"Bir kitabın kaderi okuyanın zekasına bağlıdır." -Latin Atasözü |
|
||||||||||
|
"Önce Ekmekler Bozuldu, sonra her şey" diye başlar kitap. Oktay Akbal'a saygımız sonsuz mutlaka ama önce insanlar bozulmuş gibi geliyor bana. Çok eski bir hikâyedir, ta Hazreti Âdem’in çocukları Habil ile Kabil'e kadar gider sebebi de basit bir kıskançlıktır aslında. İşte insanların bozulması burada başlar sonra gerisi çorap söküğü gibi gelir. Kur'an da adı geçen yirmi beşe yakın peygamber vardır ve insanlar bunların birçoğuna, bizim peygamberimiz de dâhil çeşitli şekillerde zulüm yapmaya, öldürmeye bile kalkmışlar (Hazret Yahya-Hazreti Zekeriya) bazılarını da şehit etmişlerdir. Yine yüce kitabımızda da adı geçen kavimlerden biri olan Lut Kavmi de eş cinselliği yaygınlaştırdığı için helak olup gitmiş kavimlerden birisidir. Gerçekten ibretlik olaylar yaşanmıştır o zamanlar. Bunların bazılarının üstüne taş yağmış, bazılarına şiddetli rüzgârları göndermiş Allah, kimisine çekirgeler musallat olmuş, bazısı da kuraklık ile ürünlerden eksiltme ile cezalandırılmıştır... Hazreti İbrahim'i ateşe atmaya kalkmışlar, ancak Cenabı Mevla o yüce peygamberini lütfü ve keremi ile ateşten korumuştur. Bunları peygamberlere reva gören hep insanlar ve onların inanç, maneviyat ekseninden sapmalarıdır. Kim bilir o zaman ne kadar doğal ve ne kadar güzel buğdaylar ile o buğdaylardan yapılan ekmekler vardır. Şimdiki gibi, besinler bir an önce olgunlaşsın da hemen satalım parasını cebe atalım zihniyetinin o zaman olduğunu sanmıyorum ki zaten hormon denenen maddeden de insanlar habersizdir haliyle... Milat öncesinde ve milattan sonra sayısız savaş ve topyekûn katliamlar sahnelenmiştir bu yaşlı dünyamızda. O zaman ki besin maddelerinin insanları bozmasına, onlarda dengesizlik yaratmasına kanımca imkân ve ihtimal yok. Her şey doğal o zaman. Doğal olmayan insanların aşırı tutkuları ve hırsları tabi ki her devirde olduğu gibi... Yirminci yüzyıla kadar yüzlerce büyük ve küçük çaplı savaş olmuştur. Yirminci yüzyıl içinde de dünya iki büyük savaş ve yine büyük çaplı onlarca bölgesel savaşa sahne görmüştür. Nedir insanların paylaşamadıkları anlamak gerçekten zor. Bunların kimisi din adına da yapılmaktadır oysaki dinler insanlığa mutluluk ve huzur getirilsin diye gönderilmemiş midir Yüce Allah tarafından? Günümüzde kitle imha silahları ile yüz binlerce insan bir anda yok edilebilmektedir. Adının önünde vahşi kelimesi olan hayvanlar bile kanımca bu kadar zalim değildir. Onlar aç kalmamak için doğası gereği yani yaşamak için öldürmekte, insanlar ise sanki ''Öldürmek için yaşıyorlar.'' gibi geliyor bana.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |