En bilge insanlar bile arasıra bir iki zırvadan hoşlanırlar. -Roald Dahl |
|
||||||||||
|
Yıllardır mülteci sorunları ile boğuşuyoruz memlekette... Başta Suriyeliler olmak üzere, genellikle Orta Doğu Ülkelerinin vatandaşlarının adeta istilasına uğramış durumda memleketimiz... Sam Amca zibidisinin Orta Doğuyu kana bulama ve sonrasında da kanını emme politikası herkesi olduğu gibi bizi de etkiliyor. Bu gün bir çok Orta Doğu Ülkesi demokrasiden çok uzaklarda, adını dikta diye andığımız rejimler altında inim inim inliyor. Ülkemiz de milyonlarca Suriyeliyi iyi ya da kötü şartlarda barındırıyor... Savaş tabi ki güzel bir olay değil. Bizler ülke olarak Suriyelilerin neredeyse işgaline uğramış hale geldik. Şehirlerimiz Suriyeli den geçilmiyor. Bir çokları da eğitimsiz ve cahil insanlar. Bırakın şimdi ’’Onlar muhacir biz de Ensar.’’ muhabbetini... Bizler de ülke olarak bir çok savaşlar yaptık da yine de cepheden kaçmadık. Çok az miktarda münferit olaylar olduysa da onlarda bir şekilde cezalandırıldılar... Bu Suriyelilerin kendi memleketlerine hayrı yok ki bizlere hayrı olsun... Bir çoğunun elle tutulur bir mesleği yok. İş yeri açmaya kalkıyorlar belli yerlerde, kapılarında Arapça tabelalar... Vergi veriyorlar mı vermiyorlar mı, orası belli değil... Dini Bayramlar Ramazan’da ve Kurban’da memleketlerine gidebiliyorlar, tekrar geri dönüyorlar... Bayram da gidebiliyorsan, niye dönüyorsun o zaman? Bunlara bakmak için bizim Birleşmiş Milletler’den aldığımız yardımlar kesinlikle yeterli değil. Bu da bizim ekonomimizi zorluyor haliyle... Eğer Müslüman iseler ki Suriyeyi biz İslam Ülkesi olarak kabul ederiz, o zaman küfre karşı her zaman mücadele etmeleri gerekmez mi? Cepheden kaçmak da nedir? Zaman zaman yakınlardaki otellerde rastlıyorum, gencecik delikanlılar, ellerinde son model telefonlar, mesajlaşıp birbirlerine hava atıyorlar. Neredeyse kendi memleketimizde, bazı şehirlerde azınlık durumuna düşeceğiz. Bir an önce cepheye mi giderler, memleketlerine mi dönerler, bir şeyler yapılması lazım. Çok başımızın ağrıyacağı bir konu Suriyeliler meselesi... Esad denen adamın babası da yıllarca bize hainlik yaptı... Bunu bilmiyor muyuz sanki? Zaten az sayıda ki çok iyi eğitimli olanlarını Almanya, Fransa gibi ülkeler kendilerine kattılar... Nerede eğitimsiz cahili varsa bizlere kaldı... Dil bilmiyorlar, öğrenmek içinde çaba harcamıyorlar... Bu ülkede zamanında Bulgar Göçmenleri de oldu, Yugoslav Göçmenleri de oldu, Afganlılarda savaştan kaçıp geldiler, ancak toplumun huzuru Suriyelilerde ki gibi kaçmadı... Çalışkandılar, bir şeylerin sahibi oldular gül gibi yaşadılar ve halada yaşıyorlar... Savaşın bitip bir an önce ülkelerine dönmeleri hem bizim hem de kendi menfaatlerine olacaktır...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |