"Yumuşak olma ezilirsin, sert olma kırılırsın." -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Çok konuşmak var, bir de çok boş konuşmak var ki biz o tip insanlara da çenesi düşük insanlar deriz. Sizin de çeneniz düşer mi bazen? Toplumumuzda en çenesi düşük kesimde sanırım siyasetçilerdir. Çok sallarlar bazıları işkembeyi kübradan, desteksiz atarlar. ''Askerde topçu muydun sen kardeşim?'' diyeceğiniz gelir o çok sallayana... Bilhassa yaşlı insanların çeneleri pek bir düşüyor. Ya da bize mi öyle geliyor? Her şeye karışıyorlar, olur olmaz yerde laf söylüyorlar, laf sokuyorlar. Hiç gerek yok bunlara... İyi geçinmek lazım gençlerle de kendinden küçüklerle de... Çenesi düşük akrabalarımız, arkadaşlarımız her zaman sıkar bizleri... Lüzumsuz konularda tartışıp tartışıp dururlar... Ukalalık had safhadadır çoğu zaman bu çenesi düşük insanlarda... Sizin fikirlerinizin hiç bir önemi yoktur sizin ile tartışırlarken... Siz ona konuşsanız bile, duvara konuşursunuz adeta... Eleştirmek en kolay davranıştır. Tabi burada yapıcı eleştiri ile yıkıcı eleştiriyi birbirinden ayırmak da lazım... Bizim de düşer zaman zaman çenemiz. İşte böyle zamanlarda o düşen çenemize sahip olmak, karşımızda ki insanları da fazla sıkmamak gerek diye düşünüyorum. Karşınızda ki insan çok konuştunuz mu bunu bir şekilde size hissettirecektir... Hadi araya bir iki de küçük espri sıkıştıralım. Arkadaşına sorar vatandaş ''Çenen düşmüş, kaça düştüyse bizde alalım bir iki tane senin çenenden ya da nerede düşürdün be birader çeneni olmadı hep beraber arayalım belki buluruz.'' İşte böyle çenesi düşükler yeri geliyor ilham kaynağı da olabiliyor bizlere... Gün içinde insan işinin gücünün başında zaten epeyce stres ve sıkıntı çekiyor. Evine de geldiği zaman biraz sakinlik, biraz da huzur istiyor. Kimi zaman televizyon bile izlemek içinden gelmiyor belki... Siyasetçilerin yüzünü bile görmek, sesini bile duymak istemiyor... Bizim oralarda çenesi düşük insanlar için amiyane tabirle şöyle bir söylem vardır ''Ağzını diksen ...çı ile konuşuyor.'' derler... Laf üretmek en kolay şey de laf ile de peynir gemisi yürümüyor maalesef... Kendi kendimize bir oto kontrol mekanizması geliştirip çok konuştuğumuz zaman kendimizi geri çekmemiz gerekiyor, yoksa pek de sevilmeyeceğimiz gün gibi aşikardır... Siz de çeneniz fazla düşmeden havada yakalayın. Görün bakın daha mutlu olacaksınız kısa zaman sonra...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |