Herşeye imgelem karar verir. -Pascal |
|
||||||||||
|
Ne zaman kendimi örselenmiş, hüznün içinde bulsam, edebiyat öğretmenimin sözleri aklıma düşer. Yazdıklarımı okuyup "aman ha, ne olursa olsun, umutsuzluğa, karamsarlığa geçit verme" derdi. Elbette umursamadım; ergen kafası, yeller esmekte, ne haber(!?), yine de 'günışığına ' çıkardığım karalamalarımda dikkat kesilirdim. Hoca ne derse, o. Herneyse, elde kalan unutmadığım bu laflar, gerisi boş. Önemi yok diyemem. Bunu düşünüp de dillendirmemek yük olur. Biriktirmek, umutsuzluğu, çıkmazı, kabullenilmişi biriktirmek yük olur. Nereye kadar kandırabilirsin ki kendini?.. Zorlama yok, yasa yok, lakin vicdan var ise... söyleyecek, yapacak bir şey yok. Hayattaki en büyük korkum(korku demekten yana olmasam da..) 'kerhen' sevilip, sayılmak. Kimsenin, kimseye mecburiyeti yok. Belki bu yüzden, sosyal ilişkilere uzaklığım. Saygı duyarım, farklı görüşlere, duruşlara. Anlamak için çabalarım. Klasik olacak, yine de 'bardağın dolu tarafına' bakarım. Her ne olursa olsun, iyimserlik modundayım. İnancım; bir nebze olsun, iyilik vardır kötünün içinde bile. Belki bu yüzden kendime "aptal" derim. Aptallığım akıl, mantık yoksunluğundan değil, edepten, nezaketten. Yılların bana gösterdiği şu oldu: akla, edebe, nezakete gerek yok, paradan haber ver, yeter. Evet, ne yazık ki, durum bu. Yandık ki ne yandık... İnsan deyince, sular seller durur. En azından, benim için öyle. İnsanız, hepimiz. Meğer, öyle düşünmek bile sakıncalı. İnsanız, evet, lakin farkımız varmış bizim. Kapitalizm diyeceğim ve doğru cevap olsa da siyaset, hiç tercihim değil. Siyaset dersi almış biri olarak kesinlikle tercihim değil. Farkımız var, edepten, eğitimden, kısaca akıl ve mantıktan. Ne hayatmış be! Böyle olacağını bilsem, bu dünyaya ayak basan kim!.. Elimde değil. Son olarak, teessüflerimi sunmak isterim. İnsan olmanın fikrimin bugünkü şartlara uyumsuzluğundan sorumluyum. Yürek ve vicdan ikilisinin işlevinin önemini savunmaktan. Eninde sonunda herkesin hak ettiğine kavuşacağına yürekten inanmaktan sorumluyum. Aptal yerine koyulduğumu görmezden gelmekten, tepe tepe ("yününden, sütünden, etinden") bilgi birikiminden kullanılmaktan sorumluyum. Suçluyum. İnsanlığımdan. Vicdanımdan. Aşk Yüreğimden. Öyle de, böyle de, eninde sonunda nasılsa herşeyden sorumluyum. Hırsız, yalancı, ikiyüzlü, insan görünümünde, parazit, bit yavrusu kılığında olarak biçilmiş hayatı süresince var olmaya razı olmadığımdan suçluyum. Yapacak bir şey yok, ilahi not düşülmüş... Nefes almaktan yükümlüyüm... eylül
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © eylül, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |