Dünyada insandan çok aptal var. -Heinrich Heine |
|
||||||||||
|
Sabah selamınaleyküm İsmail deyip içeriye girdi mi, bakar sofra kurulmuş; peynir, zeytin, domates herşey var, davet edilmeden hemen oturur sofraya. Önüne çay koyarız, kahvaltımıza ortak ederiz. Biz atadan babadan öyle öğrendik, gelen misafir Tanrı Misafiri'dir bizim için, her kim olursa olsun.''Be arkadaş birgün de sen birşeyler al getir de biz yiyelim, yok ne mümkün''. Cebinde asla sigara paketi taşımaz, isteyene yok der, ya da paket varsa, içinde mutlaka tek sigara vardır, ikincisini bulamazsın, diğerlerini çekmeceye boşaltmıştır önceden. Telefon konuşmalarını bizim dükkandan yapmayı çok sever, bahaneside hazır :''İki dakika şuradan evi arayayım bir daha beş kat yukarıya çıkmayayım'' der... Kızılay'da çalıştığı mağazalara iş götürecek ya, yarım saat önceden fizibilite çalışması yapmaya başlar. Komşulardan Kızılay'a araba ile gidecek var mı yok mu diye; varsa ne ala, yoksa var oluncaya kadar bekler durur. Çoğu zaman evden sefertası ile yemek getirir, o getirdiği yemeği de iki günde bitirir ucuza gelsin diye. Bazen takılırım''Be Tahsin karnım acıkır diye tuvalete de gitmeyeceksin neredeyse'' diye, güler geçer''N'apalım başka türlü geçinemiyoruz birader''der... Geçen gün arabasının muayene zamanı gelmiş, bakmış lastikler kötü, bu lastikler ile araba ömrübillah muayeneden geçmez, dört tane çıkma lastik almış, hesapta ucuza getirecek. Muayeneye bir girmiş yine geçememiş muayeneden, al başına dert, iki türlü zarar. Aldım karşıma birgün''Tahsin dedim bedava mezar bulsan ona da gireceksin cumburlop '' Arada takılırım ona böyle, ama beni sever, laflarımı da kaldırır.''Cepli kefenler çıkmış ollum ikibinoniki model her bir şeyi koyup götürüyormuşsun öbür tarafa''dedim. Bazen kızarır bozarır''Abartma o kadar''der. Hanımına bir kızmış iki üç gün önce. Kızdığı şeye bakar mısınız? Eve temizlikçi kadın gelecek, yevmiyesi seksen lira''seksen lira çok''demiş Tahsin '' Yarım gün gelsin kırk lira ver, yarım gün de sen temizle''düşünceye bak, adamdaki zekalar taşıyor... Bir de oğlu var yakışıklı mı yakışıklı. Bir kız ile çıkacakmış. Telefon ediyor babasına para isteyecek, kız ile kafeye gidecekler. Oğluna telefonda tavsiyelerde bulunuyor, aynen şöyle''Oğlum iki tane simit al, bir kıza bir sana, yanına da iki küçük meyve suyu, gidin bir parka oturun, gözlerininde içine bak kızın, zaten seni seviyorsa, eriyip gider gözlerinde, ne kafesi, ne pastanesi boş ver'' Onun telefon konuşmasını dinlerken resmen isyan ettim isyan''Pes''dedim Tahsin''Pes , sinekten yağ çıkaracaksın neredeyse .'' Cevap hazır''Sen bizim dükkanda ne kadar az sinek var görmüyor musun, yağlarını çıkardığım için içeri girmiyorlar'' İşte böyle bizim Tahsin ile doyulmaz muhabbetlerimiz...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |