..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıllara da değer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Hakan Yozcu




25 Nisan 2016
Belediye Ağaç Katliamı Yaparsa!  
Hakan Yozcu
“Bizim mahallemizin yolu, sağlı sollu çam ağaçları ekili. Kuruyanları kestiler. Yerine ağaç dikeceklerdi. Aylarca bekledim. Kimse yerine ağaç dikmeyince ben de 2 nar, 1 tane de yenidünya fidanı diktim. Bu ağaçlar ezilmesin diye de etrafını parke taşlar ördüm. Ben, okulda görev yaparken geldiler. Ağaçların yol güvenliğine tehlike oluşturacağını söylediler. Bana süre de vermediler. Konuşmamızdan yarım saat sonra gidip şiroyla fidanların olduğu yeri dümdüz ettiler. Fidanları da taşları da yok ettiler. "


:AFAA:
     1990 yılında çiçeği burnunda bir öğretmendim. İlk atama yerim de Mehmetçik Ortaokulu oldu. 2 yıl burada görev yaptım. Köyde bir ev kiralayarak 3 öğretmen arkadaş burada kaldık.
     Çok güzel 2 yılım geçti burada. Diyebilirim ki öğretmenliği burada sevdim, burada öğrendim. Öğrenciler, çok saygılı, mahcup ve çalışkan idiler. Köy halkı da öğretmenlere karşı saygı duyuyor ve bizleri seviyorlardı.
     Mehmetçik halkı, yeşili çok seven bir kesimdi. Bu nedenle evler, hep çiçeklerle bezenmiş, ağaçlar alabildiğince dikilmiş cennetten bir köşe denebilecek kadar yeşillendirilmişti. Köy, hala öyle. Yemyeşil ve doğal güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş.
     Melih Yıldız da o yıllarda küçük bir öğrencimdi. Aile terbiyesini çok iyi almış, saygılı, efendi ve çalışkan bir öğrenciydi.
     Yıllar sonra Melih Yıldız, öğretmen oldu. Eğitim ordusuna katıldı. Yeşili, çiçekleri ve ağaçları o da çok severdi. Bu sevgiyi öğrencilerine de aşılıyordu. Doğa sevgisi, insanda mutlaka var olmalıydı. Doğayı sevmeyen kendisini de sevemezdi zira…
     Geçen gün sosyal medyada Galatya Köyü sayfasında hazırlanmış bir haber gördüm. Haberde “Bölgemizin değerli isimlerinden Melih Yıldız Hoca’dan Mehmetçik Belediye Yönetimine Büyük Tepki! Evinin karşısına ve yanlarına fidanlar ektiğini ancak belediyenin bu fidanları katlettiğini resimlerle sosyal medyada paylaştı. YORUM DEĞERLİ HALKIMIZIN !” yer alıyordu.
     Haberin doğruluğu için Melih Hoca’yı aradım. “Nedir bu durum?” diye sordum. Anlattı: “Bizim mahallemizin yolu, sağlı sollu çam ağaçları ekili. Kuruyanları kestiler. Yerine ağaç dikeceklerdi. Aylarca bekledim. Kimse yerine ağaç dikmeyince ben de 2 nar, 1 tane de yenidünya fidanı diktim. Bu ağaçlar ezilmesin diye de etrafını parke taşlar ördüm.
     Ben, okulda görev yaparken geldiler. Ağaçların yol güvenliğine tehlike oluşturacağını söylediler. Bana süre de vermediler. Konuşmamızdan yarım saat sonra gidip şiroyla fidanların olduğu yeri dümdüz ettiler. Fidanları da taşları da yok ettiler. Oysa bana zaman verilseydi, en azından parke taşlarını kurtarabilirdim. Fidanları söküp daha uygun başka bir yere ekebilirdim. Kaldı ki parke taşları bile ortalama yoldan yarım metre dışarıda. Bir tehlike arz edeceğini sanmıyorum. Ama belediye bu yolu tercih etti.
     Ağaçlar, kökünden sökülmüş. Madem öyle, ağaçlar sökülüp başka bir yere dikilemez miydi? Bu ağaçların yerinde zaten çam ağacı vardı.
     Mehmetçik’te birçok yerde yolların durumu içler acısı. Oralardan her geçtiğimizde can güvenliğimiz tehlikeye giriyor. Normalde yol ile bağlantısı dahi olmayan ağaçlar mı tehlike oluşturuyor?
     Ağaçlar, her ülkenin akciğeridir. Bu ağaçları sökmeniz, bu vatanı ne kadar benimsediğinize örnek teşkil ediyor kanaatindeyim. Suçumuz, ağaç dikip vatanımıza sahip çıkmaksa ömrümün sonuna dek, bu vatana sahip çıkıp bu suçu gururla işleyeceğim.”
     Melih Hoca’yı dinledikten sonra, bu işte bir kasıt var mı diye düşünmeye başladım. Zira, masumane dikilen 2 nar ağacı ve 1 yenidünya fidanını tehlike arz ediyor diye sökmek hangi akla uygun bir davranıştır? Hangi akıl ve hangi mantık bunu yapmayı emreder?
     Bildiğim kadarıyla Belediye dahi olsa dikili ağaçlara zarar veremez. Hele de fidan veya yeşil ise Kaymakamlığa ve Orman Dairesi Müdürlüğü’ne başvurmadan, oradan izin almadan onlara dokunamaz. Çünkü ağaçlarımız, ülkemizin milli gelirleridir. Bunlara dokunanlar da yasal suç işlemiş olurlar.
     Belediye, bu fidanları sökerken Orman Dairesi’ne başvurdu mu? Müdürlüğe bilgi vererek ve yerinde göstererek tehlike arz ettiğini ispat edip izin aldı mı? Eğer, izin almadan bu fidanlara zarar verdiyse belediye bir doğa cinayeti işlemiş demektir. Bu da bir suçtur.
     Geçen dönemde Mehmetçik’te bir bayrak krizi yaşanmıştı. Bir önceki Belediye Başkanının girişimleriyle ve Güvenlik Komutanlığı’nın yardımları ile Mehmetçik’te Ay-Yıldız Tepe olarak adlandırılan yere büyük boylarda bayraklar dikilmişti. Bayrakların maliyetinin bahane edilmesiyle, bu bayrakların sadece Tören günleri asılması düşüncesi ortaya atıldı. Bu da halkın tepkilerine yol açtı.
Melih Yıldız da bu konuda kendi düşüncelerini sosyal medyadaki hesabında paylaştı. “Acaba, bu düşünceler için intikam mı alınmak istendi de Melih Yıldız’ın ektiği fidanlar acımasızca söküldü?” demekten kendini alamıyor insan…
Gelen yoğun tepkiler üzerine Sn. Belediye başkanı “Bayrakları asmakta kullanılan mekanizmanın bozuk olduğunu ve tamir edilince bayrakların tekrar asılacağını” belirtti. Bu süreç 3 ay kadar bayraksız olarak geçildi. Nihayetinde bayraklar yerine asıldı.
Şimdi de bu fidanların yerine dikilmesi en doğru olan değil mi?



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Denizli Türk Dünyası Şairleri Buluşmasının Ardından
ve İlk Bölüm Yayınlandı
ve İlk Bölüm Yayınlandı
Beşik Gibi Sallandık
Olcay Kıraç İle Kıbrıs Sorunu
Adanalıyık Allah’ın Adamıyık
Ayhan Menteş Hoca’mızın Ardından
öğretmene Verilen Değer Her Şeye Değer
Hatay Gezisi
3. Dünya Savaşı mı?

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sessizliğin Hikayesi Üzrine
İnciraltı Şairleri
Bir Bahar Bekliyorum Üzerine
Her Şey Gülüşünde Saklı
Meseller ve Kurucuova Ağzı
Meseller ve Kurucuova Ağzı
Cevahir Caşgir’den "100süz Şiirlerim"
Orhan Pamk'un "Kar" Romanı
Boyacı’ya Büyük İlgi
"Bitemeyen Proje" Üzerine

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Vakit Gelince [Şiir]
Kara Güzel [Şiir]
Hayallerim [Şiir]
Gönlümün Tacısın Yar [Şiir]
Kurban Olurum [Şiir]
Acı Ektim [Şiir]
Nerdesin? [Şiir]
Yüreğimde İhtilal Var [Şiir]
Hayat Seni Çözemedim [Şiir]
Helallik İstiyorum [Şiir]


Hakan Yozcu kimdir?

1964 doğumluyum. Kuzey Kıbrıs'ta yaşıyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldum. 20 yıl çeşitli okullarda edebiyat öğretmenliği yaptım. Uzun yıllar Yenivolkan ve Güneş Gazetelerinde köşe yazarlığı yaptım. Şu an Habearkıbrıslı ve Güncelmersin Gazetelerinde yazıyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Şiir, öykü ve tiyatro oyunları yazıyorum. Bu alanlarda çeşitli ödüllerim var. Kendime ait basılmış "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Başka" isimli iki adet öykü kitabım var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yıl Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevinde bulundum. Halen Başbakan Yardımcılığı Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlığı'na bağlı Müşavirim.

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.