği kim daha önce çekmeyi becerirse yaşamın yüzü ona gelecektir. Tetiği çekemeyen ise soğuk ölüm ile kucaklaşacaktır. Bu kural nükleer silahlar için de geçerlidir. Bir tetik çekme yarışının başlaması ise dünyamızın sonu olur. Görünen o ki, ok yaydan fırladı. Atılacak her adımın hesabı bir değil binlerce kez yapılmalıdır. Hele hele din imajına bu savaşta hiç yer verilmemelidir. Bu savaş gereklidir. Gerekliliği yadsınamaz. Bu savaş ne din ne her hangi bir doktrin veya imaj için yapılmamalıdır. Yalnızca insanlık için, insanlık adına, insan yaşamına hiç değer vermeyen terör odaklarına karşı yapılmalıdır. Kuzey ittifakı Amerika’dan silah ve para yardımı bekliyor. General Raşit Dostum, yardım yapılırsa biz Taliban’ı bitiririz diyor. Kuzey ittifakıyla Taliban arasındaki savaşta destek Raşit dostum ağırlıklı olmalıdır. Afganistan’da bir tek kız okulunun sadece Raşit Dostum’un kontrolündeki bölgede olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Bu okul Dostum’un çağdaş bir kafa yapısının simgesidir. Desteklemekte yapılacak yanlış bir seçim, bitirilen Taliban’ın yerine yeni Talibanlar yaratabilir. İleride dünyanın başı tekrar ağrıyabilir. Özcan Nevres 02 Ekim 2001 Salı
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |