..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Seviyorum, öyleyse varım. -Unamuno
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Ahmet Zeytinci




1 Ocak 2021
Gece Uykularım Kaçmıştı Sabah Kapıda Bekliyormuş Beni  
Ahmet Zeytinci
Bazen gözlüğümü nereye koydum diye sağa sola bakınıyorum. Oradan kızım hemen sesleniyor ''Baba gözlüğün gözünde ya'' ben de ''Hay Allah kahır of ki of vay anam ben aslında sizi denemek için şaka yapmıştım'' diye geçiştiriyorum, sonra da dönüp dönüp kendime kızıyorum. Kızmakla da kalmıyorum bazen de kendime ceza veriyorum. Gidiyorum Ceza'nın CD'sini müzik setine koyuyorum ve sesi de sonuna kadar açarak dinliyorum ki aslında hiç de sevmem adamların müziğini... Bu da bana iki türlü bir ceza oluyor...


:AADI:
Gece saat on iki sularında yatıp sabah da erkenden kalkarsanız gün içinde çoğu zaman yorgun oluyorsunuz, unutkan oluyorsunuz. İnsanın aklında bin türlü mesele olunca; yok işiniz, yok eviniz, şiir, öykü, deneme, çocuklar gibi, ister istemez kafa da karman çorman oluyor ara sıra...


Bazen gözlüğümü nereye koydum diye sağa sola bakınıyorum. Oradan kızım hemen sesleniyor ''Baba gözlüğün gözünde ya'' ben de ''Hay Allah kahır of ki of vay anam ben aslında sizi denemek için şaka yapmıştım'' diye geçiştiriyorum, sonra da dönüp dönüp kendime kızıyorum. Kızmakla da kalmıyorum bazen de kendime ceza veriyorum. Gidiyorum Ceza'nın CD'sini müzik setine koyuyorum ve sesi de sonuna kadar açarak dinliyorum ki aslında hiç de sevmem adamların müziğini... Bu da bana iki türlü bir ceza oluyor...


Akşam eve girmişim saat 20.00 sularında hanım sağ olsun yemekleri hazırlamış; eşim diye söylemiyorum bir de güzel yemek yapar ki parmaklarınızı, tırnaklarınızı bile yersiniz yani o hesap. Hep beraber oturduk sofraya. On beş yirmi dakikalık bir muhabbet ve yemek faslından sonra, her Türk ailesinin klasik davranış biçimi olan hareketi yaptık tabi ki, bildiniz değil mi? Televizyonun karşısına geçtik. Kış günü başka ne yapılır ki? Yarım saat kadar sonra meyve tabağımız soyulmuş elma ve dilimlenmiş şeftali kılığında önümüze yatı verdiler. Bir taraftan da elma ve şeftalilerin çığlıkları birbirine karışıyor ''Ağabey beni ye beni ye ne olur geçen sefer elmalardan başlamıştın bu seferde şeftalilerden devam et ağabey.'' Herhalde bu feryat ve çığlıklara kayıtsız kalamazdım. Sonra bir bakıyorsunuz, akrep ve yelkovanın birbirlerini kovalaması sonucunda saat gece on ikilere gelmiş...


Pantolonu çıkartıp pijamaları çekince üstüme, şöyle bir ceplerimi yoklayayım dedim. Hay demez olaydım. O ne anahtarım yok, yok oğlu yok ortadan kaybolmuş, sizin anlayacağınız atta gitmiş. Aklımda bin türlü sorgu sual ''Acaba bir yerlerde mi düşürdüm, yoksa bir yerlerde mi unuttum, ya da birlerine mi çaldırdım gecenin bu vakti?'' Hanıma sorayım dur bir yol ''Hanım benim anahtarlarımı gördün mü buralarda?'' hanım sakin bir tavırla cevap verir. ''Gördüm az önce başka bir anahtarla kol kola girip biz yürüyüşe çıkıyoruz Ahmet Bey bizi merak etmesin dediydi.'' sinirlenir gibi yaparım. ''Sen daha dalganı geç bakalım hatun, dalganı geç.'' hanım yine oralı olmamışcasına '' Sen de dalga geçirtme Ahmet kendinle anahtar kaybedilir mi hiç.''


Yatağa yatarım dön babam dön oyana buyana uyumak ne mümkün. Sabah da olmayacak bu gece herhalde. Koyun mu saysam, tavuk mu? Acaba arkadaşlarımın birinin yanında mı bıraktım, yoksa düşürdüm mü, ya da çaldılar mı? O gece saatler yıl gibi gelmişti. Nihayet sabah yedi gibi zar zor uyuyamadan uyanmıştım. Hanım sesleniverir ''Bak kapıda eskilerden bir arkadaşın seni bekliyor çok özlemiş görmeden gitmeyeyim demiş bu Ankara'dan.'' Hmmm! Sabah sabah ne arkadaşı bu ya ''Herhalde asker arkadaşlarımdan bir ikisi ile görüşürüm onlar olsa gerek.''demeye kalmadan hanım yine ''A benim dalgın kocam anahtarı kapıda unutmuşsun kapıda, bu garip anahtar sabaha kadar kapıda beklemiş seni ''Acaba Ahmet ağabeyim beni ne zaman içeri alır da soğuktan tir tir titremekten kurtulurum'' diye de deminden beri bana dert yanıyordu anahtarcık...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın gülmece (mizah) kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sonra Bir Gün
İtinayla Kahve Falına Bakılmaz
Muz Kabuğu ve Merdiven
Onunla Çok Güzel Günlerimiz Geçti
Buradan Sesleniyorum
Böyle İdam Görülmedi
Nenişti O Bizim Gözümüzde Senelerce
Patlıcan Oturtma
Gece Kuşu
Geel Geel Geel

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir İki Gazete
Yedi Paket Birinci
Ay Em Ef Biraderler
Karınca Kararınca
Biri Baharat mı Dedi
Çay Kaşıkları
Güzel Bir İnsan Patates Kızartması ve Gazoz
Ben de Saadet Zinciri Kuruyorum
Limited Şirket Ortağı Bile Değiliz Abi Ne Stratejik Ortağı
Maaşını Soruyorum Söylemiyor

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bak Bakalım Arkadaş [Şiir]
Pazarola [Şiir]
9. 15 Şemsiyesi [Şiir]
Bağışlayın Bizi [Şiir]
İlahi Adalet Bu Mutlak Gerçekleşecek [Şiir]
Gökyüzü [Şiir]
Hiç Tanımadığım Çocuklar [Şiir]
Bu Kadar mı [Şiir]
Bir Papatyaya [Şiir]
Melek Halamın Evi [Şiir]


Ahmet Zeytinci kimdir?

1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.