En güzel özgürlük düşü, hapishanede görülür. -Schiller |
|
||||||||||
|
Şaşırdınız birdenbire... Haaaa! Anladım siz şeyime takıldınız... Onu da anladımmmmm siz başka bir şey zannettiniz o benim meşhur şeyimi, çok kötüsünüz, o şeyim, haliyle kulağım benim, o zannettiğiniz şeyim değil, hiç yazar mıyım o şeyimi buraya, ayıp kaçar yahu! Benden bekler misiniz öyle bir şey? Beklemediğinizi biliyorum... O şeyim bazı zaman kulağım olur, bazı zaman burnum, bazı durumlarda ayak parmaklarım, kimi zaman saçlarım, bazı bazı kaşlarım... Dirseklerim, diz kapaklarım, göz bebeklerim. Durmadan sohbet ederiz biz organlarımla... Gözümü alırım karşıma kimi yerde. ''Ya gözüm hatta iki gözüm yıllar yılı seninle beraber bir çok şey gördük görmesine de ancak, görmek istemediklerimizi de gördük, insanların canlarına kıydılar acımasızca, kadınlara, çocuklara eziyet ettiler, sen ne diyorsun bu işlere?'' Ne desin garibim böyle zamanlarda soğan doğrayan ev hanımı gibi, şapır şapır damlalarını gönderirdi yer yüzüne... Gel bakalım ayaklarım. Sen de bazı zaman şey diye andığım organlarımdan birisin. Kimi zaman beni günah kokan yerlere götürsen de, kabahat yine de ben de ''Gitmeseydin kardeşim sen de.'' diyorsun haklı olarak... Bazen karasular iniyorsa da ayaklarıma, yine de sizi seviyorum inanın ayaklarım. Dostlarım espri ile bazı zaman bana ''Bırak bu ayakları bu ayaklar koktu.'' diyorsa da onlara da hiç aldırmıyorum inan ki... ''Ayaklar değil çoraplar kokuyordur.'' diyorum... Yani anladınız siz onu, haliyle benim bir tane şeyim yok, bir dolu şeyim var ve ben kafam bozulduğu zaman, bozulmadığı zaman, mutluluk içindeyken, yemek yiyorken, yatıyorken, bazen de uykuda sohbet ediyorum şeylerimle... Anlayın işte yahu organlarımla. Ha ilk başta yanlış anladığınız organ ile işimiz yok, ayrıca ayıp yahu, onu da buraya yazacak halimiz yok, yaptırmayın bunu da artık bana... Hani bir ruh hekimi ''Şu sıralar herkes duvarlarla konuşuyor, bunun bir zararı yok, duvarlarında sizinle konuştuğunu düşünüyorsanız, o zaman bir psikiyatra müracaat edin.'' diye buyurmuş ya ... Bizimkisi de o hesap, ben şeylerimle, yani organlarımla sohbet ediyorum, etmesine de Allah'tan şimdilik hiç biri bana cevap vermiyor. Ha bir de cevap verdiklerini düşünün, yandığımızın resmidir o zaman, dooooğruuuuu Bakırköy....
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |