..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Ahmet Zeytinci




15 Mart 2018
Ayak Parmaklarımın Marifetleri  
Ahmet Zeytinci
Öyle uzanmıştım bir tatil günü gecenin onikisinde... Kanepe rahat, elimde kumanda, zap yapıp duruyorum. O kanal senin, bu kanal benim, başka bir kanal Ali Baba ve Kırk Haramilerin. Yok canım, yok tabi ki kanal benim kanalım, söz temsili geziniyorum kanallarda... İnsan kanepeye de uzandığında hem de gecenin ilerleyen saatlerinde iyice tembelleşiyor...


:AAGG:
Öyle uzanmıştım bir tatil günü gecenin onikisinde... Kanepe rahat, elimde kumanda, zap yapıp duruyorum. O kanal senin, bu kanal benim, başka bir kanal Ali Baba ve Kırk Haramilerin. Yok canım, yok tabi ki kanal benim kanalım, söz temsili geziniyorum kanallarda... İnsan kanepeye de uzandığında hem de gecenin ilerleyen saatlerinde iyice tembelleşiyor...


Şu çoraplarımı yerimden kalkmadan bir çıkartabilseydim. Dur bakayım bir ayağım ile öbür ayağımda ki çorabı çıkartmayı deneyeyim... ''Hadi sol ayağım, ha gayret, taktın mı tırnağımın birini çıkar çorapı'' Büyük bir mücadele veriyorum... Alnımdan boncuk boncuk terler akmaya başladı... Aslında elimi uzatsam hemen çekip çıkartacağım ama, hiç yerimden kalkasım yok vallahi... Gecenin bu saatinde vinç gelse beni oynatamaz. Hemen aklıma Fransız Yazar Paul Lafrgue'nin Tembellik Hakkı adlı kitabı geliyor. Hadi Ahmet biraz daha gayret, sen bu çorapları tek tek çıkartırsın. Denemeye devam her ne kadar tembellik hakkın var ise de...


Neyse, epey uğraştıktan sonra birini çıkartmayı başardım. Cep telefonundan kendime alkış gönderiyorum... Birini çıkardı isem öbürünü de çıkartırım diye düşünmeden edemiyorum. Başlıyorum onunla da uğraşmaya... Zorlaya zorlaya onu da çıkartıyorum eninde sonunda... Zafer Benim. Oh be! Ayaklarımın hava alma hakları var.


Sol ayağımın baş parmağı ile sağ ayağımın baş parmağını kavgaya tutuşturdum. Hayır hayır aslında ben tutuşturmadım da onlar birbirine girdiler, durun demeye kalmadan, Hacivat ile Karagöz gibi adeta... ''Hmmmm şşşşt! keratalar rahat durun bakayım, bak bak bak hiç de tınmıyorlar gece gece.'' Tam o sırada da çok sevdiğim Talk Show başlayınca seslerini kesiyorlar zibidiler... Rahmetli babaannemin bir tekerlemesi vardı bu parmaklar hakkında, dur bakayım bir hatırlamaya çalışayım. Gerçi o tekerleme el parmakları ile ilgiliydi ama olsun bunlarda parmak ne fark eder... ''Baş parmaaaak. başar parmaaak'' duydular mı ki ne? ''Burdaaaa, burdaaaa'' Ahanda ikisi de cevap verdi... ''Uzun Hacı, Gül Pabucu.'' bunlarda duyar mı? ''Burdaaaa burdaaaaa!'' vallahi onlarda cevap verdi... Dur bakayım ''Batona Bacııııı'' o da duyar o da ''Burrrrrrrdaaaaaa'' Baş Parmak, Başar Parmak, Uzun Hacı, Gül Pabucu, Batona Bacı... Batona Bacı en kısa olan serçe parmak... Ne bileyim işte uyduran öyle uydurmuş...


Ayağımın tam ucunda bu günkü gazetenin magazin eki duruyor. Baş parmak ile başar parmağın arasına bir sıkıştırsam onu hemen kendime çekeceğim de çok uğraştıracak gibi beni... Uzun Hacı, Gül Pabucu, Batona Bacı kesinlikle halledemez bu işi... Tam yakaladım derken zırt diye kayıyor. Beş dakikadır uğraşıyorum, tam sıkıştırdım derken kayıp gidiyor ayak parmaklarımın arasından, tüh ki tüh! Hanımı çocukları çağırsam, onlarda yattılar...


Ayağımın biri gece gece kaşınmaya başladı. Hay Allah! Bu saatte yerimden doğrulup kaşıyamam, bir ayağım ile öbür ayağımı kaşımaya başlıyorum. Hatur hutur, hatır hutur (Kaşıntı sesleri) öyle de güzel kaşınıyor ki... Bu da değişik bir zevk imiş yahu! Bu sefer kaşıyan ayağımı da kaşıntı tuttu... Bir onu kaşıyorum, bir öbürünü... Hmmmm! ''Kavga etmeyin bakayım ne güzel işte birbirinizi kaşıyorsunuz.'' Siz merak etmeyin toplumda da çok kaşınacak insan var, sadece siz mi kaşınıcaksınız?


Gözlerim de kapanmak üzere oturma odasında ki kanepede... Kanepeden aşağıya doğru kayıp da şöyle kumandaları bir yanıma çeksem ya da kumandaları çekemez isem televizyonun düğmesine basmayı becerebilsem... Şimdi hanım yattı Allah'dan bu halimi bir görse hemen kuracağı cümleyi söyleyeyim size ''Ahmeeeet tembellikten eşeğe dayı çağırıyorsun yine bakıyorum.'' derdi, der yani, demiştir geçmişte de, demeden duramaz... Yeriz lafları billahi...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın gülmece (mizah) kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sonra Bir Gün
İtinayla Kahve Falına Bakılmaz
Muz Kabuğu ve Merdiven
Onunla Çok Güzel Günlerimiz Geçti
Buradan Sesleniyorum
Böyle İdam Görülmedi
Nenişti O Bizim Gözümüzde Senelerce
Patlıcan Oturtma
Gece Kuşu
Geel Geel Geel

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir İki Gazete
Yedi Paket Birinci
Ay Em Ef Biraderler
Karınca Kararınca
Biri Baharat mı Dedi
Çay Kaşıkları
Güzel Bir İnsan Patates Kızartması ve Gazoz
Ben de Saadet Zinciri Kuruyorum
Limited Şirket Ortağı Bile Değiliz Abi Ne Stratejik Ortağı
Maaşını Soruyorum Söylemiyor

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bak Bakalım Arkadaş [Şiir]
Pazarola [Şiir]
9. 15 Şemsiyesi [Şiir]
Bağışlayın Bizi [Şiir]
İlahi Adalet Bu Mutlak Gerçekleşecek [Şiir]
Gökyüzü [Şiir]
Hiç Tanımadığım Çocuklar [Şiir]
Bu Kadar mı [Şiir]
Bir Papatyaya [Şiir]
Melek Halamın Evi [Şiir]


Ahmet Zeytinci kimdir?

1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.