"Usun ve deneyimin aksaçlılarınki gibi, ama yüreğin masum çocuklarınki gibi olsun." -Schiller |
|
||||||||||
|
Yakın bir süre önce kitabevine gelen okuyucu; öğretim görevlisiymiş. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Türkiye'nin Dış politikası konusunda, inceleme yaptığını bu konuda kendisine önerebileceğim bir kitap olup olmadığını sordu. Kendisine; “Evet hocam var, hemde iyi bir kitap var. Dönemin tanığı bir diplomatın anıları” dedim. Doçentlik tezinin konusu İsmet İnönü'nün dış politikası, özellikle, Yahudilere karşı politikası ve uygulamaları üzerineymiş. Emekli Diplomat Selahattin Ülkümen'in anıları: “Bilinmeyen yönleriyle Bir Dönemin Dışişleri” isimli kitabını, Figen Hanım'dan çok duymuştum. İskenderun'da okuma imkanım olmamıştı. İstanbul'da kitabı buldum ve okumuştum. Hocaya yararlı olacağını düşündüm. İşte önerdiğim kitap, bu yazıyı yazmama neden oldu. Tek parti döneminin dış politikası hep ilgimi çekmiştir. Atatürk'ün, “Yurtta Barış Dünyada Barış” düşüncesininin ne kadar isabetli olduğunu, günümüzde yaşadığımız olaylar göstermektedir. İnönü'nün: çocukları aç bıraktım, ama babasız bırakmadım, savaş felakettir.. gibi ifadelerini hep duyardım. Türkiye'nin Savaş'a girmemesini İnönünü'nün büyük bir başarısı olarak zamanın tanığı insanlardan hep duymuşumdur. Ne İngilizler ne de Almanlar Türkiye'yi savaşa sokabilmişlerdir. 1939-1945 yılları arasındaki gelişen olaylar ve savaş şüphesiz ki, Türkiye'yi çok etkilemiş ve içinde bulunduğumuz çıkmazın da temel nedeni olmuştur. Dönemin tanığı, Selahattin Ülkümen anılarında o yılları anlatmaktadır. Kitabının sunuşunda, çileli meslek hayatında haksızlıklarla nasıl mücadele ettiğinin öyküsünü anlatmaktadır. İyi insan olmanın, çok değil, tek şarta bağlı bulunduğunu, bunun da, kendinize yapılmasını istemediğiniz bir davranışı başkasına yapmamaktan ibaret olduğunu anlatmaya çalışmaktadır. Sadece vicdanının sesini dinleyerek, yetki sınırları içinde, Nazi zulmünden kurtardığı insanların minnet ve şükran dolu sözleri, onun için en büyük ödül olmuştur. Kitap, 30 Ocak 1943'de Adana civarında, Yenice'de kör bir hatta çekilen beyaz trenin salonlu vagonunda, Churchill, İnönü'ye “Kuzeyinizdeki tehlike, iki yüz Alman tümenin Rus cephesine doğru kaymaya başlaması, güneyinizdeki tehlike ise Rommel'in Afrika cephesinde bin altı yüz mil geri çekilmesiyle ortadan kalmıştır. Ama Almanlar artan petrol gereksinimleri dolayısıyla,”Drang nach osten; Doğu'ya baskın planlarını uygulamak isteyecekler, bu yüzden önümüzdeki 1943 yazında yeni bir harekata girişeceklerdir...” açıklamasını ve orada olup bitenleri de gözler önüne sermektedir. Kitap sadece diplomatik anılardan ibaret değil. Hatay tarihine de ışık tutuyor. Kitabın Hatay'la ilgililerini bölümlerini aktarmak istiyorum: Hatay Davası'nın, silahlı mücadele dönemi, 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Anlaşması'nın yürürlüğe girmesiyle son bulmuştu. Fakat, umutlarınuı yitirmeyen Hataylılar, bundan hemen sonra siyasi mücadeleye başladılar. İlk örgüt, düşman işgalinden kurtulan, Adana'da şu kurucu üyeler tarafından oluşturuldu: Tayfur Sökmen, Rasim Yurtman, Samih Azmi Ezer, İdris Ülkümen, Nuri Aydın, Şükrü Oğuz, Ferit Katipoğlu, Hoca Mustafa, Hacer, Ali Kurşuncu. Bu Dernek, Hatay davasını unutturmamak ve daima canlı tutmak için hiçbir gayreti esirgemez, hiçbir fırsatı kaçırmazdı. Örneğin Büyük Zafer'den sonra, 15 Mart 1923 tarihinde, Atatürk'ün ilk kez Adana'yı ziyaretinde, üstünde “Anavatana kavuşmayı bekleyen esir Antakya-İskenderun” yazılı pankartlarla, bayraklarla karşılama töreni düzenlenmişti. Büyük kurtarıcı, bu canlı ve etkileyici tablo karşısında durmuş ve “ Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde esir kalamaz” özdeyişiyle, kurtuluşu daha o zamandan müjdelemişt, bu sözler artık, Hatay'ın siyasi mücadele tarihinin bir simgesi olmuştu. Avrupa'yı Afrika'yı bilen yazarın şu cümlelerini çok önemsedim: “Feodalite döneminde, kilse bağnazlığı, derebeylerinin zulmü nedeniyle, güvenlik, adalet ve tolerans özlemi içinde bulunan Batı toplulukları, Avrupa'ya yayılmaya başlayan Türkleri kurtaeıcı olarak karşılamışlarddı. Ne var ki, giderek Avrupa'da önce güzel sanatlarda başlayan hümanizmayı, bilimde akılcılık izlerken, osmanlı İmparatorluğu gerileme dönemine girmiş roller değişmişti.” Kitap araştırıcaların değil, yakın tarihe ilgi duyan ve öğrenmek isteyen herkesin başucu niteliğinde. Tanıtmaya çalıştığım anı kitabını maalesef bulmak veya temin etmek oldukça zor. Kitap günümüze ışık tutacak önemli tesbitlere yer veriliyor. Kitap basılır ve tekrar okuyucuya ulaşırsa, kitabın kısa süre içinde satılacağını ve ilgi göreceğini düşünmekteyiz. Ayrıca Selahattin Ülkümen, edebiyatla, şiirle de ilgilenmiş bir sanat dostu ve bir de şiir kitabı yayınlanmış. İlerde şiirlerini de burada anlatmak ve paylaşmak dileğiyle...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © kemal düz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |