Yaşam kısa, sanat uzun, fırsat aceleci, deney aldatıcıdır. -Hippokrates |
|
||||||||||
|
Of ki of durmadan yazıyorum on dakikadır, elimde yoruldu ama yine de durmak yok yola devam. Gülse Birsel'in dediği gibi ''Bu memleketi ben kurtaracağım.'' Yok, yok yine de ısrar etmiyorum, siz veya bir başkası da kurtarabilir, biz geçmişte çok kereler kurtarmıştık. Ekonomiyi rayına oturttuk, anarşiyi sonlandırdık, dış borçları sıfırladık. Yaptık bunları sanal olarak, o da zaten çok banal olarak yerini aldı hayatımızda... Mutfakta dikilip durmaktan yazı nerelere geldi yahu hiç farkında değilim bende... Bay Küçük, ben ona hep öyle derim. Benim çocuklardan birisi değil canım, anlayın işte mutfaktaki televizyon ''Açsana Ağabey beni açsana'' diye dürtüp duruyor beni lakin ben yeteneksizin birisiyim, aynı anda üç işi birden yapamıyorum. Bizim hanım bu konuda çok maharetlidir, zaman zaman üç, dört, beş hatta on işi birden yapar. On parmağında on marifet varda diyebilirsiniz... Çorba karıştırırken, aynı an da telsiz telefon ile konuşup, mutfaktaki televizyondan müptelası olduğu diziyi izlerken, oğluna ayrı bana da ayrı cevap verme yeteneğine sahiptir... Koltuğun yanında beyaz renkli kalorifer peteği, komşular bunlar. Biz yattık mı gece sessizliğinde, kesin bunlar ayaklanıp, sohbet bile ediyorlardır. Koltuk kalorifere ''Isıt beni anam.'' diyordur belki de, kaloriferde ''Yakarım seni yakarım çıra gibi.'' diyordur herhalde... Yok, yok bir gece kalkayım da şu bizim mutfakta çaktırmadan bunları bir izleyeyim... Balkonun camından kendi resmimi görüyorum. El sallıyorum o da bana el sallıyor. Ben beni seviyorum demek ki yoksa niye el sallayayım kendime. Duyamadım. Sen de çok sallıyorsun be Ahmet Kardeş mi, diyorsunuz... Havalar yavaş yavaş ısınmaya başlayınca kedi köpek tayfası da haliyle çoğalacak, sinekler ile birlikte, izdivaçlar da artacak. Şimdiden kedi köpek tayfasına çıtlattım, aman ha aman, geçen sene ki gibi, kız istemeye beni bulaştırmayın, gidin kendi işinizi kendiniz görün... Geçen sene beni aracı yaptı bu kedi tayfası, sonrada bir sürü aile faciası, işin yoksa uğraş dur mahkeme mahkeme... Dingil bu erkek kediler dingil, gül gibi kızları, dişi kedileri bırakıp başka kedilere gidiyorlar hıyarlar... Bazen hızlı yazdığımda kelimeler ile cümleler ara ara birbirine karışıyor. Hızlı yazmasam da aklıma gelen kelime ve cümle öbekleri uçup gidecek diye korkuyorum. Korkularımı yenmem lazım. Yoksa, yoksa gidip bir psikologa, benim böyle bir korkum var diye anlatsam, iyi mi olur? O da ya tutar çocukluğuma inmeye kalkarsa. Kelime ve cümleler unutuluyor diye hiç çocukluğa inilir mi? Hadi inildi, sonradan nasıl geri çıkılır? İşte orası meçhul. Nasıl geçmişte meçhul asker var ise, meçhul şair de olur mu? Şimdi gördüm mutfak dolaplarının kapaklarını. Boy boy, sıra sıra sanki içtima alanına dizilmiş acemi askerler gibi... Sağdan saaaay diyeceğim, hanım ile çocuklarda içeriden duyacak, bana deli muamelesi yapacak... ''Mutfak Dolapları Takımı sağdan birer birer saaaay!'' Yok ya neler söylüyorum, onlar sayar mı? Yine iş başa düştü ben sayacağım. Kar yağınca da dışarı çıkıp, çocuklar gibi ben kayacağım... Gece de ay da yok. Bulutların arasına girmiş. Oysa ki bir iki selam, bir öpücük gönderirdim ona, azıcık başını uzatsaydı bulutların arasından. Hadi bana eyvallah kaçtım diyeceğim, biliyorum siz de ''Kaçma Allah'ın emri ile git.'' diyeceksiniz. Şu KHK 'ler yani Kanun Hükmünde Kararnameler ile günleri otuz saate çıkarsalar da, altı saat uyusak, yirmi dört saat çalışsak. Yoksa tersi daha mı doğru olurdu? Altı saat çalışıp yirmi dört saat uyumak. Olmadı referandum yaparız, Sine-i Millete gideriz...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |