"Küle değil, ateşe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar |
|
||||||||||
|
Evet, evet hiç haz etmem merkantilistlerden, siz onlar hakkında ne düşünürsünüz onu bilemiyorum ama, sonra tanıyınca belki siz de hoşlanmayabilirsiniz... O da sizin sorununuz, beni hiç alakadar etmez... Bu merkantilistler çok ilginç adamlarmış biliyor musunuz? Her bir şeyleri bizim gibiymiş. Bu akıma, yani merkantilizme girdiklerine ve merkantilist olduklarına, zamanla pek bir pişman oluyorlarmış. Çıkmak istiyorlarmış, fakat buna da şartlar ve doğa olayları izin vermiyormuş, onu da çok sağlam kaynaklardan bilgi olarak edindim... Ta Ortaçağ da hatta Ortaçağın da daha gerisinde ilk çağlara kadar gidiyormuş bu merkantilistlerin halleri ve durumları... Cilalı Taş Devrinde bu merkantilistler taşların neden cilalandığını araştırmaya başlarlarken önemli fikir tartışmalarında bulunmuşlar. Tartışmaları da bir şeylere benzese laf olsun torba dolsun tartışması işte. Taşların neden her iki yüzü birden cilalı değilmiş de tek yüzü cilalıymış. Tek yüzü cilalı olunca taşların o devire cilalı taş devri denir miymiş? Bababababababa! Adamların tartıştığı şeye bak, sanki hiç başka işleri yok... Hadi onu geçtik taşlar filan sonrada topraklar takmışlar kafayı bu Merkantilistler... Yok efendim toprağa az mı su dökülmeliymiş, çok mu dökülmeliymiş? Bunları tartışıp dururken, komşuları olan Terkantilistler gelmişler ve topraklarını ellerinden almışlar. Ha siz şimdi Merkantilisti biliyoruz da bu Terkantilistler kim, diyeceksiniz? Bunlarda sonra Merkantilistlerden ayrılan tere kana batmış eski Merkantilistler oluyorlar... Bilmem anlatabildim mi? Sonrasında bir dinozor avı sırasında yine birbirlerine girmişler bu Merkantilistler ile Terkantilistler. Mesele de incir çekirdeğini doldursa bari... Niye doldurmaz? O devir de incir yok zaten ki çekirdeği olsun... Oklar ve mızraklarla vurdukları Tyrannosaurus ve Allosaurus tipi dinozorları her ikisi de ’’Biz vurduk biz vurduk.’’ diye kavgaya tutuşmuşlar, bunlar birbirlerine girdiği esnada da yaralı olan dinozorlardan her ikisi de bir yolunu bulup derilerinden de kanlar aka aka oradan hızla uzaklaşmışlardır... Hanımlar mağaralarında dinozor eti bekleyip de ’’Oh ne güzel çocuklarımızı dinozor etinden protein alacaklar.’’ diye de düşünürken, evlerine bilumum bitki çeşitleri ile dönen Merkantilist ve Terkantilistlerin hanımları, kendilerine ’’ Yine bir bok yakalayamadınız değil mi, biz de sizi boşamayı düşünüyorduk ama dua edin ki daha mahkeme, avukat, savcı diye bir şey yok ortada, icat edilmedi onlar.’’ deyip, sitemlerini dile getirmişlerdir...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |