Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoştur. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Dahası bilmekte istemiyorum. Ne hali varsa görsün de diyemiyorum, zira bütün halleri ben fazlasıyla görebiliyor ve yaşayabiliyorum.. Bu bağlamda kuşkularımda artıyor durmadan.. Yukarıda neler oluyor her gün.. Balkonuma düşen Banyo Havluları, antre halıları ve en önemlisi ekmek bıçağı gibi levazımları kapımı çalarak isteme cüretini gösterme durumları beni hepten çileden çıkarıyor.. Hemen her gün ayrı bir eşyasını tutuşturuyorum eline.. Bu son olsun artık diye düşünerek .. Ne düşündüğümü bildiğini sanmıyorum.. Yüzümü görmeye alışması bunu anlatıyor.. İlk zamanları utana sıkıla istenen balkon gazisi eşyalar artık büyük bir pişkinlikle istenir oldu../ Buna katlanamıyorum.. Yalnız iç çamaşırları ve eprimiş masa örtüleri ve çarşaflar istenmiyor nedense.. Bana da bir süre balkonda bekletip sonra karşı komşumun oğlu ile yukarı göndermek kalıyor.. Düşünüyorum da, ben iç çamaşırımı düşürsem komşumun balkonuna, o evden ya taşınırdım, ya da uzun bir müddet sokağa çıkamazdım herhalde../ Kendi psikolojimi de yerle bir edecek bir hastalığa doğru adım atarak ilerliyordum sanırım zamanla.. Akşamları eve dönüşümde ilk işim balkonda yukarıdan düşen herhangi bir şeyin bulunup bulunmadığını kontrol etmek oluyordu.. Hatta bir yapılacak işler listesi bile çıkarmak gereği duymuştum.. (1) Balkona bakılacak, (2) Kombi açılacak, (3) Telesekretere bakılacak.. (4) Mailler kontrol edilecek.. Ev halinin içinde Balkon yapılacak işler listesinde nasıl ilk sırayı almasın..?/’Şükürler olsun bugün bir şey düşmemiş..Şimdi Kombi’yi huzurla açabilirim artık..’.. Öyle bir hale gelmiştim ki, dairemin kapısını açar açmaz ‘Hayır bu sefer balkona doğru gitmeyeceksin..’ diyerek kendimi motive etmeye çalışıyordum.. / Ama nafile, balkon kapısı mutfakta bulunduğu için, bir kahve ya da yemek için girdiğim zamanlar bile gözlerim balkona kaymakta gecikmiyordu.. Bundan nefret eder bir duruma gelmiştim.. Tabi bu arada üsttekinin bunlardan haberi yoktu.. O yine kendi eşyalarını benim balkonuma düşürmeye devam edecekti.. İç çamaşırı ve eskimiş çarşaflarını yine ben yukarı gönderecektim.. Hayır her şey iyi güzel de, bir teşekkür ya da ne bileyim herhangi bir yanlışlıkla düşmüş tavrı da gözlemleyemez durumdaydım karşıma çıkan yüz ifadelerinden.. /Yani ‘Bu benim, düşmüş sanırım alayım ve gideyim..’/’Oldu canım al..bu senin.. yarın gel geceden düşenleri de vereyim.. ama öbür gün bende evde olur muyum bilemem.. İstersen öbür günün levazımları için önceden gel..’..Allah’tan kar yağmaya başladı da, düşen kalkan kalmadı şu sıralar..En azından bir mevsimlik rahatım.. Belki de, üstümde oturan komşum bekar olsa, bütün bu olanların geçerli bir sebebi olabilirdi.. En azından ben böyle düşünecektim.. Bazen yukarıda inşaat çalışmaları olurdu.. / Bense üzerimdeki tavanda ne zaman bir delik açılacak ta, yüzlerimizi daha yakından görebileceğiz diye meraklanırdım.. Beton dairelerin makus talihi bu olsa gerek.. Ev alma komşu al.. /Komşu komşunun külüne muhtaçtır.. / Herhalde diyorum bu sözleri söyleyenlerin zamanındaki komşuluk daha başkaydı.. Ya da, bu sözleri söyleyenlerin oturduğu mekanlarda daha gürültü ve saygı keşfedilmemişti.. /Ben her gün keşfediyorum şimdi..böyle komşuluğu.. İnsan daha oturduğu yerde başlıyor şizofren ve paranoyak gelişmelere.. Hayır kaçmak kurtuluş değil, kalıp inadına mücadele etmek var hesapta.. İnadına şizofren olmak var komşunun karşısında.. Kalkıp tavana fırça sapı ile vurmakta iş değil hani.. Yalnız duvarların beton olmasına rağmen yatak odalarındaki eşyaların çıkardığı ses beni kendi yattığım yerden de soğuttu zamanla.. Her gece aynı saatte mesai yapan iki kişinin, her gün hiç yorulmadan çalışması bana tembelliği öğretti daha çok.. Tembelliğinde yararlı yanlarının olduğu bilincine vardırdı beni../ Bir gün kapıyı kilitleyip evden kaçacağım.. Fakat uzun bir yokluk zamanı sonrası balkonuma yerleşeceklerinden korkuyorum.. Eve geldiğimde, balkondan bana, ‘ Ah hanım bak, komşu gelmiş.. Ona da bir bardak çay koy..’ demelerini tasavvur bile edemiyorum.. Başlamanın çeşitli faktörleri vardır.. Komşuya başlanır, işe başlanır, yeni bir aşka başlanır, daha yeni uyumaya başlanır hani.. Ben bunlardan komşuya başlarımı tercih ediyorum..Başlarım böyle komşuya..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Birkan ASKAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |