"İnsan - işte tüm sır burada. Bu sır üzerinde çalışıyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Gönül zenginliğinin kıymeti kaç para? İşte bu yüzden ben sana, sana sadece şu incir çekirdeğine dönmüş garip gönlümü getirip ayaklarının altına serdim… Zenginim evet ama öyle bildiğin dünyalık zenginliklerden bana ne? Ben sana üç zamandır ruhumdan konuştum, gürül gürül, aktım… Vallahi oradan yazdım, oradan yazıldım, oradan kaynadım… Ah! Oradan ağladım… Oradan yağdım… Oradan yalvardım… Ey vefa! Ey bu yolun ketüm yerlisi! Sen benim acılarımın yanında talebe olamazsın. Sen hasretimin içinde alev olamazsın… Eğer bu hasretin içinde olsaydın nen var nen yok bırakıp koşarak gelirdin… Yollara çıkar, beni yalın ayak gözlerdin… Sen benim vefamın yanında zerre de olamazsın… Eğer vefamı idrak etseydin ilk vakit aklını iplere çamaşır gibi asar da ibretler alırdın… Hem daha sana, ne senin gönlünce konuştum, nede gönlümce seni konuşturdum… Yer yer muhabbetine de yangınlarımla geldim, sonra da çıktım gittim… Bilir misin ateşin yüreği nasıl yaktığını? Bilsen şakakların çatlardı şimdiye… Ortalığı yangınlara verir de delirmiş olarak akıllanmaya gelirdin yamacıma… Ey acılı dünyamın içinde sadece gülüşlerimi gören, bırak da bu gece kibrimle konuşayım… Dinle fakirin gönlünü, bam telime vuracağım tezenemle kazanıma… Ben sana annenin bile gösterdiği sevgi ve saygıyı göstermiyorum bu dünyada. Yani bu dünya gözüyle bakarsan öyle! Doğru! Ancak gerçek alemin gözüyle bakabiliyorsam ben sana alemin göstermediği saygının en âli olanını gösteriyorum. Al gözlerimi de sen kendin gör içimi… Sen yalın ayak yollara alev alev çıkamazsan o halde ben düşem bu yollara… Sen büyüklük peylediysen bırak da ben küçüklük yapayım aşkının hatırına. Sen vefayı bilemediysen ben bileyim ne çıkar? Sen rızayı göremediysen ben göreyim… Sen hakiki âli olanı bilemediysen ben bileyim ne çıkar? Yer yer olsa da burada sana bildireyim halimi… Sen bana karışmayacak, akmayacak, susamayacak, yanmayacaksan ben göstereyim sana. Al, hiç çekinme bu gönlümü senin olsun… Ancak güneş doğmadan gel de alıver, vakit geçmeden gel de al… Senin olsun yüreğimde taşıdığım ne varsa… Senin olsun gelecekte ki himmetime dua edenlerin de has be has duası… Senin olsun mezarımın başında ötelerde yazılmış garip kitabe… Senin olsun beni senin gönlünde ziyarete geleceklerin duaları… Gözüm yok hiç bir şeyde… Olamazda… Değilim bu dünyanın yerlisi… Hiç bir şeye tenezzülüm de yok. Ancak senin bir bakışına… Aha bu cihanı feda eder de geçerim. Hadi can… kelamım, ilamım, meramım, derttaşım, yoldaşım, kalbim, yüreğim, vaktim, ruhum, özüm… tebessümüne canımı feda ettiğim yürü de gel sen… gel ki yolun açık, bileğin güçlü, imanın himmetli olsun! Hep oldum sana duacı. Nem varsa kendime de ettiğim dualar onlarda senin. Bırak hepsini de gönlümü alıver sen… Al ki mağlup olma yolunda… Al ki bu tecelline karşılık hak tecelli etsin gönlünde… Ey can, benim şu garip zannımla da uğraşmayın ki bu zanlarım beni çok yaktı da bana takılanı da yakmasın artık…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |