..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yalnızca hava, ışık ve arkadaşın varsa hiç üzülme. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > lütfi akarçay




2 Şubat 2022
Asıl Meselemiz; ‘insan Olmak’ mı ‘insan Kalmak’ mı?  
lütfi akarçay
Unutmayalım ki, Kemiyet ve Keyfiyet , Beden ve Ruh gibi birbirini tamamlayan, birbirine muhtaç iki dinamiktir ama kemiyete değer katan ‘keyfiyet’tir ya da ‘insan kalanlar’ın çokluğu cemiyeti zirveye taşır. Şimdi ise karşımızda hem ‘kemiyet’i hem de ‘keyfiyet’i yok etmek isteyen bir Küresel Proje/Güç var karşımızda. Bu Dijital Tsunami karşısında yapmamız gereken hem ‘insan nesli / kemiyet’i hem de ‘insan kalmak / keyfiyet’i korumak adına SET olmaktır.


:HDB:
Dünya nüfusunun 8 milyara dayandığı günlerden geçiyoruz.
Gezegenimizin bir tarafında kontrolsüz bir nüfus artışı seyrederken
sanayi ve teknoloji devrimini tamamlamış diğer tarafında ise evlilik kurumunun çökmesi neticesinde yaşanan nüfus azalması ve korkusunu gözlemliyoruz.
Dahası ‘yapay zeka’ , ‘dijital para’ ve ‘metaverse’ gibi insanı ve toplumu yeniden dizayn etmek ve kontrol altına almayı amaçlayan , ‘Dijital dünya düzeni’ de denilen yeni bir 3. Devrimin eşiğindeyiz.
Bu yeni dijital dünya düzeninin merkezinde ‘insan ve toplum’ değil sınırsız bir Teknoloji / dijital hedonizm egosu yer alıyor. Bu global projede aslolan insanın / toplumun talepleri değil proje sahiplerinin ya da senaristlarinin belirlediği paradigmanın seyrini tamamlamasıdır. Bunun temelinde insandan ziyade mekanik / dijital teknolojinin
yaşamda yer alması, insani ve toplumsal değerlerden olabildiğince soyutlanmak vardır.
Bu projenin ya da yeni dünya düzeninin gerçekleşmesinin önünde en büyük engel olarak ‘Dünya nüfusu /insan’ gösteriliyor
ve bir ‘korku paranoyası’ olarak durmadan pompalanıyor.

Trans çocuklar
Lgbt’nin yaygınlaşması
Evlilik ve çocuk sahibi olmayı bir heyula olarak gösteren yayınlar / medyatik propagandalar
Açlık ve kıtlık korkutması vs.

Evet ;
dünyamızda bir iklim problemi, gıda sıkıntısı, atmosferik bozulmaların mevcudiyeti
yadsınamaz gerçekler ama bunu bahane edip insan neslini yok etmeye yönelik projeler
içine girmek de masumane değildir. Bunları söyleyenler aynı zamanda çok bakir olan Afrika
kıtasının hakkıyla işlendiğinde bugünkü dünya nüfusunu beslemeye tek başına yeterli olacağını da
söyleyebilmekteler.Demek ki mesele insanı ve toplumu kurtarmak değil, kendi dijital
imparatorluklarında insanı istedikleri doğrultuda kontrol edebilecekleri hegemonik bir sistem
kurabilmektir.
Küresel blockchaine sistemi (swift sistemi yerine yeni para / takas yöntemi )
Kripto ve dijital para sistemi
Yeni insan ve toplum algısı üzerine inşa edilen kültür / sanat / sinema dünyası
Yeni sun’i gıda teknolojisi
Fıtrî – yaratılış kodlarından arınmış cinsiyetsiz insan projesi
Mülkiyet haklarının iptali ve eşit – sosyal paylaşma…

Peki ya Biz ;
Yeni dünya düzeninin bu acımasız insan ve toplum profiline karşı nasıl bir manifesto ortaya koyacağız ?
-tümüyle kabullenip geleceğimizi / neslimizi onlara mı teslim edeceğiz
Yoksa
-sadece insan olmak yetmez, ‘insan kalmak’ öncelikli hedefimizdir,
diyerek durumdan vazife çıkarıp mücadeleye mi girişeceğiz ?
Yavrusunun elinden tutup istikbale avuçlarında çelikten özgüvenle yürüyen babalar..
Kucağındaki çocuğunu gözlerindeki sıcacık sevgiyle büyüten anneler..
Civanmertlik ve vefanın ana karakterleri olan dostlar..
Toprak kadar sadık, su kadar aziz, Güneş kadar cömert insanlar..

Evet,
Bu ‘ana karakterleri’ ya da hala ‘insan kalabilmiş’ bu parçalarımızı yokluğa gömerek sadece ‘insan olmak’ yeterlidir deyip küresel konjonktüre teslim olmak mı,
Asla !..
Kemiyet (nicelik) , insan ve topluma güç saiki katma açısından önemli bir dinamiktir.
Keyfiyet (nitelik) ise insan ve toplumu diğerlerinden ayıran en mümtaz vasıftır,
İnsan ve yaşadığı toplumun bekâ vasıtasıdır.
İnsanın olduğu her yerde ‘kemiyet’den söz edilebilir ama iş ‘keyfiyet’e gelince ancak onu ‘insan kalabilenler’in çoğunluk olduğu cemiyetlerde görebilirsiniz.
Eğer yeni dünya düzeninde insan görünümlü bir ‘aparat’ değil de kendi dünyamızda ‘insan’ kalabilme mücadelesini kazanmak istiyorsak hem kemiyeti hem de ondan daha önemli olan keyfiyeti muhafaza etmek zorundayız.
Bir gram altını elde edebilmek için tonlarca taşı ve toprağı çekmek ve elemek zorundasınız.

Fatih, İstanbul’u fethettikten sonra Fatih külliyesini (kampüs) yaptırıp Anadolu’dan
Binlerce talebe kaydettirir. Müderris Hızır Paşa’dır. Aylar sonra Külliye’yi ziyarete geldiğinde
sorar Hızır Paşa’ya :
-Paşa, ahval nedir, nasıl gider ?
-Hünkarım,pek ümit vaad etmiyor bu talebeler, deyince
Ulu Sultan tekrar sorar
-Ne yani, hiç mi umut vaad eden yoktur aralarında ?
-Hünkarım, der Hızır Paşa
İçlerinde biri var ki o kısa zamanda büyük mesafe aldı, biz bile ona ders vermekte aciz kalır
olduk, der. Bunun üzerine Fatih sevinçle ;
-Gördün mü Paşa, o bin talebe olmasaydı Biz o bir dehayı keşf edemeyecektik, der.

Unutmayalım ki,
Kemiyet ve Keyfiyet , Beden ve Ruh gibi birbirini tamamlayan, birbirine muhtaç iki dinamiktir
ama kemiyete değer katan ‘keyfiyet’tir ya da ‘insan kalanlar’ın çokluğu cemiyeti zirveye taşır.
Şimdi ise karşımızda hem ‘kemiyet’i hem de ‘keyfiyet’i yok etmek isteyen bir Küresel Proje/Güç
var.
Bu Dijital Tsunami karşısında yapmamız gereken hem ‘insan nesli / kemiyet’i hem de ‘insan kalmak / keyfiyet’i korumak adına SET olmaktır.
Ancak bu SET’in duvarları ana karakterlerini kaybetmemiş keyfiyet zengini insanlar olmalıdır,
Yoksa sadece ‘kemiyet’ten / kalabalıktan müteşekkil yığınlar bu Tsunami'yi durduramazlar !..

‘İnsan Kalanlar’a Selam olsun…







Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aziz Yıldırım... "Statüko'nun Günah Keçisi" Ya da "Değişimin Kurbanı... ""
"Sadaka Taşları"ndan Cami Kapılarına
Madame Bovary ve "Biz"... yada Çağdaş Futbolun "Kunta Kinteleri"...

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İrfansız İlim veya İlimsiz İrfan...
Felsefe ve "Biz"... Felsefenin Neresindeyiz?..
İnanıyorum;o Halde "Yasaklıyım!"…
Er Ryan'ı Kurtarmak Ya da "Filimler ve Gerçekler... ""

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ne Öğrendin Dersen Ey Yâr... [Şiir]
Yaşayarak Öğreneceksin Çocuk... [Şiir]
Bizden Gidenlerin Adını Zaman Koymuşlar... [Şiir]
Uyansın Umutlarım Güneş Gözlerinde... [Şiir]
Leyla'ya Mektuplar - II - [Şiir]
Düşmelerim Hep Senin Yüzünden... [Şiir]
Muna (Li) Sa’ya… [Şiir]
Ağlasam Yağmurlarda... [Şiir]
Gelecek mi O Kervan... [Şiir]
Acımı Kaybettim Despina... [Şiir]


lütfi akarçay kimdir?

yazılmamış en son şiiri,söylenmemiş en son türküyü yüreğinde arayan adam. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Mevlana,Yunus Emre,M.A.Ersoy,Nazım Hikmet,Necip Fazıl,Yahya Kemal,Sezai Karakoç, vs...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © lütfi akarçay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.