..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzım Hikmet
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Ahmet Zeytinci




15 Mayıs 2021
Köpek Besleyecektik Amirim  
Ahmet Zeytinci
Hidayet Bey, benim köpeklerin ev de bir çuval maması var, atalım arabaya, sonrada köpek besliyoruz biz, nasılsa, diyerek her yeri, dere tepe gezeriz. Ne dersiniz komşular? Ne diyelim ’’Körün istediği bir göz Allah verdi iki göz.’’ durumları resmen bu...


:EBI:
Malum, günlerimiz ha içeride ha dışarı da geçip gidiyor küresel salgının gölgesinde. Herkes gibi biz de maaile sıkılıyoruz, sıkılmakla da kalmıyor sıkıntıdan patlıyoruz, patlamakla da kalmıyor çevremizi de patlatıyoruz, çevremizi de patlatmakla kalmıyor... Yeter artık daha neler daha neler, nereye varacak bu sitemler, dediğinizi duyar gibi de oluyorum hatta duydum duydum...

Nasıl çıkarız dışarı, derken, komşulardan Hidayet bey apartmanın bahçesinde hepimize bir teklif getirdi... Neymiş neymiş, dediniz? Durun canım, hemen panik yapmayın anlatacağım az biraz sabırlı olun... Yavaş yavaş geleceğim sadede...

Hidayet Bey, benim köpeklerin ev de bir çuval maması var, atalım arabaya, sonrada köpek besliyoruz biz, nasılsa, diyerek her yeri, dere tepe gezeriz. Ne dersiniz komşular? Ne diyelim ’’Körün istediği bir göz Allah verdi iki göz.’’ durumları resmen bu...

Hidayet bey evden bir iki poşet mamayı getirdi sağ olsun. Arabaya koyduk. Direksiyonda Hidayet Bey, ön koltukta Dursun Bey, alt kat komşum. Arka koltukta bendeniz, benim yanımda Bican Bey, onun sol tarafında Faruk bey, hep beraber itleri, pardon sokak köpeklerini besleyeceğiz. O arada da gezmelerimizi hava almalarımızı yapacağız... Polis de görürsek ’’Sokak köpeklerini besliyoruz var mı ötesi berisi.’’ deyip yırtarız, diye düşünüyoruz, hep beraber...

Bir saat kadar dağ tepe dolaştıktan sonra, nereden çıktıysa çıktı az ötede polis çevirmesi var, anam ki anam yandık mı ne? Yok, be niye yanalım, yırtarız gibime geliyor. Biz gezmiyoruz ki sokak köpeklerini besliyoruz, bir yerde amme hizmeti... İnsanlık hizmeti. Hayvan hakları diye de bir şey var değil mi? Bir şey demezler bize. Yok yahu! Bir de derlerse, dünya kadar para cezası, işin yoksa bir de ceza öde... Olmaz olmaz bir şey demezler yahu! Ya derlerse, ya bizi yaka paça göz altına alırlarsa... Bunları hep içimden sesli sesli düşündüm.

Neyse durduk, önde arabalar var biz de sıraya geçtik. Neyse halımız çıksın falımız diyerek, bekliyoruz. İçimizden de dua üstüne dua... Ulan burada eskiden hiç çevirme olmazdı yahu! Nereden çıktı şimdi bu iş?

İlerleyince pencereyi açtı Hidayet bey, polis arkadaş da yanaştı yanımıza ’’Hayırdır beyler böyle beş kişi nereye gidiyorsunuz?’’ Hidayet bey hem direksiyonda hem de yaşça en büyük en tecrübelimiz olanı... Döndü memura ’’Memur bey biz sokak köpeklerini besliyoruz her gün, aç kalmasın yavrucaklar, ölmesinler yemeksiz kalıp, anaları ağlamasın arkasından.’’ Hidayet bey emekli edebiyat öğretmeni, cümleleri süsleyip boca ediyor memur arkadaşa... Memur da saf değil o kadar. ’’Tamam anladık da hepiniz mi besleyeceksiniz bu böyle olmaz ki.’’ Nasıl olur da yırtarız diye de torik çalışıyor. ’’Tamam sen şoförsün, hadi biri de köpekleri besleyecek, diyelim, arkada ki üç kişi ne poh yiyecek, deyin bakalım?’’ Kafayı çalıştır bakalım dedim kendi kendime... Döndüm memura ’’Memur bey hepimizin ayrı ayrı görevleri var mesela ben köpeklerin dişlerinin bakımını yaparım, beni hiç ısırmazlar, başka arkadaşım yapsa, onları ısırıyorlar ama beni ısırmıyorlar. Yanımda ki arkadaş da cebinde ki köpek tarağı ile köpeklerin tüylerini tarar.’’ Memur da yer gibi ama yemeyecek gibi de duruyor. ’’Hadi iki tane palavra buldun beyim, beşinci arkadaşa bakalım ne sallayacaksın?’’ Dur bakalım dur... Ne sallasam ki? ’’Ya memur bey o arkadaş bu işlerde çok yeni, biz de ona bu işleri yani köpeklerin dişlerini fırçalama ve tüylerini tarama işleri nasıl olur, onu öğretmeye, yetiştirmeye çalışıyoruz.’’

Ne olmuştur sizce? Buraya kadar anlattıklarımdan ne çıkardınız? İnanın öyle oldu bir kişiyi hadi köpeklere yiyecek veriyor diye afetti amirim, sonrasında da dördümüze yüklü bir para cezası yazdı. Babalara geldik ki hem de ne babalar... Bayram ikramiyesini de yeni almıştık tüh ki tüh! Yandı keten helva yine...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın gülmece (mizah) kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sonra Bir Gün
İtinayla Kahve Falına Bakılmaz
Muz Kabuğu ve Merdiven
Onunla Çok Güzel Günlerimiz Geçti
Buradan Sesleniyorum
Böyle İdam Görülmedi
Nenişti O Bizim Gözümüzde Senelerce
Patlıcan Oturtma
Gece Kuşu
Geel Geel Geel

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir İki Gazete
Yedi Paket Birinci
Ay Em Ef Biraderler
Karınca Kararınca
Biri Baharat mı Dedi
Çay Kaşıkları
Güzel Bir İnsan Patates Kızartması ve Gazoz
Ben de Saadet Zinciri Kuruyorum
Limited Şirket Ortağı Bile Değiliz Abi Ne Stratejik Ortağı
Maaşını Soruyorum Söylemiyor

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bak Bakalım Arkadaş [Şiir]
Pazarola [Şiir]
9. 15 Şemsiyesi [Şiir]
Bağışlayın Bizi [Şiir]
İlahi Adalet Bu Mutlak Gerçekleşecek [Şiir]
Gökyüzü [Şiir]
Hiç Tanımadığım Çocuklar [Şiir]
Bu Kadar mı [Şiir]
Bir Papatyaya [Şiir]
Melek Halamın Evi [Şiir]


Ahmet Zeytinci kimdir?

1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.