Doğaüstü henüz anlayamadığımız doğal şeylerin adı. -Elbert Hubbard |
|
||||||||||
|
--Kızııım! bir bardak su getirir misin? Evin kızı yan odadan babasına seslenir. --Babişko internet de ders yapıyorum, az sonra getirsem olur mu? --Boğazım kurudu kızım fazlada geç kalmasan iyi olur. Biraz sıkıntılı durumlar az geç kalmalar. Ömür biter internette sörf bitmez... Babanın canı orta şekerli bir kahve çekmiştir. Azıcık da nazlanacaktır... --Bana en güzel kahveyi kim yapar ki acaba? Beni en çok kim seviyor muuuş! Kız lafa girer hemen... --Anne benim performans ödevim vaaar ! sen yapsannnnn ! Anne de o sırada internette sörf yapmaktadır... --İyi kızım iyi, bu performans ödevleri de ne bitmez ödevlermiş. off ve de puff !!! anne tarafından sonuna da ünlem koyulmak kaydıyla buraya gelir cümle olarak oturur. Baba oğluna döner. --Nasıl gidiyor sınavlar bitti mi finallerin? Sorulara zaman zaman cevap verse de zaman zaman sıkmaktadır delikanlıyı Baba araya saçma sapan bir espri sıkıştırıp oğlunu kızdırmayı düşünmektedir. --Hani bu dönem veli toplantısı olmadı oğlum ara karneleri de vermediler... Aynı espriler baba tarafından zaman zaman temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp ortaya sürüldüğü için herkes alışmıştır artık bu duruma... --Baba ne veli toplantısı ya, mühendis olacağız daha veli toplantısından bahsediyorsun. Baba da laflar tükenmez, espri yağmurundan korunmak içine aile fertlerinin şemsiye açmaları gerekmektedir... --Oğlum ben veli toplantısı derken, sizin sınıfta o Veli diye bir arkadaşınız var ya, onlara gidecektiniz kızlı erkekli ben onu şeytmiştim... Bir kızıyorum bu bilgisayara ki sormayın gitsin. Arada sırada kapatalım şu elektronik eşyaları haftada bir ya da iki gün sohbet edelim diyorum ailemin bireylerine, ama bir iki kere yapıyoruz sonra yine ipin ucunu kaçırıp dönüyoruz makinelerimizin başına. Makine fetişisti olduk nerede ise resmen... Eskiden seksenli yıllarda sık sık elektriklerimiz kesilirdi ve mumları yakar aile bireyleri sohbet ederdik sobanın kenarında. Bu meret bilgisayarın sadece adı vardı o zaman. Bildiğimiz tek şey bir adınında kompüter olduğu idi ve ilk atası sayılan Eniac'ın bir oda büyüklüğünde yapıldığıydı... --Kızımmm internet gitti yineeee!!! Kız her kesilmede babaya açıklama yapmayı görev bilmiştir... --Gelir baba bende de gitti, asaplarını dizginle. --Ahmeeet! Yemek hazır haydi hep beraber mutfağa gelin bakalım... --Biraz dan geliriz hanım, ne var yemekte menüyü alalım... --Ne olsun dana rosto, İskender kebap, kaymaklı ekmek kadayıfı, baklava börek... --Sen dalganı geç bakalım hatun... --Geçtirmeyin siz de kendiniz ile dalga, klasik Türk yemeklerinin en hası dersem hemen bileceksiniz telefon ile joker hakkı kullanmadan... --Oooo! demek ki, ağır makineli kuru fasulye ve en yakın arkadaşı pilav... Sofraya bir türlü gelinmeyince evin hanımı az sinirlenir... --Siz daha kalkmayın o bilgisayarların başından kalkmayın. Yemekler soğuyunca onlar gelir size yemekleri tekrar ısıtır tekrar ısıtır...]
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |