Bu hafifçe kenara itilecek bir roman değil. Daha büyük bir şiddetle uzağa fırlatılmalıdır. -Dorothy Parker |
|
||||||||||
|
Diğer bir adı da fast food olan bu hazır gıda lokantaları zaman zaman ev yemeklerinin pabucunu dama atar gibi olsa da, ev yemekleri yine de az da olsa rağbet görüyordu... Kongre ev yemeklerine azalan rağbeti eski seviyesine getirmek, ilgiyi arttırmak için düzenlenmiş olup, hazır gıdadan insanları tekrar ev yemeklerine çekmek ve onlara cazip hale getirmek için bir araya gelinen bir kongre olacaktır... İzleyelim bakalım sevgili hanımları, kardeşlerimiz bu fast food zincirini kırıp da kocalarını ve çocuklarını ev yemeklerine tekrardan alıştırmak için neler yapacaklar... Ev Yemeklerini Yaşatma ve Damak Tadı Derneği Başkanı Sayın Lale Hiçyemez kürsüye alkışlar arasında çıkar. Salon oldukça kalabalıktır. Mikrofona bir iki üfledikten, bir iki öhö öhö çektikten sonra başlar konuşma... - Sayın üyeler, kıymetli misafirler Ev Yemeklerini Yaşatma ve Damak Tadı Derneğinin saygıdeğer müdavimleri sizleri önce saygıyla selamlıyorum. Bildiğiniz gibi pizza gibi, hamburger ve benzerleri gibi hazır gıdalar çıktıktan sonra, eşlerimiz ve çocuklarımız biber dolması, kuru fasulye, lahana, pırasa gibi yemekleri yemez oldular... Kalabalıktan sesler yükselir... - Yemezleeeeer yemezleeeeer! - Ben de onu diyorum işte sayın ve pek muhterem üyeler... Neden bu hazır gıdalardan çocuklarımızı eşlerimizi vazgeçirip de onlara bir taze fasulye, bakla, kabak dolması yediremiyoruz... Bunu burada şimdi açççık ve seççik olarak konuşalım tartışalımmm istiyorum... Üyelerden Hasibe Çoklaf söz alır. - Sayın başkan, değerli arkadaşlarım. Kocalarımızı bu fast food dan kurtarmak için el birliği ile çalışmalıyız. Bir kere eve geldiler mi yemek o an da mutlaka hazır olmalı ki pizza gibi hamburger gibi gıdalara yönelmesinler... O nedenle onlar eve gelmeden yarım saat önce yemeklerin bitmiş olması lazım. Ayriyeten erkeğin kalbine giden yol da midesinden geçer sakın unutmayalım. Bu mideden geçen yolu siz tek yönlü de yapabilirsiniz duble de yapabilirsiniz, dört şeritli de yapabilirsiniz artık bu sizin yeteneğinize kalmış bir şey neticede... Doğru doğruuuu doğruuuuuu! Sesleri gelir yine... Söz tekrar başkandadır... - Sevgili üyeler, canlarım neden kocalarımız ve çocuklarımız ev de yemek yemiyor derinlemesine araştırmamız ve incelememiz lazım. Tuzu mu eksik koyuyorsunuz yemeklere, karabiberini mi unutuyorsunuz, suyunu mu az koyuyorsunuz. Ya da hazır gıdalar daha mı lezzetli bizim ev yemeklerinin yanında... Yok, yok belki de ev yemeklerini yaparken sevginizi mi katmıyorsunuz... Başka bir üye Nermin Pişinik söz alır... - Sayın Başkan sevgimizi katmaya katıyoruz da demek ki az mı katıyoruz ne? - Çok katın sevginizi o zaman efendim... Olmadı Sevgi adında komşunuz varsa yemek yaparken onu çağırın o katsın sevgisini... - Olur mu ki öyle - Olur olur hem de bal gibi olur... Başkana gelir tekrar laf... - Sayın üyeler, sevgili ev hanımı arkadaşlarım. Bazılarınız biliyorum ki işte çok yoğun çalışıyor. Emekli Kocalarınız da o an da ev de kalıyor ve size yemek yapıyorlar. Kocalarınızı çok fazla da mutfağa sokmayın ya da sokuyorsanız güzel yapsınlar yemekleri... Güzel olmadı mı yemekler bu seferde siz yeseniz bile çocuklarınız yemiyor pizzacıdan ya da hamburgercilerden hemen bir şeyler söylüyorlar, sonrada gelsin kilolar, gelsin obezite... Yine değişik bir üye Nebahat Kabahat dadır söz. - Arkadaşlar sayın üyeler yemek için mi yaşıyoruz yaşamak için mi yiyoruz önce bunun bir tespitini yapalım. Şahsen ben yaşamak için yiyorum, ama çocuklarımız bazı zaman da kocalarımız, hatta bazı komşularımız yemek için yaşıyorlar, bunu önüne geçmek lazım. Yemek için yaşadığınız zaman da fast food lokantaları da sizin sayenizde iyi yaşıyorlar... Ha diyeceksiniz ki orada da bir sürü insan çalışıyor. Yine çalışsın efendim kapanmasın tabi ki de az takılın bu fast fooda biraderlere... Üç öğün de fast food yediniz mi daha sonra da diyetisyenlere gider babayı yersiniz. Yanlış anlaşılmasın burada ki baba kilo anlamındadır... Başkandadır söz ... - Sayın ev hanımları. Ne yapıp ne edip kocalarınızı, çocuklarınızı ev yemeklerine alıştırın yoğurdu bile ev de mayalayın, sonra da ondan ayran yapın, ayran yaparken de çokça çalkalamayı unutmayın sakın hemi, pek de güzel olur... Sonra durup durup kocalarınıza ev yemeklerinizi övün durun. ''Geçen gün komşuya biber dolması ikram ettim parmaklarını yedi vallahi.'' gibi cümleleri araya sıkıştırın. İyi olur... Öğle saati yaklaşmıştır. Kongreye ara verilecektir... Tekrar başkan girer lafa... - Arkadaşlar derneğimizce sizin için hazırlattığımız pizzalar, hamburgerler ve sandviçler, kolalar ve ayranlar yemeniz için hazır sizi beklemektedir buyursunlar efendim. Kongremize öğleden sonra bütün hızı ile devam edilecektir. Afiyet bal şeker olsun canlarım benim...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |