Öyle yaşamalısın ki ölünce mezarcı bile üzülsün. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Meslek ayakkabıcılık olunca, eş, dost, arkadaş, akraba, arkadaşın arkadaşı, dostun dostu çevresi de haliyle bayağı geniş. Toplasan bir bölük, bir tabur hatta alay bile olurlar... Eeee o kadar popülaritemizde olsun artık canım. Kıskanmayın siz de... Sizin de vardır bir dolu akrabanız, eşiniz dostunuz... Ben size bir şey diyor muyum? İşte bu eş dost akraba, arkadaş ve arkadaşın arkadaşı çevresi ile zaman zaman ayakkabı satarken tatlı tatlı didişiriz... Yok canım, heyecanlanmayın hemen öyle didişiriz dedi isek saç saça baş başa ya da ağız dalaşı değil bizimkisi, keyfe keder takılmalar diyelim... - Selam Ahmetçiğim ne haber? - Eyvallah Abim senden ne haber? Beğenmiştir bir malı, giydiririz... Ayakkabıyı canım, ayakkabıyı, arada virgül var görmediniz mi? Birazdan parası da nasip olacak inşallah... - Kaç paraydı bu bilader? Ayakkabının fiyatı 245.00 lira da eş dost akraba sınıfına girdiği için tabi ki indirim yapacağız haliyle, yapmazsak olmaz... - Normalde 245.00 Türk Lirası da yaparız bir şeyler sana sen yabancı değilsin. - Herhalde canım bilirim beni herkesler ile bir tutmazsın? - Asla yapmam böyle bir şey abimmmm tabi ki... - İyi fiyat söyle o zaman bakalım. - Senin gül hatırın için 200 Tl alalım... - Oooo çok dedin be çok dedin. - Yapma be abi zaten para kazanmıyoruz. - Şuna temizinden yüz kırk lira vereyim. Alıp gideyim hem yengen hem de çocuklar sevinsinler. Sana da dua etsinler bol bol... - Ne yaptın be Abi? Vur deyince öldürdün sen de o paraya bırak kazanmayı külliyen zarar eder. - Yahu Ahmetçiğim o kadar hukukumuz var. Benden de bu sefer kazanmasan ne olur sanki kıyamet mi kopar? Yani böyle konuşan bir akrabanıza, eşinize, dostunuza, arkadaşınıza siz olsanız nasıl cevap verirsiniz. Benden de kazanmanın derecesi de olur. Az kazan da demiyor o meşhur akrabamıza, arkadaşımız, dostumuz... Aramızda ki hukuka güvenerek. Sen bana para kazandırmadın mı o zaman ben de hukuk mukuk dedin mi gak guguk derim. Derim yani... - İyi de Abi, nasıl olacak da olacak. Senden kazanmayayım tamam. Senden önce de bir arkadaşım geldi, o da aynı şeyi söyledi, ya Ahmetçiğim benden bu sefer kazanma dedi. Dün de iki arkadaşım geldiler beraber, onlarda aynı şeyi söylediler. Ben ne halt edeyim sen söyle o zaman. Bu çark nasıl dönecek kazanmadan, cebe beş kuruş kâr koymadan... - Canım başka sefer çıkartırsın acısını. Bu sefer böyle olsun. - Geçen seferde öyle söylemiştin bir daha ki sefere çıkartırsın acısını, diye, unuttun mu? - Hadi ya unutmuşum demek ki... - Yok arkadaşım, eşim dostum yok, her kimsen, sen bana kazandıracaksın ki zaten meşhur da atalar sözüdür bilirsin ''Para dosttan kazanılır.'' derler...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |