Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero |
|
||||||||||
|
En baş belası işlerden birisi kış günü, karda, kıyamette arabanızın lastiğinin patlamasıdır... Bundan daha can sıkıcı bir iş yoktur. Ha, biliyorsanız lastik değiştirmesini, kış da kıyamette olsa halledersiniz, bayansanız çok zorlanırsınız bu konuda... Erkek iseniz de değiştirirken mutlaka başta elleriniz olmak üzere her yeriniz donar... Bir başka can sıkıcı işlerden birisi, jeneratörü de olmayan bir apartmanda, elektriklerin kesilmesi ile asansörde kalmaktır... O an da yanınızda birisi varsa ne ala, yine de paniğe kapılmadan havadan sudan sohbet ederek yardım gelmesini beklersiniz... Cepten apartman yönetimini ya da eşinizi dostunuzu aradınız mı kısa zamanda çözülür sorunlar... Dedik ya başımızın belası işler diye... Bunlardan birisi de yeni yıkanmış perdeleri yerine takmak... Benim kollarım kopar o iş oldu mu... O sırada oğlum ya da kızım mutlaka ders çalışıyorlardır ya da ev de yoklardır... Olsalar bile bizim hanım onlara kıyamaz, bana yaptırır... Eeee, evin reisi olmak kolay mı? Ev Reisliği Kitabının 83. Maddesinde de yazar zaten ''Ev de ki perdeler evin reisi tarafından takılır, reis ev de yoksa en büyük erkek çocuk yapar o işi.'' diye... ''Askerde topçu muydun sen?'' diye bana mı soruyorsunuz? Siz de anladınız desteksiz salladığımı... Yine can sıkıcı ve dahi hayati öneme de sahip işlerden birisi de cep telefonunuzun şarjının bitmesidir ki hep de düşünür düşünür dururum... Bundan yirmi beş sene önce hayatımızda cep telefonu yokken biz ne halt ederdik? Öyle ya, ömrümüzün neredeyse yarısını cep telefonu olmadan geçirmiş bir nesil sayılırız biz, ben ve benim yaşımdakiler... Çooook eskiden başımın belası işlerden birisi de sigortalar attığı zaman sigortaları değiştirme işi idi de ancak şimdilerde tak diye düğmesini kaldırıyorsunuz ve elektrikler yeniden geliyor... Allah razı olsun o sistemi bulup da beni de dertten kurtarandan... Arabamın lastiklerinin havasını kontrol etmek de çok sinir bozucu bir iş olsa da kendi emniyetimiz için çok isabetli ve yerinde bir iş... Onu da zaman zaman oğlana yıkıyorum. O da sağ olsun çok da itiraz etmeden yapar dediklerimi... Ev de çok lazım olan bir şeyin gece gece saat on ya da on bire doğru bana söylenmesi ''Yaaaa Ahmet o çok lazımdıııı yarına, mutlaka bu gece alınması şart. Günüm vaaaar.'' dendi mi benim o an başımdan kaynayan kaynamayan her türlü sular dökülüyor... Düşünsene, pijamanı giymişsin, gazeteyi ya da bir kitabı eline almışsın, zaten uyku moduna geçmen on beş dakikayı ya alır ya da almaz... O an da yeter ki üstünü değiştir dışarı çık demesinler, git iki yüz elli tane şınav çek vallahi o daha kolay gelecektir... Anladık tamamda bütün baş belası işler böyle olsa, sen de amma abarttın be Ahmet, dediğinizi duyar gibi oluyorum... Canım abartsam da ben bu işleri yine de yapıyorum bayıla bayıla, ayıla ayıla... Maksat bir iki hoş sohbet ve de muhabbet olsun, gerisi fasa fiso...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |