Mektubum sanırım fazla uzun oldu, çünkü daha kısa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal |
|
||||||||||
|
Bakıyorum hem özel hem de devlet televizyonunun kanallarına, yarışma programları olsun, şov programları olsun, büyük çoğunluğu yabancı kaynaklı. Amerikan, İngiliz ya da bir başka milletin programları. Parasını verip lisans anlaşması yapıyorlar, sonra da seyircinin önüne atıveriyorlar. Bu lisans anlaşmaları da öyle kelepir ve ucuz şeyler de değil bilesiniz, milyonlarca dolar para var işin ucunda... Türk televizyoncuları, sizin ürettiğiniz ya da üreteceğiniz bir şey yok mu, bu ülkeye katacağınız kendi kafanızdan çıkan şimşek fikirleriniz yok mu kardeşim? Bundan yirmi yıl önce yabancı dizi furyası vardı alabildiğine, şimdi yerli dizilerden geçilmiyor. Bu zamanda da yabancı kaynaklı şov ve yarışma programları, tamam belki aralarında bir iki tane kalitelileri de var ama biraz kafayı çalıştırın kendiniz üretin kardeşim. Bu iş biraz da montaj sanayisine benziyor. Parçaları dışarıdan gelip, yurdumuzda bir bütün haline geliyor gibi... ABD'de sinema ve televizyon sektörü bir fabrika gibi, bir sanayi işletmesi gibi, ürettikleri şeyler ihracat kalemleri arasında gösteriliyor. Sektörde dönen paralar milyar dolarlar ile ifade ediliyor. Adam hem kendi kültürünü, yaşam tarzını, alışkanlıklarını dünyaya dayatmaya çalışıyor hem de gelir elde ediyor. Yani bir taş ile iki kuş vurmak yaptıkları anlayacağınız. Her ne olursa olsun fikir üretimi de bir üretim kalemidir sonuçta... Bizim ülke olarak zengin bir kültür birikimimiz var. Halkbilim diye de adlandırdığımız folklorumuz ile ilgili yarışmalar düzenlenebilir mesela. Daha başka yemek kültürümüz seçkindir. Türk Mutfak Kültürü dünyanın Fransız ve Çin Mutfağı ile birlikte üç büyük yemek kültüründen biridir. Bunun ile ilgili eğitici ve eğlendirici bir yarışma düzenlenebilir. Buna benzer yemek yarışmaları vardı ama siz de biliyorsunuz ki o tamamen şov amaçlı reyting amaçlı bir yarışmaydı. Bir ara "Biri Bizi Gözetliyor" adlı saçma sapan insana hiç bir şey katmayan bir yarışma vardı, neyse ki kaldırdılar sonunda insanları ülser/kanser etmeden. Yani demem o ki kendiniz üretin bir şeyler. Bizim de televizyonlarda gururla bunu ilk biz çıkardık diyebileceğimiz programlarımız olsun. Sevgi ve saygılarımla...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |