Dünyayı isteyen bilime sarılsın, ahireti isteyen bilime sarılsın; hem dünyayı hem ahireti isteyen yine bilime sarılsın" -Hz. Muhammed |
|
||||||||||
|
Seksen yılının aralık ayında, ehliyet aldığım zaman, trafikte yaklaşık bu günün onda biri kadar araba vardı ... Araba sayısı az olduğundan, haliyle kazalarda, hatalarda, kavgalarda daha az oluyordu... Çok merak ederim, trafiğe çıkıp da bir kere bile küfür etmemiş insan var mıdır hiç? Bu her ne kadar araştırılıp bulunacak bir şey değilse de yine de olmadığını ya da çok az olduğunu düşünüyorum böyle sakinliğini koruyabilen insanların... ’’Ulan ben senin gelmişini geçmişini, bakkaldan mı aldın oğlum sen bu ehliyeti.’’ işte bir içsel tepkimin dışa vurumu... Aheste aheste seyrederken, dibine girer adam, bir korna, bir selektör ’’Az yavaş be dostum tabakhaneye bir şeyler mi yetiştiriyorsun.’’ Tabi o bir şeylerin adı da varda terbiyemizden yazamadık buraya, bilen bilir, anlayan anladı... Vınnnn! diye bir geçer yanınızdan, hem de bir sağ bir sol yapıp şerit değiştirerek... Durur mu dil ve beyin ’’Bunun da tek rakibi herhalde Türk Hava Yolları.’’ Acelen ne, eceline mi susadın? Ya da dünya çok sıktı hemen öleyim gideyim derdindesin... Başka ne denir bunlara ’’Slalom yapacaksan Uludağ’a ya da Sarıkamış’a oğlum.’’ Ah bu kamyon şoförleri, T.I.R. Şoförleri... Bir de şu kamyonların arkasına destan yazmasanız da diğer şoförlerinde kaza yapma riskini daha aza indirseniz... Bayan yavaşça gidiyor ’’Ne istiyorsun oğlum bayandan, belli ki daha acemi, niye sıkıştırıyorsun?’’ Allah’tan bağırıp çağırıp da kızdığınız zaman belki karşıda ki adam da size aynı şekilde bağırıp çağırıp kızıyor... Kırmızı ışıkta geçen arabalara nasıl kızıyorsam, yayalara kırımızı yandığı zaman geçen yayalara da kızıyorum... Bir de şu camı açıp, giderken dışarıya kola kutusu, sigara paketi atanlara acayip ifrit oluyorum... Vatandaşlık görevi deyip en yakın polise bildirmek lazım... Ama tabi ’’Hay ben senin arabanında, arabanın lastiğinin de, direksiyonunun da, kornanın da, kaportanın da’’ diye devam eder gider... Bir de magandalar var, düğün ya da maç ayağına yolda durup da varyete yapanlar havaya ateş açanlar. Cezaları yiyorlar yine de akıllanmıyorlar... Direk yerleri Tımarhane, eski adı Tımarhane, yeni ismi Hastanelerin Psikiyatri Servisi hem de uzun süre tedavi görmeleri gerekiyor ki psikiyatrlar çocukluklarına insinler de adam etsinler... Ambulanslara yol vermeyenler, bana yol vermedi diye, arabadan inip arkadaki arabanın aynasını, camını kırmaya, içindekileri dövmeye kalkanlar ki tabi bunlarda katmerli maganda sınıfına girmektedirler... Allah şerlerinden korusun. Memlekette trafik durumları aşağı yukarı bu şekilde gitmektedir...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |