Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalınamayanı anlatıyor. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Akşam saatleri daldık marketten içeriye onu al, bunu al, şunu da al, yetmedi başkasını da al. Kasaya gel ’’Siz de veresiye defteri yoktu değil mi, bu seferlik yazsanız da ben sonra ödesem.’’ Kasiyer kız pis pis bakar yüzüme... ’’Şaka yaptığınızı biliyorum beyefendi hiç burada olur mu öyle şey?’’ bende ki de ne akıllar... ’’Bizim bakkal Hidayet ağabey yazıyor ama, siz de niye yok bu yazma işi?’’ La havlevela kuvvete illa billahi aliyül azim, diyordur içinden mutlaka kasiyer kızımız... Çoğu zaman alışverişlerim işten geç çıktığım için akşam saatlerine denk gelir. Hemen hemen aynı marketlerden alış veriş yaparım. ’’Fiş almasam kadevesini düşseniz, vallahi bizim bakkal Hidayet ağabey çoğu zaman düşüyor kadevesini.’’ anlıyor kızımız kafa yaptığımı da alıştılar artık benim bu hallerime kanka olduk çoğuyla... ’’Tamam kadeveyi düşelim ama bu sefer de KDVDEV var, onu alırız Ahmet abim. O da ne ki bir yaşıma daha girdim. Hemen açıklama gelir ’’Kadeve düştükten sonra eklenen vergi... Kakara kakara kakara kakara kikiri kikirikikiri güleriz hep beraber... Maliyeciler dolaşıyormuş, derim bazen tam kasa da... Şaşırırlar resmi ve düzenli bir fiş kesen firma da maliyeci dolaşsa ne dolaşmasa ne? Yüzüme bakarlar bön bön ’’Dolaşsın ne olacak ki?’’ derler... Ne olacağı var mı kızım? Bekarmış maliyeciler burada güzel kasiyer kızlar varmış da acaba bir ikisi ile arkadaş olup ciddi takılabilir miyiz, evlilik yolunda adım atabilir miyiz, diye düşünüyorlarmış... Kakara kakara kikiri kikiri gülüşmeler yine... Çoğu zaman poşetimi evden getiririm yanımdadır bir iki tane naylon poşet. Çok şey alacakken bakarım ki bir iki şey almış kasaya yanaşmışım. Poşet de olmasa elimle bile götürürüm arabama. Hemen torik çalışır ’’Yahu kızım iki bir şey aldım elimle de götürürüm ben bunları arabaya, elimde ki poşetleri size versem de 25 kuruştan iki tane eder elli kuruş hesaptan düşseniz... Yok, yok düşmezler, bilirim düşmeyeceklerini, takılırım işte onlara öyle, alıştılar artık esprilerime... Gördüler mi beni kasalarda boşsa ’’Ağabey ağabey gel bu kasadan alalım seni.’’ diye el eder çağırır dururlar.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |