İçine koyabileceğin bir karanlığın olmadan, bir ışığın olamaz. -Arlo Guthrie |
|
||||||||||
|
Çok şey mu istiyor insan? Etrafıma bakıp gördüğüm birçok farklı cevaba sahip olan bir soru. Kimliğimiz, kişiliğimiz, eğitim ve ruhumuz bu cevapların sorumlusu. Ruh. Muhteşem. Tarifini uzmanına bırakmalı, fakat ruh olağanüstü, benzersiz bir enerji. İlk olarak psikoloji ve mantık derslerinde büyüsüne kapıldım. Gelgit gibi gelip geçen düşüncelerin fırtınalı zamanlarıydı. Kemikleşen fikirlerim olmadı-iyi ki- lakin suskunluk, geriye çekilmek bir nevi zaman akışının mahcubiyeti gibi. Hümanistim dedim çünkü ruh’ a inandım. Bazılarımız çok şey ister. Bazılarımız ise şükreder. Bir kısmımız kendini kaybeder, bazılarımız ise durmadan arar. Düzeni olan bir kaos, hayat. Belki de çok da önemsenmemeli, bilemedim, bu da fazla mi rahat? Düşünmek. Anlamak, çözmek bence. Düşünmek, olaya ve davranışa anlam yüklemek. Akıl ve mantığı devredışı bırakmamak. İnsanlık için “ne lüzumu var “ dedirtmemek. Bu anlayış bana şunu işaret etmiş oldu: eğitimsiz, kişiliksiz olmak kölelikten farksız. İnsan çok mu şey ister? Ne denli İnsan olduğuna bağlı. Nasıl bir kişiliğe sahip. Eğitimi nedir? Evet, lafta hepimiz insanız. Yetmez. Asrın deyimiyle: Donanım gerek. Eğilip bükülmek için değil, çözüm üretmek için. Pes etmek için değil, daima umut etmek için donanımlı olmak gerekir. Aile, okul, sosyal çevre . Günümüzde her biri ateş altında, tek başına bırakılmışken… yine de bireysel olarak aklıbaşında kalmalı. Bugün olmasa da yarın için. İnsan ne ister ki? Mutluluğu paylaşmayı. Yorgunluk sonrası huzur keyfini. Varoluşun anlamını. Bir yudum suyun, bir nefes havanın herkesin hakkı olduğunun gerçeğini yaşamak ister insan. Yaradılışın fikri bu. Değil mi?.. Bana gelirsek. Cadde üzerinde bir kafeteryada, kaldırım kenarında bir masada kahvemi içip yazılarımı karalamak isterdim. Belki bazen bir kadeh şarap söylerdim. Kimsenin rahatsız edici bakışlarıyla huzursuz etmediği bir yer olsun isterdim. Kimsenin beni giyimimden, yaşımdan, maddi durumumdan yargılamayacağı bir yer. Aslında istediğim ütopya değil, mümkün. Aşk gibi, sınırsız ve zamansız. İnsan, Aşk ile ister. eylül
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © eylül, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |