Yaşam kısa, sanat uzun, fırsat aceleci, deney aldatıcıdır. -Hippokrates |
|
||||||||||
|
Güzel yurdum anarşiden yeni yeni kurtulmuş, ortamda müsait ama işte o matematik var ya o matematik, o benim ruhuma müsait değil. Toplama, çıkarma, çarpma, bölme tamam ama, daha ileri gittin mi, iki bilinmeyenli, üç bilinmeyenli denklemlere, türev, limit, integral, işte onlar bizi fersah fersah aşıyor be dostlar. Ne işin var senin adam İşletme Bölümünde, git tarih oku, felsefe oku, sosyoloji oku. Tabi o zamanlar okullarda rehberlik hizmetleri bu kadar yaygın değil. Yoksa hayatında sene içinde matematikten hiç geçerli not almamış benim gibi adamın İşletme Bölümü'nde işi ne? Lisede iken milleti çok işletirdik, bazen de onlar bizi, oradan mı bulaştı acaba bu işletme okuma sevdası bilemedim... Ama bir bakıma iyi de oldu, hayatta ilk defa gurbet gördüm, dostluk arkadaşlık kurdum bir dolu insanla çoğu ile dostluklarımız hâla devam eder. Hepsi bir tarafa menemen yapmasını öğrendim yahu menemen bu bile her şeye değer değil mi? Arkadaşlarım bitirmiş ben bitirememiş olsam bile, hiç de umurumda değil, ilk zamanlar bir de askere giderken, az taktım kafaya ama şimdi o da geçti gitti işte... Bazı bazı şehirlerarası otobüslerde giderken yanıma konuşma heveslisi biri geldi mi sohbet olurda ''Ne iş yapıyorsun sen arkadaş''dedi mi ben de cevap hazır''Yardımcı Doçent'im ben''diyorum esprisine. Adam tekrar soruyor ne üzerine''Fahri fahri Yardımcı Doçent'' adam yine şaşırıyor, ben de cevap hazır''Başımızdaki kodamanların elli tane fahri profesörlüğü var biz de bir tane fahri Yardımcı Doçent'lik o da insan sevgisi üzerine'' Bazen lise arkadaşları ile bir araya geliyoruz, ya da bir ortamda beraber oluyoruz. Ben de sordular mı sen ne mezunusun diye, üniversite terk adlı bir diploma olmadığı için, kasıla kasıla Yüksek Ortaöğretim diyorum. Baştan biraz şaşırıyorlar, o da ne ki diyorlar. Açıklama gayet basit ''Kardeşim benim okuduğum lisenin kalitesi gayet yüksekti o sebepten ben de Yüksek Ortaöğretim mezunuyum yani sizin anlayacağınız'' diyorum ve kapatıyorum konuyu...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |