Kendinden daha uyanık insanları işe aldığın zaman, senin onlardan daha uyanık olduğunu kanıtlamış oluyorsun. -R. H. Grant |
|
||||||||||
|
Sayın vekillerimize de dokunmak için meclis kararı gerekiyor. Dokunulmazlık kalktı mı, artık Allah ne verdiyse, mahkemelerden başlayarak, her türlü normal vatandaşta sayın vekilime dokunabiliyor. Kredi kartlarımız bile dokunmatik aslında, yani dokunmadan geçiyorsunuz kasadan, vekillerimiz olmuş çok mu? Vekillerimizin de artık bu dokunulmazlık zırhından kurtulması lazım... Önce mecliste ki bürosuna telefon edip ''Sayın vekilim pazartesi, salı ya da çarşamba, perşembe yanınızdayım, size dokunmaya geliyorum müsait misiniz?'' diye randevu almanız lazım... Ola ki vekilim o saatte bana başkaları dokunacak, size başka bir gün dokundurtayım, canım benim, diyebilir, sabredip başka bir günü bekleyeceksiniz o zaman... Ya da benim dokunulmazlığım var, gel ama bir çayımı içip yollan, derse, siz de ''Sayın vekilim ben yüreğinize dokunacaktım sadece.'' deyip, zeytinyağı gibi, üste çıkabilirsiniz... Bir de bürosuna gittiğiniz zaman bayan/erkek herhangi bir vekilin, ilk önce ellerini sıkarsınız, o zamanda içinizden ''Hani dokunulmazlığınız vardı bak nasılda dokundum sana sayın vekilim.'' diye içinizden bir takım duygular geçirmeyin. Bazı vekiller karşılarındakinin düşüncelerini okuyup ''Bir daha sana dokundurtmam.'' diyerek, kapıyı gösteriyorlarmış, benden söylemesi... Bizler milletin aslı, onlar ise bize bizim vekilimiz. Bu dokunulmazlık zırhından artık kurtulmalı bizim seçip de meclise gönderdiğimiz vekillerimiz... Her gelen hükumet bize istediği kadar dokundu. Hem de ne dokunma, ne dokunma... Zam yaptılar gıkımız çıkmadı. ''Benim memurum işini bilir dediler.'' gıkımız çıkmadı. Daha neler neler ''Benzin vardı da biz mi içtik.'' dediler, yine gıkımız çıkmadı... Gelen bize dokundu, giden bize dokundu, hepsini sineye çektik. Yeter artık sayın vekiller, milletin aslı ile bizler ile bir olun ki sizlerde, bizde sizin, bizim için çalıştığınızı, bu memleketi en az bizim kadar sevdiğinizi bilelim, anlayalım...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |