..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsanların arasında yaşadığımız sürece, onları sevelim. -Andre Gide
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Ahmet Zeytinci




22 Mayıs 2022
Uzaktan Kumandan  
Ahmet Zeytinci
Arabamız gıcır gıcır, yeni gelin gibi. Hani derler ya ''Gelin ata binmiş ya nasip.'' demiş. Bizim araba da beyaz renkte olduğundan ben geline benzettim, hemen biz de koltuklarına oturup kısmet, ya nasip desek, zararı mı olur ki? İnanın insan el sürmeye de kıyamıyor, koltuklarına oturmaya da. Hani yabancı biri elini filan değse alıp ayağımın altına yer misin yemez misin deyip ezeceğim o hayta her kimse...


:EAB:
Güzel bir pazar günüydü. ''Oh be, nihayet bizim de uzaktan kumandalı bir arabamız oldu be eninde sonunda Sabriciğim.'' deyince otuz yıllık hayat arkadaşım Safiye Sultan, (Sultanı hep eklerim adının yanına, gerçek sultan olmasa da bana sultan o) benim de koltuklarım biraz biraz kabarır oldu ne yalan söyleyeyim. İkimiz birden birbirine yakın tarihlerde emekli olunca, devlet baba da bize kıdem tazminatımız olarak epey para ödedi. Aslanım Devlet Baba, hem de ne aslan. Ne diyelim, her zaman da söyledim, yine de söylüyorum. ''Allah devlete zeval vermesin.''







Arabamız gıcır gıcır, yeni gelin gibi. Hani derler ya ''Gelin ata binmiş ya nasip.'' demiş. Bizim araba da beyaz renkte olduğundan ben geline benzettim, hemen biz de koltuklarına oturup kısmet, ya nasip desek, zararı mı olur ki? İnanın insan el sürmeye de kıyamıyor, koltuklarına oturmaya da. Hani yabancı biri elini filan değse alıp ayağımın altına yer misin yemez misin deyip ezeceğim o hayta her kimse...







Zaman zaman arkadaşlarımın uzaktan kumandalı arabalarına biner hem de gıpta ederdim eskiden, acaba benim de ileri de böyle uzaktan kumandalı bir arabam olur mu diye arpacı kumrusu gibi düşünürdüm. Oldu işe oldu hem de bal gibi oldu. Hem de çatır çatır alnımızın teri ve helalinden kazandığımız bir parayla ne mutlu bana ve karıma...







Sabah çoluk çocuk arabanın yanına geldik. Anahtar elimde, elimde cebimde. Cebimden çıkartmadan şak kapıyı açarsın Sabri. Üfff, ne de güzel bir olaymış. Kumanda bende olduğuna göre kumandan da benim demek ki... Şöyle biraz uzağa gidiyorum on metre kadar, bakalım oradan da açacak mı? Hemen deniyorum. Basıyorum kumandaya şak ve tak diye hemen açılıyor. Beş metre yaklaşıyorum tekrar açıyorum. On beş metreye gitsem açar mı acaba? Onu da denemem lazım.







Bir üç beş, ben diyeyim on kere siz deyin yirmi otuz kere denemişimdir arabanın kapısını uzaktan kumanda ile açmayı. Herhalde başkaları da görse aynen şu cümleleri kuracaklar ''Görmemişin uzaktan kumandalı arabası olmuş, tutmuş kumandanın içine etmiş basa basa kumandanın pilini bitirmiş.'' Safiye Sultan ve çocuklar kafayı yiyecekler nerede ise. ''Hadi bey hadi bin de arabaya gidelim bak neredeyse birazdan akşam olacak.'' hadi ya o kadar olmuş muydu hiç de fark etmemişim. Döndüm ''Tamam tamam ya kırk sene de bir kumandalı arabamız oldu hava atmayayım mı keyfini sürmeyeyim mi?''







Sabah sabah, arabaya binersin ve doğru o ünlü marketin kapısına varırsın. Arabadan iner inmez, kapıyı kilitlemeliyim derken, nasıl da unuttum ya uzaktan kumanda ile kilitlesene be adam. (Burada be adam dediğim bendeniz Sabri oluyorum.) Tekrar açarım kapıyı anahtar ile arkamı döner giderken, arabaya bakmadan tık tık, ınınııııın işte bunu da başardım, yine arabanın kapısı kilitleniverdi. Oy oy oy ne muhteşem bir duygu bu ya. Tek hâkimi, kumandanı benim şu an da arabanın. Açıl dedim mi açılacak, kapan dedim mi kapanacak. Ali Baba ve Kırk Haramiler masalının o meşhur sözü gibi ''Açıl susam açıl.'' hemen peşine ''Kapan susam kapan.'' En iyisi ben burada susam çok konuştum yahu yine...







Alışverişimizi yaparız veee yine uzaktan kumanda ile arabamızın kapısını açıp doooğru apartmanımızın oto parkına. Üç beş poşet var. Bir ikisini hanım alır, bir kaçını çocuklar. Benim elimin boş olması lazım ki kapıyı kapatacağım. Eveet bildiniz yine o muhteşem alet, yirminci ve yirmi birinci yüz yılın en büyük buluşları arasında ki uzaktan kumanda ile hem de... Bu sefer biraz varyete yapayım. Sırtımı dönüyorum arabaya bir de bacağımın arasından geçiriyorum kumandayı hooop şak dedim bastım kumandaya tak dedi kapandı. Ooo bir kere olur mu Sabri. Hanım ile çocuklarda elinde poşetler ile bekliyor, beklesinler üç dört kere daha açıp tatmin olmam lazım. Bu sefer başımı yere doğru eğip, kumandayı da yine bacağımın arasından geçirip o şak sesini duyuyor ardından gelen tak diye açılma sesini de duyuyor ve mutlu oluyorum birader ne yapalım. Ne muhteşem bir sesmiş bu tak sesi ya. Daha önce niye anlayamadım ki ben bu tak sesinin bu kadar muhteşem olduğunu...







Yok yok sevdim ben bu işi. Neyse hanım ile çocukları bekletmeyeyim de kızmasınlar. Onlar yattıktan sonra gece yarısına doğru ben kumandayı elime alır gelirim yine çaktırmadan sitenin garajına. Artık sabaha kadar açar kaparım açar kaparım. Gecede aynı şekilde açılır mı ki acaba? Bakacağız deneyeceğiz, deneme-yanılma yöntemi ile öğreneceğiz. Onlar uyusunlar, uyusunlar çakmazlar çakmazlar benim gece yarısı garaja gidip bunlar ile uğraştığımı...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın gülmece (mizah) kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sonra Bir Gün
İtinayla Kahve Falına Bakılmaz
Muz Kabuğu ve Merdiven
Onunla Çok Güzel Günlerimiz Geçti
Buradan Sesleniyorum
Böyle İdam Görülmedi
Nenişti O Bizim Gözümüzde Senelerce
Patlıcan Oturtma
Gece Kuşu
Geel Geel Geel

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir İki Gazete
Yedi Paket Birinci
Ay Em Ef Biraderler
Karınca Kararınca
Biri Baharat mı Dedi
Çay Kaşıkları
Güzel Bir İnsan Patates Kızartması ve Gazoz
Ben de Saadet Zinciri Kuruyorum
Limited Şirket Ortağı Bile Değiliz Abi Ne Stratejik Ortağı
Maaşını Soruyorum Söylemiyor

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bak Bakalım Arkadaş [Şiir]
Pazarola [Şiir]
9. 15 Şemsiyesi [Şiir]
Bağışlayın Bizi [Şiir]
İlahi Adalet Bu Mutlak Gerçekleşecek [Şiir]
Gökyüzü [Şiir]
Hiç Tanımadığım Çocuklar [Şiir]
Bu Kadar mı [Şiir]
Bir Papatyaya [Şiir]
Melek Halamın Evi [Şiir]


Ahmet Zeytinci kimdir?

1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.