..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin ölçüsü ölçüsüz sevmektir. -Spinoza
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Yazarlar ve Yapıtlar > Ömer Faruk Hüsmüllü




6 Nisan 2015
Mağaranın Kamburu Romanından Seçmeler…  
Ömer Faruk Hüsmüllü
-Onun gibi tevazu sahibi bir insan kolay kolay şikâyette bulunmaz. Yıllardır buraya gelir giderim, ancak onun sırtındaki kambur pek dikkatimi çekmezdi. Tâ ki şu ana kadar… Evet, düşünüyorum da onun sırtında kambur vardı, hem de iki tane. Ben onun kamburlarına değil, ağzından çıkan hikmet dolu sözlere bakardım.


:BBAD:
Oruç

Baba Der ki:
“Bu dünya, iyilerin olduğu kadar kötülerindir de; lütfen onlara da yer açınız…”
**
-Üzülme, çünkü bir düşünür diyor ki: “Bir kedinin dokuz canı, bir kadının da dokuz kedi kadar canı vardır.”
-Haklısın, geçen iki hafta içinde tamamıyla olmasa da önemli ölçüde iyileşti. Gündüzleri yanında fazla kalamadım, ama geceleri sabahlara kadar onu bekledim. Uykusuzluktan şişmiş gözlerle, sersem gibi işlerimi de yapmaya çalıştım.
-Sen bunları yaparken, evdekiler bir şeyden şüphelenmediler mi?
-Sanıyorum her şey anlaşıldı, ama nedense karım bana bu konuda bir şey sormuyor, ya da söylemiyor. Susmayı tercih etmesi benim de işimi kolaylaştırıyor.
-Sen gene de dikkatli ol, unutma ki durgun sular derin bile olmasalar bir tehlike işaretidirler. Durgun insanlar için de aynı şey geçerlidir. Karının senin hakkında iyi düşünmesini herhalde bekleyemezsin. Uygun bir zamanda bir şeyler yapabilir.
**
-Bitmedi. İri, papaz kılıklı adam beni kucağında biraz taşıyor ve tarihi bir yapının kapısının önündeki bir taşın üzerine yatırıyor. Burasının neresi olduğunu sorduğumda; tek bir kelime çıkıyor ağzından: “sunak”.
-Yani tanrılara adak sunulan yer.
-Öyle olmalı. Gözlerimi, ellerimi, ayaklarımı bağlıyor. Göremiyorum, fakat çıkarılan gürültüden etrafımda bir kalabalığın olduğunu anlıyorum. Derken ortalığı bir sessizlik kaplıyor. Çıt çıkmıyor. Öldüğümü, öteki dünyaya gittiğimi düşünüyorum. Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama kurban durumunda iken seyirci durumuna geçtiğimi fark ediyorum. Bu sefer sunak yerindeki taşın üzerinde 17-18 yaşlarında oldukça güzel bir kız var. Ellerinde bıçak olan üç adam, kızın elbiselerini çıkarıyorlar, bunu yaparken çok nazikler. Kız bağırmıyor, debelenmiyor, sessizce olacakları bekliyor. Derken renkler, seslere; sesler görüntülere karışıyor. Sunaktaki kız kayboluyor, onun yattığı yerde tek başına bir kalp duruyor. Bu kalp çalışıyor, sunakın altındaki oyuktan incecik bir kan dereciği akıyor. Uyanıyorum. Tabii kan ter içinde kalmışım.
-Aylardır kesme biçme işlerini düşünen bir insandan başka türlü rüya görmesi de beklenemezdi.
-Sağ ol be bunak! Teşhisi de koydun hemencecik. Tedaviyi de söyle bari.
**
-Demek ki, O’nu ikna etmeyi başaramamışsın.
-Maalesef. Açtı ağzını, yumdu gözünü. Ne magandalığım kaldı, ne adiliğim kaldı, ne de serseriliğim… Bu hakaretlere rağmen O’na karşı kaba davranmaktan kaçındım. Ama “Senin gibi cinsel yönden yetersiz birisiyle benim işim olmaz. Ben erkek istiyorum, erkek gibi erkek!” deyince bir anlık öfke ile büktüğüm bileğini biraz ileriye doğru iteledim. Bu itelememin sonucunda elindeki bıçak boğazına saplanmış olmalı ki boş bir çuval gibi yere düştü. Ne bir çığlık attı, ne de debelendi. Yığılıp öylece kaldı. Önce numara yapıyor sandım, eğilip baktım. Hareketsizdi ve yerler kan içindeydi. Nabzını kontrol ettim. Ölmüştü.
-Yazık! Pisi pisine bir ölüm!
-Evet öyle. İnan ki Kambur, O’nu öldürmek niyetim yoktu.
-Nasıl yoktu? Kaç defa O’na yaptıklarını ödettireceğini, bunların hesabını soracağını söyleyen sen değil misin?
**
-Heyecanlanma evlat. Otur, otur oraya da konuşalım.
-Bana evlat diyorsun, oysa senin yaşın benden büyük değil. Ben o değerli bilge kişi için geldim. Ona Kambur denmesi de hoşuma gitmedi.
-Ben ona hep öyle hitap ettim. Kendisi bundan hiç şikâyetçi değildi.
-Onun gibi tevazu sahibi bir insan kolay kolay şikâyette bulunmaz. Yıllardır buraya gelir giderim, ancak onun sırtındaki kambur pek dikkatimi çekmezdi. Tâ ki şu ana kadar… Evet, düşünüyorum da onun sırtında kambur vardı, hem de iki tane. Ben onun kamburlarına değil, ağzından çıkan hikmet dolu sözlere bakardım.
-Evet, konuştu mu güzel konuşurdu.
-Bana çok büyük yardımları oldu.
**
Ürün Açıklaması
Yazarı : Ömer Faruk HÜSMÜLLÜ
Yayın Tarihi     2012-08-06
ISBN     6054543298
Baskı Sayısı     2. Baskı
Dil     TÜRKÇE
Sayfa Sayısı     183
Cilt Tipi     Karton Kapak
Kağıt Cinsi     Kitap Kağıdı
Boyut     13.5 x 21 cm
**
EDİTÖRDEN:
"Gözlerim yoruldu. Daha aydınlık olamaz mı bu mağaranın içerisi?"
"Karanlık da ışık da insanın ruhundadır. Gözlerini kapat ve öyle konuş. Daha rahat edersin. Hem göremeyeceğim diye korkma, eskisinden çok daha iyi göreceksin."
Yazar, roman boyunca yansız/nesnel davranıyor. İki kişi arasında geçen konuşmaların akşam saatlerinde yapılıyor olması kahramanların ruhsal durumlarındaki kaosu daha da belirginleştiriyor. Sürükleyici olduğu kadar da şaşkınlık, öfke ve kızgınlık uyandıran bir üslûbu var. Kendinizi, bazen bilge, bazen de serserinin yerine koymanıza neden olabiliyor. Romanda ayrıca yalın bir dille felsefi bir içerik oluşturulmuş. Bu da romanın akıcılığı ve anlaşılabilirliği konusunda bize yardımcı oluyor.
Hilal ERBOYACI
**
BİR OKUR YORUMU
Okuduğum en enteresan kitaplardan biri. İki seferde bitirdim kitabı. Kitap tanıtımda iki kişinin diyalogu olarak görülebilir ama o kadar keyifli bir üslup kullanılmış ki keyifle okunuyor. Kitaptan birçok cümle ise hayat dersi çıkarılabilecek nitelikte ve notlar aldım. Kişisel gelişim sevenlere kesinlikle tavsiye edebileceğim sıradışı bir kitap.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yazarlar ve yapıtlar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Eyvah, Kitap Yazdım! - 2
Kitaplarımı Basacak Yayınevi Arıyorum
Bahtiyar Vahabzade'yi Dokuz Sene Önce Kaybettik
İzedebiyat'da Kimleri Okuyorum
Bu Adamlardan Hangisi Deli?
Eyvah, Kitap Yazdım! - 1
Seksen Beş Yaşındaki Bir Yazarın Feryadı

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Atatürk’ün Ordu - Savaş ve Barış Hakkındaki Sözleri
Türk Devletleri Ne Zaman Kuruldu ve Ne Zaman Yıkıldı?
İnsanoğlu Dur ve Dinle!
Kitapsız Bir Din Doğdu,haberiniz Var mı?
Kızılderili Soykırımı / American Natives Genocide
Bayrağın Türklerde Önemi
Kitapları Yakın, Kütüphaneleri Yıkın!
Facebook’a Bir Önerim Var
Eleştirinin Eleştirisi - 3
İktidara Gelebilmek İçin Tüyolar!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.